Logo

5. Hukuk Dairesi2024/5 E. 2024/6293 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar nedeniyle davacı tarafından açılan el atma bedeli davasında, taşınmazlara biçilen değerin tespitinde usul ve esas yönünden hukuka uygunluk değerlendirmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazlara değer biçilirken 2021 yılı resmi verilerinin kullanılmaması ve paydaş dosyalarında objektif değer artışı uygulanmadığı halde hükme esas alınan raporda objektif değer artışı uygulanması nedeniyle eksik inceleme yapıldığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2129 Esas, 2023/2223 Karar

DAVA TARİHİ: 08.12.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Çarşamba 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/53 Esas, 2023/94 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ..., ... 113 ada 21, 23, 35, 36, 38 ve 42 parsel sayılı taşınmazların bir kısmının dere yatağı içinde kaldığını, taşınmazlara kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atmanın devam ettiğini belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını, özel mülkiyete konu edilemeyeceğini, hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresinin dolduğunu, davalı idarenin herhangi bir kusurunun olmadığını, davacının husumet ehliyetinin araştırılması gerektiğini iddia ederek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne ve el atma tazminatının davalı taraftan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın bedelinin düşük belirlendiğini, taşınmazın tarım için en çok tercih edilen muhitte yer aldığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın bedelinin yüksek belirlendiğini, metrekare değerine objektif değer artışı uygulanmaması gerektiğini,Yeşilırmak güzergâhı boyunca oluşturulan tapulu arazilerin içinden geçtiğinden, kıyı kenar çizgisi tespit edilmeden ve kadastro tarafından ırmak yatağında tescil edilen arazilerin uğramış oldukları zararlardan idarenin sorumlu tutulmaması gerektiğini, davanın açılmasına sebebiyet vermeyen davalı idarenin yargılama masrafından sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamından davaya konu taşınmazlardan 38 ve 42 parsel sayılı taşınmazların tamamen 23, 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazların ise kısmen ırmak yatağında kaldığı, bu kısımların fiilen tarım yapılamaz durumda olduğu, dere ırmak ve yataklarının ıslahından sorumlu olması sebebi ile davalı idarenin yasal hasım olarak tespitinde ( Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 13.10.2015 tarihli ve 2015/5443 Esas. 2015/17091 Karar sayılı kararı) dava konusu taşınmazın arazi niteliğinde değerlendirmeye esas alınmasında, taşınmazın konumu ve bilirkişi raporundaki özelliklerine göre özellikle yakınlığı dikkate alınarak %50 oranında objektif değer artışına gidilmesinde ve net gelirin hesaplama yönteminde ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılan Dairenin iade kararı sonrası iade kararında belirtilen eksik hususlar giderilmek suretiyle tanzim ettirilen 12.04.2023 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu doğrultusunda belirlenen tazminat miktarında herhangi bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)

369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki ... ili, ..., ... 113 ada 21, 23, 35, 36, 38 ve 42 parsel sayılı taşınmazlara net geliri esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara net gelir yöntemine göre değer tespitinde değerlendirme tarihi olan 2021 yılı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü resmî ve kesin verileri (verim, fiyat, ayrıntılı masraf) getirtilip bilirkişi raporu denetlenerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.

5. Dava konusu taşınmazların Dairemiz denetiminden geçen paydaş dosyaları gözetildiğinde, objektif değer artışı uygulanmadığı ve bu husus bozma konusu yapılmadığı halde, aynı parseller için hükme esas alınan bilirkişi raporunda objektif değer artışı uygulanarak fazla bedel tespiti bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.