Logo

5. Hukuk Dairesi2024/5757 E. 2025/1797 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin kamulaştırmasız el koyduğu taşınmazın bedeli ve ecrimisil bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu, davacı vekilinin tazminat ve ecrimisil için ayrı ayrı vekalet ücreti talebinin ise yerinde olmadığı değerlendirilerek, davalı idarenin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/3318 Esas, 2024/408 Karar

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nazilli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/188 Esas, 2023/298 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile ecrimisilin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda;

Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihaî kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre her bir paydaş için hüküm altına alınan ve temyize konu edilen ecrimisil bedeli Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle; ecrimisil talebi yönünden taraf vekillerinin temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla reddine karar vermek gerekmiştir.

Taraf vekillerinin kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat bedeli yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Aydın ili, 82 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat ile ecrimisilin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; Büyükyatak değiştirmediğini, taşınmazın dere yatağında kalan kısmının özel mülkiyete konu olamayacağını ve Devletin hüküm ve tasarrufu altına gireceğini, kamuya ait suların yatağında ya da seviyesinde değişme gibi sebeplerle sahipsiz yerlerde yeniden oluşan yararlanmaya elverişli arazinin Devlete ait olacağını, nehir yatağının doğal yollarla yön değiştirmesi nedeniyle özel mülkiyet altındaki arazilerin nehir yatağında kalmasından doğacak hak kayıplarından da Hazinenin sorumlu olduğunu, husumetin Hazineye yöneltilmesi gerektiğinden husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, faiz talebinin de hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davası kabulüyle taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bedeline hükmedilen dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ve davalı idare adına tesciline ve dere yatağı olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepler

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu uyuşmazlığın idari yargının görev alanında olduğunu, dava konusu taşınmazın nehir yatağı altında kalan kısmının sahipsiz mal hükmünde olduğunu, sahipsiz malların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğundan husumetin Maliye Hazinesine yönetilmesi gerektiğini, derelerin ıslah çalışmasını yapma görevinin Büyükşehir Belediyesinde olduğundan yetki ve sorumlulukları bulunan Büyükşehir Belediyesi yönünden davaya devam edilmesi gerektiğini, müvekkili idare tarafından Büyük Menderes Nehri üzerinde yapılan çalışmaların, taşkın önleme amaçlı ve projesiz çalışma olduğunu, nehir yatağının değişmesine neden olacak ya da sabit hale gelmesini sağlayacak projeli bir çalışma olmadığını, bu yönüyle kamulaştırmasız el atma olgusundan söz edilemeyeceğinden davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, el atmanın kalıcı mı geçici mi olduğunun araştırılmadığını, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın Bakanlar Kurulu Kararı ile taşkın sahası olarak tespit ve ilan edilmiş olmasından dolayı taşınmazda meydana gelecek zararlardan müvekkili idarenin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, ecrimisil talebinin de kabulünün mümkün olmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın sulu arazi niteliğinde olduğu kabul edilerek tazminat bedelinin belirlenmesinin, 1.yıl d.mısır, 2.yıl buğday-s.mısır ve 3.yıl pamuk ürünleri münavebesi uygulanmasının, 2022 yılıTarım ve Orman Müdürlüğüne ait üretim masraflarıyla hasat dönemindeki ortalama toptan kg satış fiyatı üzerinden hesaplama yapılarak değer belirlenmesinin, taşınmaza dere yatağının değiştirilmesi nedeniyleiçerisinde kalıp bir kısmına sedde yapılıp servis yolu olarak kullanıldığından, taşınmazın bedelinin belirlenmiş olmasının doğru olduğunu, taşınmazın nitelikleri itibarıyla sulu arazi olarak değerlendirmesinin, %4 kapitalizasyon faiz oranı uygulanmasının, maliyet cetveline göre bulunan üretim giderinin brüt gelirin %50'sine yakın olması nedeniyle, brüt gelirin, %40'ının masraf olarak alınmasının da doğru olduğu ecrimisil hesaplamasında da isabetsizlik görülmediği; ancak davacının dava açarken yatırmış olduğu, 80,70 TL başvurma harcının, davalı idarenin harçtan muaf olduğu gözetilerek yatıran davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, davacıya iadesine karar verilmesinin ve hükmedilen tazminat ve ecrimisil toplamı üzerinden davacı lehine tek vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken, hükmedilen tazminat üzerinden ve hükmedilen ecrimisil bedeli üzerinden davacı yararına ayrı ayrı vekâlet ücreti takdir edilmiş olması doğru görülmeyerek düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tazminat talebi için ayrı ecrimisil talebi için ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değeri ile ecrimisil bedelinin davalı idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A.Taraf Vekillerinin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi yönünden;

Taraf vekillerinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Taraf Vekillerinin Kamulaştırmasız El Atmaya Dayanan Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.