"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/113 Esas, 2024/64 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki imar uygulaması nedeniyle yerinde korunamayan yapı bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Yalova ili, ........., Mahallesi, 629 ada 1 nolu parselde tapuya kayıtlı taşınmazda hissedar olduğunu, taşınmaz üzerinde bulunan binada iki dairenin ona ait olduğunu, 1999 yılında davalı ... tarafından dava konusu taşınmazı da içine alan bölgede imar uygulaması yapıldığını, bu uygulama ile müvekkilinin binasının önündeki yolun genişletildiğini ve binanın müvekkiline ait kısmının yolda kaldığını, evin yıkılmasına karar verildiğini, davalı ... Başkanlığına ait Yalova ili, ......., Mahallesi 671 ada 9 parseldeki 127 m² hissenin 3194 sayılı İmar Kanunu'nun (3194 sayılı Kanun) 17 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca müvekkiline satışına ve kısmen yolda kısmen de 629 ada 8 parsel üzerinde bulunan binanın enkaz bedelinin satış bedelinden düşürülmesine karar verildiğini, kararda ada ve parsel numaralarının hatalı yazıldığını, dava konusu taşınmazda davacının payının idareye geçtiğini, bu hisse karşılığında 631 ada 9 parselde davalı belediyeye ait 930/2400 hissenin davacı adına tescil edildiğini, satış yapılırken yapı bedelinin satış bedelinden mahsup edilmesi işleminin yapılmadığını, davalı belediyece 629 ada 1 parseldeki binanın tek ... üzerine yapılmış olması ve yolda kalıp müvekkiline ait olan kısmının tek başına yıkılamayacağı gerekçesiyle yıkımı yapmadığını, belediyenin 617 ada 9 parseldeki belediye hissesini raiç bedelinden davacı müvekkiline sattığını, davalı ... tarafından dava konusu yapı için belirlenen enkaz bedeli az olduğu gibi davacıya da ödenmediğini belirterek dava tarihi itibarıyla evin gerçek değeri tespit edilerek belirlenecek enkaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26.05.2016 tarihli ve 2016/100 Esas, 2016/416 Karar sayılı kararı ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin 26.05.2016 tarihli ve 2016/100 Esas, 2016/416 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; adli yargının görevli olduğundan bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 20.06.2019 tarihli ve 2019/261 Esas, 2019/316 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin 20.06.2019 tarihli ve 2019/261 Esas, 2019/316 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davaya konu yapının süreçte davalı idarece yıkılıp yıkılmadığı, yıkılmasa dahi yapıya girişinin engelli olup olmadığı, halen davacının kullanımında olup olmadığı araştırılıp, bu husus açıklığa kavuşturulduktan sonra; davacı vekilinin zemin ve 1. kattan oluşan yapının her bir katının 72 m² olduğuna dair beyanı var ise de yapının muhdesat bilgilerini içerir bilgiler taraflardan temin edildikten, davacıya ait yapının alanı net olarak tespit edildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; belediye tarafından tüm işlemlerinin hukuka uygun tesis edildiğini, yapının davacıya ait kısmının yolda kaldığını, taşınmazda dava dışı üçüncü kişiye ait binanın da bulunduğunu, iki yapının ortak ..., kolon ve kirişlere sahip olduğunu, davacı lehine bedele hükmedilmesinin hatalı olduğunu, raporun çelişkili olduğunu, yıpranma oranının hatalı olduğunu, icra dosyasında ödeme yaptıklarını ileri sürerek temyiz yoluna başvurumuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, imar uygulaması nedeniyle yerinde korunamayan yapı bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ile 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 3194 sayılı Kanun'un 17 nci maddesinin son fıkrası ile 18 inci maddesinin 10 uncu fıkrası.
5. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı fazla alınan temyiz harcının istenildiğinde davalı idareye iadesine,
04.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.