Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6136 E. 2025/519 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, Hazine'nin usuli kazanılmış hakkı ihlal edilip edilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Hazine'nin bozma öncesi kararı temyiz etmesi ve bozmaya uyulması nedeniyle, usuli kazanılmış hakkı ihlal edilerek bozma sonrası daha fazla tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, ancak bu hatanın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/154 Esas, 2023/116 Karar

DAVA TARİHİ : 27.02.2013

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili ...,... Mahallesi 1717 ada 18 parsel, 1717 ada 19 parsel, 1729 ada 1 parsel ve 1772 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının Mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazların orman vasfı ile Hazine adına tesciline ilişkin kararların kesinleştiğini, özel mülkiyete konu olamayacaklarını bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 15.05.2014 tarihli ve 2013/129 Esas, 2014/217 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve belirlenen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 15.05.2014 tarihli ve 2013/129 Esas, 2014/217 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; davacının zararı davanın açıldığı tarihte oluşmamış, tazminata isteğine dayanak taşınmazların davacı adına kayıtlı tapularının iptal edildiği tarihte oluşmuştur. O hâlde, somut olaydaki gerçek zararın da taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline dair mahkeme kararının kesinleştiği tarihe göre belirlenmesi gerekmektedir. Başka bir anlatımla davacının zararı davanın açıldığı tarihte değil, tapu iptal kararının kesinleştiği tarihte oluştuğundan uğradığı zararda bu tarihte taşınmazların sahip olduğu gerçek değer ne ise odur. Hükme dayanak raporu hazırlayan bilirkişiler tarafından tazminat isteğine dayanak taşınmazların tapu iptal kararının kesinleştiği tarihe ve dava tarihine göre değerleri usulüne uygun bir şekilde ayrı ayrı tespit edilmiştir. Ne var ki, Mahkemece tazminat isteğine dayanak taşınmazların tapu iptal kararının kesinleştiği tarihteki değeri yerine dava tarihindeki değeri hükme esas alınmıştır. Oysa yukarıda açıklandığı üzere, davacının zararı davanın açıldığı tarihte değil, tapu iptal kararının kesinleştiği tarihte oluşmuştur. Bu itibarla Mahkemece, tazminat isteğine dayanak taşınmazların tapu iptal kararının kesinleştiği tarihteki değerlerine göre tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 20.10.2016 tarihli ve 2016/126 Esas, 2016/222 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve belirlenen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 20.10.2016 tarihli ve 2016/126 Esas, 2016/222 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu;Mahkemece, davacı adına kayıtlı taşınmazın orman olduğu gerekçesi ile tapusunun iptal edilmesinden dolayı zarara uğradığı kabul edilerek, tapu iptal kararının kesinleştiği tarih olan 08.09.2012 tarihi itibarıyla emsal satış yöntemine göre değer biçen bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda hüküm kurulması doğru ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal olarak incelenen Atakum Mahallesi 88 ada 10 parsel sayılı taşınmazın satışı Atakum Belediyesi encümen kararı ile olduğundan özel amaçlı bu satışın somut emsal olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığından kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın tarla vasfında olduğunu, arsa olarak değerlendirilmesinde emsal incelemesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, ormanların kamu malı olduğunu, orman üzerinde iyiniyetle malik olunamayacağını, ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, ayrıca bozma öncesi Mahkemenin 397.375,00 TL tutarındaki tazminat için davacı tarafın temyizinin olmadığını bu nedenle usuli kazanılmış haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Bozma öncesinde kararı sadece davalı Hazine vekili temyiz ettiği ve bozmaya uyulduğu gözetildiğinde davalı Hazinenin usuli kazanılmış hakkı gözetilmeden, bozma sonrasında fazla bedel tespiti bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "401.301,07" sayısının ve (5) numaralı bendinde yer alan "4.021,43" sayısının çıkartılması yerlerine sırasıyla "397.375,00" ve "7.947,50" sayılarının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

13.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.