"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1754 Esas, 2024/305 Karar
KARAR : Esastan ret/ Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erciş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/228 Esas, 2023/262 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine; Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idarenin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Van ili, ..., ... Mahallesi 109 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı taraf cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemesinin hatalı karar verdiğini, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, taşınmazlara biçilen metrekare birim fiyatının fahiş hesaplandığını, taşınmaz ile emsal alınan taşınmazın kıyaslanma işleminin hakkaniyetli olmadığını, taşınmazların merkeze 100 km uzaklıkta olduğunu, emsal alınan taşınmazın ise İpekyolu ilçesinde olduğunu, yapılmış olan kıyaslama işleminin yasalara ve usule aykırı olduğunu, emsallerin yüzölçümü ile kamulaştırılan taşınmazın yüzölçümünün birbirine uygun olmadığını, emsal taşınmazın satış tarihinin dava tarihinden sonra olduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemesinin hatalı karar verdiğini, bedel tespitinde kullanılan verilerin bilimsel kriterlerden uzak olarak hesaplandığını, Erciş ilçesinde bulunan taşınmazın değerinin çok daha fazla olduğunu en düşük değer ve kriterleri baz olarak hesaplandığını ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Erciş ilçesinin çarşı merkezinde ve iş yerlerinin toplandığı bölgede olduğunu, güzergahının merkezi konumda olduğunu, metrekare rayiç bedelinin bilirkişi raporunun hesapladığı miktarın üstünde olduğunu, emsal alınan taşınmazın kıyas işleminin hatalı olduğunu, taşınmazın Van merkezine 100 km uzaklıkta olduğunu, emsal alınan taşınmazın İpekyolu ilçesinde olduğunu yapılan kıyas işleminin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın ve emsal alınan taşınmazın yüz ölçümünün ve bulundukları mevkilerin birbirlerine yakın olmadığını, müvekkile yasal faiz uygulanarak ödenecek olan para; aynı dönemdeki enflasyon oranları karşısında uğranılan maddi kaybın sonuçlarını gidermeye yetmediğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazların zeminine, emsalin üstün ve eksik yönleri kıyaslanmak suretiyle değer biçilerek, üzerindeki yapılara ise 2017 yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyet Cetveline göre yıpranma oranları da belirlenip düşülmek suretiyle bedel belirlenmesinde, bir isabetsizlik görülmemiştir; ancak İlk Derece Mahkemesi karar tarihinden sonra, 2942 sayılı Kanun’un 10 ncu maddesinin dokuzuncu fıkrasının iptaline dair Anayasa Mahkemesinin 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile bu kararın gerekçesinde ayrıca kamulaştırılan taşınmazın gerçek karşılığının ödenmesi gerektiğinin belirtilmesi ve Anayasa'nın "Kamulaştırma" başlıklı 46 ncı Maddesinin son fıkrasında düzenlenen "...Herhangi bir şekilde ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır." hükmü gereğince tespit edilen kamulaştırma bedeline dava tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi hususunun gözetilmesi gerektiğinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, istinaf mahkemesinin işlenilen faizin "kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz" olarak belirlemesinin hukuka uygun olmadığını, işlenecek faizin yasal faiz olması gerektiğini, 102.631,11TL İlk Derece Mahkemesinin 2017/461 Esas sayılı dosyasında yatırıldığından işlenecek faizin 19.11.2017 tarihinden önceki karar tarihi olan 14.02.2019 tarihine kadar olması gerektiğini, yeni oluşan fark bedel olan 5.071,81 TL ise 19.11.2017 tarihinden yeni karar tarihi olan 07.07.2023 tarihine kadar olması gerektiğini, işlenen faize ve faizin işlenme dönemine itiraz ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Van ili, ..., ... Mahallesi 109 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlara 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalıya ödenmesine karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
5. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı öncesi fark bedele İlk Derece Mahkemesinin ilk karar tarihine, kaldırma kararından sonra fark bedele ise ikinci karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken, fark bedelin tümüne ikinci karar tarihine kadar kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz işletilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin "mahsubu ile" cümlesinden sonrasının çıkarılması, yerine " kalan 102.631,11 TL'ye dava tarihinden 4 ay sonrası olan 20.11.2017 tarihinden ilk karar tarihi olan 14.02.2019 tarihine kadar, kalan fark bedel olan 5.071,81 TL'ye ise dava tarihinden 4 ay sonrası olan 20.11.2017 tarihinden ikinci karar tarihi olan 07.07.2023 tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına, belirlenen faizin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.
Bu nedenle somut olayda kanaatimizce;
Her ne kadar 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmesi ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar geçen süre için kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması”, diğer bir ifadeyle Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak “dava tarihinden itibaren karar tarihine kadar faize hükmedilmesi(aynen temyiz incelememize konu Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4 üncü Hukuk Dairesinin; “dava tarihinden itibaren karar tarihine kadar geçen süre için kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanmasına ilişkin” kararında olduğu gibi)” gerekmekte ise de;
Davalı tarafın, “dava tarihinden itibaren “Yasal Faiz”in dışında bir “Faiz”in uygulanmasına ilişkin” Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26/1 inci maddesinde düzenlenen “Taleple bağlılık ilkesi” kapsamında değerlendirilebilecek bir temyiz talebi de (dosya kapsamında) söz konusu olmadığından, Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı Dairemiz Sayın çoğunluğu tarafından verilen, diğer yönleri ve sonuç itibarıyla katıldığımız, “Düzeltilerek Onanma Kararı”nın, “Değerlendirme” bölümünün 4 No’lu bendinde yazılı olan gerekçelere (hususen de bu bentte yazılı olan; “davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması gerektiği” gerekçesine) “faizin başlangıç tarihi” ve “faizin türü” yönünden, açıkladığımız nedenlerle katılmıyoruz. 05.03.2025