Logo

5. Hukuk Dairesi2024/5769 E. 2025/1397 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tahsili istemine ilişkin davada, Bölge Adliye Mahkemesi'nin gelir metodu ile belirlenen bedelin hukuka uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, taşınmazın değerini belirlerken gelir metodunu kullanmasının ve bilirkişi raporuna dayalı olarak bedeli tespit etmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/4016 Esas, 2024/513 Karar

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Menemen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/143 Esas, 2023/267 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kamu düzenine ilişkin olarak kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ...,.......... Mahallesi 463 parsel sayılı taşınmazın ..... Nehrinin taşması, yatak değiştirmesi sebebiyle su altında kaldığını ve bu kısımların sürekli olarak kullanılamaz hale geldiğini belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın davacıların murisi ... tarafından 17.10.1989 tarihinde satın alındığını, taşınmazın 1985 yılında dahi nehir yatağı içerisinde olduğunu, davacıların murisi tarafından dava konusu taşınmazın...Nehri yatağında kaldığı bilinerek 1989 yılında satın alındığını, idarelerince yapılan incelemeler neticesinde İzmir ili, ..., Mahallesi, 463 parsel numaralı taşınmazın bulunduğu alanda...Nehrinin belirtilen kısımda günümüze kadar doğal akışını tabi hali ile menderes oluşturarak ve güzergahının bazı kesimlerinde yatak değiştirmek suretiyle ve dışarıdan hiçbir müdahale olmadan sürdürdüğünü, ancak uzun yıllar içerisinde bazı arazilerin sınırlarında nehir yatağına doğru toprak kaymaları olduğunu, zaman içerisinde bu hareketliliğin devam etmesi sonucunda nehir yatağı ile suyun akış güzergahının değişime uğradığını, yeni bir akış yatağı meydana geldiğini, ...Nehrinin akış güzergahında özel mülkiyetlerdeki bir kısım taşınmazların da mecra içerisinde kaldığını, idare tarafından herhangi bir plan ve projeye dayanılarak...Nehrine müdahale edilmediğini, ...Nehrinin yıllara sari olarak tamamen kaçınılmaz ve engellenmesi mümkün olmayan doğa şartları ile dava konusu parsele yöneldiğini, dava konusu taşınmazın bir kısmının...Nehri yatağı içinde kalmasının idarelerinin çalışma ve hatasından kaynaklanmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle:bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, yıllık net gelir hesaplamasında kullanılan ürünlerin ortalama verim kg ile ortalama satış fiyatları düşük belirtildiğini, üretim giderlerinin de bunun aksine çok yüksek hesaplanarak yıllık net gelirin düşük gösterildiğini, benzer mahiyetteki dosyalara nazaran m² birim fiyatının düşük belirlendiğini, mahkemece maktu vekâlet ücreti hesaplanmışsa da nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemiyle istinaf talebinde bulunmuştur.

2.Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı yanın yirmi yıllık hak düşürücü süreyi fazlasıyla geçirdiğini, mahkemece mevzuata aykırı olarak idare aleyhine peşin ve başvuru harcına hükmettiğini, dava konusu taşınmazın el atma tarihindeki su kaynağının olup olmadığı araştırılmadan sulu arazi olarak değerlendirilerek eksik incelemeyle yüksek bedel hesaplanmasının kanuna aykırılık teşkil ettiğini, taşınmazda var olan değer düşüklüğünün nazara alınmadığını, raporda dava konusu taşınmaz için ek bilirkişi raporunda % 10 oranında objektif değer artışı uygulanmasının hukuka ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) aykırı olduğunu, müvekkili tarafından taşınmaza müdahale edilmediğini, aktif dere yataklarının mülkiyete konu olamayacağını, verilen kararın kanuna aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemiyle istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sulu arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazların yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre %4 kapitalizasyon faiz oranı uygulanması ve dava konusu taşınmazın konumu, yüzölçümü, bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri ve gelişmişlik durumu dikkate alınarak, tespit edilen metrekare birim fiyatına objektif değer artış oranı ilave edilmesi gerektiği düşünülerek, taşınmazların bedelini hesaplayan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle bedele hükmedilmesi ve dava konusu taşınmazlara 04.11.1983 yılından önce el atıldığından, davacılar yararına maktu vekâlet ücreti takdir edilmiş olması doğru görülmüştür; münavebeye esas alınan pamuk, mısır ve domates ürünleri için maliyet cetvelinde belirtilen üretim giderinin ekonomik tarım yapılmasını engeller seviyede yüksek olmasına karşın aynen alınarak m² birim fiyatının düşük tespiti, net gelirin hesaplanmasında, maliyet cetvelinde yer alan üretim giderlerinin, brüt gelirin 1/3'ünden az olamayacağı gibi, üretim giderinin brüt gelirin %50'sine yakın olması halinde de, ekonomik tarımdan bahsedilemeyeceğinden, Türkiye ortalamasına göre, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ü olarak hesaplama yapılması gerektiği dikkate alınarak yapılan hesaplama ve davalı idare harçtan muaf olduğu hâlde, harçtan sorumlu tutulması gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kamu düzenine ilişkin olarak kısmen kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üçüncü alt bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un geçici 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve altıncı fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca tespit edilen bedelin davalı idareden tahsiline, dava konusu taşınmazın davacılar adına olan tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.