"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 55. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/646 Esas, 2024/141 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/953 Esas, 2021/933 Karar
Taraflar arasındaki arsa paylarının düzeltilmesi davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar ... ve ... İlaç Dış Ticaret Gıda Otomotiv Petrol İnşaat Turizm Anonim Şirketi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar ... ve ... İlaç Dış Ticaret Gıda Otomotiv Petrol İnşaat Turizm Anonim Şirketi vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.03.2025 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü yetki belgesine istinaden davacı vekili Avukat ... gelmiş, diğer davalılar vekili duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; arsa paylarının düzeltilmesini ve düzeltimin tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Türkiye Vakıflar Bankası vekili cevap dilekçesinde; husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini istemiştir.
2.Davalı ... Aycibi cevap dilekçesinde; reddi miras kararının kesinleştiğini ve dava ile ilgili taraf sıfatının olmadığını beyan etmiştir.
3.Davalı ... Aybicin vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uzun süre zarfında arsa paylarına itiraz edilmemiş olması dikkate alındığında, açılan davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci madde hükmüne aykırılık teşkil ettiği, davanın haksız olduğu, her ne kadar bilirkişi raporunda arsa payları yeniden düzenlenmiş olsa da bu tespitlerin 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayılı Kanun) 3 üncü maddesindeki yasal koşulları sağlamadığı, arsa payının değere göre belirlenmediği ve bu hususunun somut delillerle ispat edilemediği, ispat koşulu sağlanmadığından mevcut bilirkişi raporu hilafına davanın reddine, davalı ... vefat ettiğinden ve diğer davalılar ..., ... ve ...'in muris ...'in mirasını reddettiği, bu nedenle pasif husumet ehliyetleri bulunmadığından davanın reddine, davacı ... bakımından ise yargılamanın devamında tapu maliki sıfatı kalmadığından aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ... ve ... İlaç Dış Ticaret Gıda Otomotiv Petrol İnşaat Turizm Anonim Şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar ... ve ... İlaç Dış Ticaret Gıda Otomotiv Petrol İnşaat Turizm Anonim Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılardan ...'ın gayrimenkulü tapuda devrettiği ... İlaç Dış Ticaret Gıda Otomotiv Petrol İnşaat Turizm Anonim Şirketi'nin davacı olarak kaydedilmediğini, dahili davalı olarak kaydedildiğini, mahkeme ... yönünden ölüm ve mirasçılarının reddi miras sebebiyle pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verdiğini ancak sözü geçen bağımsız bölümle ilgili ne karar verileceğini belirtmediğini, aile apartmanı şeklinde yapılan binanın arsa paylarının bağımsız bölümlere tahsisinin hiç inşaattan anlamayan bir kişiye bile gösterilse orantısız yapıldığının anlaşılacağını, aile binası niteliğindeki bu yere istedikleri gibi arsa payı verip imzaladıklarını, müvekkillerinin kat irtifakına ilişkin yönetim planında imzalarının olmadığı, ne zaman ki kentsel dönüşüm ile binaların yıkılıp yeniden yapılması gündeme geldiğinde, bununla ilgili paylar oranlar bilinmeye başlayınca bağımsız bölüm sahiplerinin tapu kayıtlarını incelediklerini ve gayrimenkullerinin arsa paylarının düzeltilmesi gerekip gerekmediğine karar verdiklerini, mevcut durumun hukuka ve adalete açıkça aykırı olmasına rağmen ve buna kat irtifakının kurulduğu günkü şartlarda bu şekilde hukuka aykırı olarak kat irtifakı yapılması suretiyle sebep olunduğunun açık olmasına rağmen mahkemece davalarının reddedilmesinin açıkça hukuka, hakka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda ana gayrimenkulde kat mülkiyetine geçildiği, kat irtifakı tesisi tarihinde bağımsız bölümlere tahsis edilen arsa paylarının tespitinde dikkate alınmayan somut ve haklı nedenlerin bulunduğu ispatlanamadığı, bu durum karşısında 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi uyarınca herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz hükmü de dikkate alınarak bu davanın açılmasının iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağından davacının arsa payı düzeltim talebinin reddi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, taraf sıfatının mahallinde düzeltilebilecek maddi hata olduğu, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasal gerektirici nedenlere göre karar verilmiş olması sebebiyle, incelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebepleri yerinde olmadığı gerekçesiyle ... ve ... İlaç Dış Ticaret Gıda Otomotiv Petrol İnşaat Turizm Anonim Şirketi'nin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ... ve ... İlaç Dış Ticaret Gıda Otomotiv Petrol İnşaat Turizm Anonim Şirketi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar ... ve ... İlaç Dış Ticaret Gıda Otomotiv Petrol İnşaat Turizm Anonim Şirketi vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebeplerini tekrar ederek ayrıca kararında taraf teşkili ve buna bağlı olarak harç masraf karşı yan vekâlet ücretinin yanlış hesaplandığını, somut olayda kat irtifakı kurulduğunda arsa paylarının payları ile orantılı olarak tahsis edilmediğinin görüleceğini, bilirkişinin de o tarihteki değerlere göre arsa paylarını düzelttiğini, müvekkilinin davacı ...'ın 1. Normal kat 2 nolu bağımsız bölümü 27.05.2014 tarihinde aldığını, üzerinden yaklaşık 3 yıl geçmişken dava ikame edildiğini, müvekkillerinin kat irtifakına ilişkin yönetim planında imzalarının olmadığını, 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesine göre koruması gereken bir hakkın da olmadığı o günkü şart ve koşullarda bir gayrimenkul alırken bunun önemli olduğunun bilinmediğinin açık olduğu, arsa paylarının yeniden düzenlenmesine ilişkin davaların açılmasının herhangi bir hak düşürücü süre ile de sınırlandırılmadığını, müvekkillerin aleyhine var olan mevcut durumun düzeltilmemesi halinde bu arsa payı oranı ile gayrimenkulünü rayiç değerlerde satamadığını veya yıkılması ve yeniden yapılması durumunda şimdi yaklaşık 1/4'üne sahip olduğu (4 kattan birine sahiptir. ) gayrimenkulün 1/13'üne ancak sahip olabileceklerini, zarara uğradıklarının açık olduğunu bu nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, arsa paylarının tespiti ile tapu siciline tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 634 sayılı Kanun'un 33 üncü ve 49 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Davacı ... ... taşınmazını 2018 yılında ... ne devrettiği, dahili davacı olarak davaya dahil edildiği dolayısıyla kararda lehine vekâlet ücreti verilmemesi gerektiği hâlde vekâlet ücreti verilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
1. Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasındaki "Dahili Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden A....T.'ne göre hesaplanan 1.740,00 TL vekalet ücretinin davacı ...'den davalı ...'ne VERİLMESİNE," cümlesinin hükümden çıkartılması suretiyle DÜZELTEREK ONANMASINA,
Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.03.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 3 üncü maddesi kat irtifakı ya da kat mülkiyetinin kurulduğu tarih itibarıyla bağımsız bölümlerin arsa paylarındaki orantısızlığın bağımsız bölüm maliklerince dava yoluyla giderilmesi halini düzenlemektedir.
Anılan maddede bağımsız bölüm malikinin bu hakkını kullanmasını engelleyen herhangi bir zamanaşamı ya da hak düşürücü süre öngörülmemiştir.
İlk Derece Mahkemesince "Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesi uyarınca herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu, bir hakkında açıkça kötüye kullanılması hukuk düzeni korumaz hükmü çerçevesinde aradan uzunca bir zaman geçmesine rağmen mevcut arsa paylarına herhangi bir itiraz olmaksızın ana taşınmazdan kaynaklanan yükümlülüklere yıllarca (davacının edinme tarihinden itibaren bu hususları da ayrıca kabulü ile) bu oran üzerinde ifa edildikten sonra iş bu davanın açılması gerekçesi ile ret kararı verilmiş ve sayın çoğunlukta bu gerekçe ile ret kararının onanmasına karar vermişlerdir.
Sayın çoğunluğun bu gerekçeyi onaması görüşüne katılmamaktayım. Şöyle ki;
Ana taşınmazda kat irtifakına 26.08.1987 yılında geçildiği, davacıların da 1 ve 2 nolu bağımsız bölümleri 1990 ve 2014 yılında aldıkları dosya kapsamı ile sabittir.
Dava sonradan malik olduktan sonra açılmıştır. Davacılar kat irtifakını kuran ya da kat mülkiyetini tesis eden kişi olmadığı gibi onların halefide değildir. (Böyle olsa idi, Yargıtay uygulamalarıyla sabit olduğu üzere kuruluş bağımsız bölüm listesini kendi imzası ile veren kişiler için bu davayı açmakta iyi niyetli olmadıkları ileri sürülebilirdi.)
Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 3 üncü maddesinde sonradan malik olan bağımsız bölüm maliklerinin arsa paylarındaki varsa orantısızlığın giderilmesini her zaman Mahkemelerde dava yoluyla isteyebilecekleri açıkça düzenlenmiş olup, diğer bazı maddelerde düzenlenen zamanaşımı ya da hak düşürücü süre bu madde de öngörülmemiştir.
Davacıların malik olduktan sonra dava açmasını Türk Medeni Kanunu madde 2 Dürüstlük kuralına aykırı bulan yerel mahkemenin bu gerekçesi kanuna aykırı olup hak arama hürriyetini kısıtlayacak şekilde kullanılamaz. Hiç kimse kanunun verdiği hakkı kullandığı için kötü niyetli kabul edilemez.
Yeni malikin orantısızlığı fark ettiği anda arsa paylarının düzeltilmesini istemesi dürüstlük kuralına aykırı olmayıp bu nedenle kötü niyetli sayılması Kanun'un amacına aykırıdır.
Kanun amacı değişen durumlarda değil baştan mevcut olan arsa paylarındaki oransızlık hallerinin sonradan malik olanların aleyhine işletilmemesi açısından sonraki malik olan bağımsız bölüm sahiplerine orantısızlığın düzeltilmesini isteme hakkı sağlamaktır. Bu hakkın kullanılması kötü niyetli addedilemez. Yeni malik duruma vakıf olduğu her an bu davayı açabilir. Hiçbir hukukî engel yoktur.
Bu nedenle İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine ve bu gerekçeyi onaylayan sayın çoğunluğun görüşlerine katılmamaktayım. 25.03.2025