"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/599 Esas, 2023/596 Karar
DAVA TARİHİ : 08.04.2021
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesince görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle;... ili, ...,... köyü 4563 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.07.2022 tarihli ve 2021/121 Esas, 2022/250 Karar sayılı kararı ile kamulaştırma bedelinin süresinde depo edilmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin 27.07.2022 tarihli ve 2021/121 Esas, 2022/250 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.10.2022 tarihli ve 2022/3433 Esas, 2022/2396 Karar sayılı kararıyla; davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 21.10.2022 tarihli ve 2022/3433 Esas, 2022/2396 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; tespit edilen kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline verilen süreler içerisinde kamulaştırma bedeli depo edilmemiş ise de sunulan banka dekontuna göre davacı idarenin İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden sonra 03.08.2022 tarihinde depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, usul ekonomisi gözetilerek davalı tarafın işin esasına girilerek karar verilmesini isteyip istemediği yönünde beyanı da alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın sulama kaynağı belirtilmeden sulu arazi olarak kabulünün yerinde olmadığını, münavebeye esas alınan ürünlerin hatalı belirlendiğini, kapitalizasyon faiz oranının % 5 olarak uygulanması gerektiğini, dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasının yerinde olmadığını, bedelin fahiş olduğunu, müvekkil idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı ... ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden taşınmazın bulunduğu yörede taşınmazın niteliğine uygun (sulu veya kuru tarım arazilerinde) mutad olarak ekilen münavebe ürünlerinin neler olduğu sorulmadan eksik inceleme ile hüküm tesisi yerinde görülmemiştir.
5. Dosyanın incelenmesinde; değerlendirme tarihi olan 2021 yılına ait münavebeye esas alınan ürünlerin dekar başına asgari, azami ve ortalama verimlerinin ve kilogram başına ortalama toptan satış fiyatlarının dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmakla İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden münavebeye esas alınan ürünlerin dekar başına asgari, azami ve ortalama verimi, kilogram başına ortalama toptan satış fiyatı ve dekar başına ortalama üretim gideri (gider kalemleri ayrı ayrı gösterilmek suretiyle) ilgili resmî kuruluşlardan getirtilip; taşınmazın değerinin belirlenmesi gerekirken rapordaki verilerin uygunluğu denetlenmeden hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
6. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrası olan 09.08.2021 tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken 08.04.2021 tarihinden itibaren faiz uygulanması doğru değildir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,
09.01.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.