"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2545 Esas, 2023/1265 Karar
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN
DAVADAN DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN
DAVADA DAVALI : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 12.02.2015
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde özetle; ... ili,... ilçesi,...köyü, 59 parsel sayılı taşınmazda mülkiyetlerinin... Kadastro Mahkemesinin 21.06.1993 tarihli ve 1989/17 Esas 1993/24 Karar sayılı kesinleşmiş kararına dayandığını, söz konusu taşınmaza davalı tarafça mayın döşenmek suretiyle kamulaştırmasız olarak el atıldığını, müvekkiline taşınmaz bedeli olarak tazminat ödenmesi için davalı taraf ile yaptıkları uzlaşma talebinin davalı tarafın 03.11.2014 tarihli cevabı yazısında reddedildiğini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; Gümrük Muhafaza Genel Komutanlığının lağvedilmesi üzerine 16 Temmuz 1956 tarihli ve 6815 sayılı Kanun uyarınca hudutta bulunan mayınlı parsellerin tamamının Jandarma Genel Komutanlığına ve daha sonrada 10 Kasım 1988 tarihli ve 3479 sayılı Kanun hükümlerine göre Kara Kuvvetleri komutanlığına devredildiğini, aradan 60 yıl geçmiş olması nedeni ile şahıslara ödenen kamulaştırma bedelinin hangi parsel için kimler adına ve ne kadar ödendiğine ilişkin bir belgenin bulunamadığının anlaşıldığını, aynı parsel için Besi Batıhan ve dava arkadaşları tarafından... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/1223 Esas sayılı davası ile açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat ve ecrimisil davasının devam ettiğini, davaların benzer olduğundan dosyanın... l. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/1223 Esası ile birleştirilmesine karar verilmesini ve tüm bu nedenlerle cevap dilekçesinin kabulü ile açılan davanın reddine, mahkeme masrafı ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.03.2020 tarihli ve 2018/667 Esas, 2020/158 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.03.2022 tarihli ve 2020/1318 Esas, 2022/801 Karar sayılı kararıyla; taşınmaza el atma tarihinin 04.11.1983 tarihi sonrası davacıların mülkiyet hakkını kazandığı 1993 tarihi olduğundan vekille temsil edilen davacılar yararına nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacılar vekilinin ise kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 07.03.2022 tarihli ve 2020/1318 Esas, 2022/801 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın paydaşları tarafından açılan dava dosyasında Dairemiz 2019/10128 Esas, 2020/774 Karar sayılı karar ile dava konusu taşınmazın kuru arazi olduğu kabul edilerek değer biçilmesi yönünde bozma yapıldığı hükme esas alınan bilirkişi raporunda da dava konusu taşınmazın nasıl sulandığı ve sulama kaynağı belirtilmeden, çevresinde sulu tarım yapıldığı ve yakınlarında bulunan sondaj kuyusunun varlığı gerekçesi ile sulu arazi sayılarak değer tespit edildiği gözetildiğinde dava konusu taşınmazın kuru tarım arazisi niteliğinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde bedel tespiti doğru görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kuru tarım arazisi varsayılmasının hukuka aykırı olduğunu, dosyaya iki keşif sonucunda giren iki adet bilirkişi raporuna uyumsuz olduğunu, dava konusu arazide mayın olmasa idi dava konusu parselde sulama kuyusu açılabileceğini ya da hemen yanındaki parsellerde bulunan sulama kuyuları sayesinde rahatlıkla sulanabileceğini, fotoğraflama yapılmak sureti ile bu hususun tespit edildiğini, buna rağmen arazinin somut hiçbir veriye dayanmadan kuru arazi olarak kabul edilmesinin bu hususun hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza ilişkin müvekkil kurum kayıtlarında yapılan incelemede; Türkiye Cumhuriyetinin sınır güvenliğini korumak maksadı ile ... ilini de kapsayan bölgeye 1955 yılı öncesinde mayın döşemek sureti ile el atıldığı tespit edildiğini, arşiv kayıtlarında “GİZLİ” gizlilik derecesini haiz yaklaşık 1200 adet mayın krokisinin iş bitim tarihleri 1955-1956 lı yıllara ait olduğunu, İşin bitiş tarihinin 1955-1956 yıllarına ait olduğu dikkate alındığında, işe başlama tarihinin (taşınmaza el atma tarihi) 1950 li yıllara dayandığını, ayrıca bu konu 21 Ekim 1955 tarihli ... Gazetesinde de haber olarak yayımlandığını, ancak kamulaştırma belgelerine tam olarak ulaşılamasa dahi el atma tarihi 1955 yılı olan dava konusu parselin, 221 sayılı Kanun'un 1 inci maddesinde yer alan “6830 Sayılı İstimlak Kanununun yürürlüğe girdiği tarihe (9 Ekim 1956) kadar kamulaştırma işlerine dayanmaksızın kamulaştırma kanunlarının göz önünde tuttuğu maksatlara fiilen tahsis edilmiş olan gayrımenkuller ilgili amme hükmi şahsı ve müessesi adına tahsis tarihinde kamulaştırılmış sayılır” hükmü 4 üncü maddesinde yer alan “Gayrımenkulün bedelini dava hakkı bu kanun yürürlüğe girdiği tarihten (12 Ocak 1961) itibaren iki sene sonra düşer” hükmü gereği dava konusu parselin 221 sayılı Kanun kapsamında kamulaştırılmış sayıldığı açık olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “...Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki dava konusu ... ili,... ilçesi, Hanyeri köyü, 59 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.