"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/671 Esas, 2024/655 Karar
DAVALILAR: ... vd. vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ: 14.04.2022
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: ...2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/188 Esas, 2023/487 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince davacı idare vekilinin istinaf başvurusu süresinde yapılmadığından bahisle 12.01.2024 tarihli ek karar ile istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince istinaf edilmiş ise de davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun 12.01.2024 tarihli ek karar ile reddine karar verildiği ve davacı idare vekili tarafından istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararı davacı idare vekilince temyiz edilmediği anlaşılmış olup her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvuruları hakkında değerlendirme yapılmış ise de süresinde olmayan başvurunun maddi hata neticesinde değerlendirilmesinin ilgili tarafa temyiz hakkı vermeyeceği de gözetilerek İlk Derece Mahkemesi kararı davacı idare vekilince karar istinaf edilmediğinden, kararı istinaf etmeyen tarafın aleyhine bir durum oluşmadıkça, bu kararı temyiz etme hakkı bulunmamaktadır.
Davacı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verildikten sonra, davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ..., ... Mahallesi 51 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde ve aynı tarihli istinaf dilekçesine ek beyan dilekçesinde özetle; taşınmazın bedelinin düşük hesaplandığını, emsal taşınmazın hatalı belirlendiğini, taşınmazın değeri belirlenirken objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, Anayasa Mahkemesi iptal kararı doğrultusunda faiz uygulanması gerektiğni ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın bedelinin belirlenmesinde emsal alınan taşınmazın doğru olduğu, dosya içinde mevcut ...Belediye Başkanlığının yazısı ile taşınmazın çevresinde imar uygulaması yapılan taşınmaz bulunmadığı bildirildiğinden, dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 nci maddesine uygun şekilde %45 oranında düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmasının doğru olduğu, taşınmazın üzerindeki yapılara, dava tarihi itibarıyla yayımlanmış bulunan 2022/3 dönem Yapı Yaklaşık Maliyet Cetveli esas alınıp, bilirkişi raporuna ekli fotoğraflarda belirli yaş ve özelliklerine uygun oranda yıpranma payı düşülerek değer belirlenmesinin uygun olduğu, ağaçlara yaş, cins ve verim durumlarına uygun ...İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün 2022 yılı ağaç cetveline uygun olarak maktu değer belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediği belirtilerek başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; üzerindeki yapıya aynı Kanun'nun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca maddesi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek; ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumu dikkate alınmak suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davacı İdare Vekilinin Temyizi Yönünden;
Davacı idare vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
B. Davalılar Vekilinin Temyizi Yönünden;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.01.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy)
(Karşı Oy)
K A R Ş I O Y
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.
Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca faizin uygulanmasına yönelik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (Davalılar vekilinin 16.08.2023 tarihli istinaf dilekçesi ve 04.03.2024 tarihli temyiz dilekçesindeki itirazlarına ilişkin dilekçesi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.
Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümezliğinden ve her davanın açıldığı tarihteki fiilî ve hukukî duruma göre karara bağlanacağından bahisle uygulanamayacağı yönündeki gerekçeli kararın "Değerlendirme" bölümünün 3 No.lu bendinde yazılı faize ilişkin sebep ve gerekçesine katılmıyoruz. 13.01.2025