"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/638 Esas, 2023/1205 Karar
DAVA TARİHİ: 10.01.2017
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Tarsus 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/149 Esas, 2020/241 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Hükmedilen ecrimisil bedeli Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, ecrimisil yönünden taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraf vekillerinin kamulaştırmasız el atmadan doğan tazminat bedeli yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, ...,...köyü, 1878 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşan 6.907,92 m2 yüzölçümlü 2400 parsel sayılı taşınmaza (yeni 135 ada 246 parsel) davalı idare tarafından 1968 yılında kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığını ileri sürerek belirlenecek tazminatın ve ecrimisilin taşınmaza fiilen el koyma tarihinden itibaren kamu alacakları için uygulanan en yüksek oranda faiziyle birlikte davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın usulüne uygun olarak 1969 yılında davalı idare tarafından kamulaştırıldığını, kamulaştırma evraklarının taşınmaz maliklerine noter aracılığıyla tebliğ edildiğini, söz konusu kamulaştırma işlemi kesinleşmiş olmasına rağmen tapuda ferağ vermekten kaçınıldığını, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, zamanaşımına uğradığını, reddi gerektiğini, dava dilekçesinde talep edilen faiz oranının çok yüksek olduğunu, taşınmazın el atma tarihindeki niteliği gözetilerek değerinin tespit edilmesi gerektiğini savunarak taşınmazın davalı idare adına tescilini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kabulü ile taşınmaz ve ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her bir dönem için belirlenen ecrimisil bedeline dönem sonundan itibaren faiz işletilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasının doğru olmadığını, dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu, taşınmaza arazi olarak değer biçilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, taşınmaza değer biçilirken kapitalizasyon faiz oranın % 3 alınması, daha yüksek oranda objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, yüksek enflasyon karşısında hüküm altına alınan bedele kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranı uygulanması gerekirken, yasal faiz uygulanmasının davacıyı mağdur edeceğini, ecrimisil ve tazminat istemi yönünden davacı lehine ayrı ayrı vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken, tek vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, reddi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun usul ve kanuna aykırı olup hatalı ve eksik değerlendirmeler içerdiğini, dava konusu taşınmazın sulu değil kuru tarım arazisi vasfında olup kapitalizasyon faiz oranının % 4 oranında uygulanması gerektiğini, net gelir metoduna göre hesaplama yapılırken ürün verim miktarının yüksek, üretim masraflarının ise düşük alındığını, münavebeye esas alınan ürünlerin o yörede mutad olarak ekilen ürünlerden olmadığını, objektif değer artışı uygulanmasının yerinde olmadığını, taşınmazın değerinin gerçek değeri üzerinde hesaplandığını, ıslah edilen miktara ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, hüküm altına alınan toplam bedele dava tarihinden itibaren faiz uygulanmış olmasının doğru olmadığını, ecrimisil bedelinin de hatalı hesaplandığını, tescil hükümünün haciz, ipotek vs. gibi her türlü tasarruf hakkını kısıtlayacak şerh ve kayıtların kaldırılmasına ifadesi olmaksızın kurulmuş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu davacıya ait 1878 sayılı kök parselden ifrazen oluşan 6.907,92 m² yüzölçümlü 2400 sayılı parsele davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığı, davacının 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Geçici 6 ncı maddesindeki düzenlemeye göre taşınmazın tazminat ve ecrimisil bedelini istemeye hakkı olduğu, dava konusu taşınmazın el atma tarihinde sulu tarım arazisi vasfında olduğunun tespiti ile 2017 yılı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verileri esas alınarak net gelir metoduna göre yapılan değer tespitinin yerinde olduğu, % 4 oranında uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ile % 50 oranında uygulanan objektif değer artış oranının uygun bulunduğu, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; her bir dönem için belirlenen ecrimisil bedeline dönem sonundan itibaren faiz işletilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasının doğru olmadığını, dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu, taşınmaza arazi olarak değer biçilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, taşınmaza değer biçilirken kapitalizasyon faiz oranın % 3 alınması, daha yüksek oranda objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, hesaplama yapılırken üretim masraflarının yüksek alındığını, yüksek enflasyon karşısında hüküm altına alınan bedele kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranı uygulanması gerekirken, yasal faiz uygulanmasının davacıyı mağdur edeceğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, reddi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun usul ve kanuna aykırı olup hatalı ve eksik değerlendirmeler içerdiğini, hüküm altına alınan bedelin çok yüksek olduğunu, dava konusu taşınmazın sulu değil kuru tarım arazisi vasfında olup kapitalizasyon faiz oranının % 4 oranında uygulanması gerektiğini, net gelir metoduna göre hesaplama yapılırken ürün verim miktarının yüksek, üretim masraflarının ise düşük alındığını, münavebeye esas alınan ürünlerin o yörede mutad olarak ekilen ürünlerden olmadığını, objektif değer artışı uygulanmasının yerinde olmadığını, tescil hükmünün yerine getirilebilmesi için taşınmazın tapu kaydındaki şerhlerin kaldırılmasına yönelik hüküm tesis edilmesi gerektiğini, davacı lehine maktu vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un geçici 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve altıncı fıkraları ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. El atma tarihinde tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı, değer düşüklüğü oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, istinaf aşamasında ileri sürülmeyen itirazların temyiz sebebi yapılamayacak olmasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Parsel Sorgu Uygulaması ve UYAP sisteminde bulunan Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) kayıtları üzerinden Dairemizce edinilen bilgiye göre; dava konusu 1878 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşan 2400 parsel sayılı taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22 nci maddesinin (a) fıkrası uyarınca yapılan kadastro yenileme çalışmaları sonucunda 13.06.2019 tarihinde pasife alınıp 135 ada 246 parsel numarası ile tapuya tescil edildiği, yüzölçümünün 6.917,27 m²'ye yükseldiği anlaşılmaktadır.
6. Bu durumda, mahallinde teknik bilirkişi eşliğinde yapılacak keşif ile kamulaştırma krokisi uygulanmak suretiyle yeni oluşan parselde el atmaya konu alan tespit edilip, tazminat bedelinin yeniden hesaplanması için ek rapor alınarak sonucuna uygun, taşınmazın yenileme sonrası oluşan yeni ada ve parsel numarası üzerinden hüküm tesis edilmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Taraf Vekillerinin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;
Taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Taraf Vekillerinin Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;
1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.