Logo

5. Hukuk Dairesi2024/5706 E. 2025/1472 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tescilinin yol olarak terkini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerlendirilmesinin uygun olduğu, uygulanan kapitalizasyon faizi ve objektif değer artış oranının yerinde olduğu, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ve diğer yasal düzenlemeler gözetilerek davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1728 Esas, 2024/579 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mut 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/541 Esas, 2021/67 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili ile yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, ..., ...........Mahallesi 305 (ifrazen 332 ada 59) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitini ve yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı taraf cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespitine, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; karara dayanak bilirkişi raporunun kabul edilemez olduğunu, münavebe desenine itirazlarının bulunduğunu, bilirkişi heyetinin net gelir yöntemi ile bulduğu bedel üzerinden % 15 objektif değer artışı uygulamasının doğru olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu, tarım arazisi vasfında değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, %15 objektif değer artışı uygulanmasının hatalı olup en az % 200 objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, taşınmaz ve muhdesat bedellerinin çok düşük olduğunu, Mut İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin hatalı olduğunu, verilerinin piyasa fiyatlarını yansıtmadığını, civar ilçe verilerinin de getirtilip değerlendirilmesi gerektiğini kamulaştırma işlemi nedeniyle taşınmazın arta kalan kısmında % 85 oranında değer azalışı oluşacağını ve taşınmazdan arta kalan kısım ile yol arasında kot farkı oluşacağını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi olarak kabul edilip biber, buğday ve fasülye münavebeye alınmak suretiyle bedelinin tespit edildiği, %15 objektif değer artışı uygulanmak suretiyle 56,33 TL/m²den bedelinin tespit edildiği, kamulaştırmadan geriye kalan taşınmaz olmadığı, dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi kabul edilmek suretiyle İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü gelir ve maliyet çizelgesine göre taşınmaz bedelinin tespit edildiği, uygulanan objektif değer artışının uygun olduğu, bunlara ilişkin değerlendirmenin yerinde olduğu, davacı kurum vekiline vekâlet ücreti verilmeyeceği ve harçtan muaf olması sebebiyle harç alınmayacağına ilişkin yapılan değerlendirmelerin usul ve yasaya uygun olduğu, kararda usul ve Kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; karara dayanak bilirkişi raporunun kabul edilemez olduğunu, münavebe desenine itirazlarının bulunduğunu, bilirkişi heyetinin net gelir yöntemi ile bulduğu bedel üzerinden % 15 objektif değer artışı vermesinin doğru olmadığını, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu, % 15 objektif değer artışı uygulanması hatalı olup en az % 200 objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, taşınmaz bedelinin çok düşük olduğunu, kapitalizasyon faizinin % 3 oranında uygulanması gerektiğini, kamulaştırma işlemi neticesinde taşınmazdan arta kalan kısım ile yol arasında kot farkı oluşacağını, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı uyarınca kamulaştırma bedeline dava tarihinden itibaren TEFE- TÜFE oranında faiz uygulanması gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.

C.Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki Mersin ili, ..., ........Mahallesi 305 (ifrazen 332 ada 59) parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.

4. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.

5. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön görülmemiştir.

6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.