Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6230 E. 2025/1787 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tapu maliki ile davalı idare arasında, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve idareden tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Fiilen el atılan taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca emsal değerlendirilmesi yapılarak bedel biçilmesinde ve bu bedelin davalı idareden tahsil edilerek davacıya verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1913 Esas, 2024/1073 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/487 Esas, 2023/386 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kamu düzeni gereği kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ........ ilçesi, ...........Mahallesi 91616 ada 20 parsel sayılı taşınmaza fiilen el atıldığından tazminat bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; idare aleyhine açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan yapılaşmanın TOBAŞ tarafından yapıldığını, dolayısıyla dava konusu taşınmaza yönelik müvekkil idarenin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacıların uzlaşma görüşmeleri için müvekkil idareye herhangi bir müracaatını bulunmadığını belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın görev, yargı yolu ve husumet itirazı doğrultusunda usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ve davalı idare adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, taşınmaza fiilen el atmanın söz konusu olmadığını, idari yargının görevli olduğunu, taşınmazın rekreasyon alanı olarak ayrıldığını ve yapılaşmaya engel bir durumun olmadığını, 91616 ada 25 parsel üzerinde bulunan Büyük Ankara Camii ve Külliyesi inşası sırasında ağaçlandırma çalışması yapıldığının tespit edildiğini, kentsel dönüşüm alanında kalması nedeniyle TOKİ ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının sorumluluğunda bulunduğunu, raporun yetersiz, bedelin yüksek olduğunu ileri sürülmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın geldisi olan 91616 ada 7 parselin, Belediye Encümeninin 17.01.2019 tarihli ve 90 sayılı kararı ile onaylanan 82055/20 nolu parselasyon planı ile uygulamaya alındığı, davacı taraf hissesinin uygulama sonucu 91616 ada 20 parsele şuyulandırıldığı, uygulama sonucu oluşan ve davacıların malik kılındığı 91616 ada 20 parselin imar planında park ve rekreasyon alanı olarak ayrıldığı ve davalı tarafça fiilen de el atıldığı, ayrıca paydaş dosyalar nedeniyle kamulaştırma nedeniyle davalı idarenin de taşınmazda paydaş olduğu tespit edilmiş, gelen tapu kaydından 91616 ada 20 parselin 15030,48 m² alanlı olarak arsa vasfıyla tapuya tescil edildiği, davacı tarafın toplam 533 m²ye tekabül eden hisselerinin uygulama sonucu aynen bu taşınmazda tescil edildiği anlaşılmakla, dava konusu taşınmazın imar planında Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Alanı olarak ilan edilen bölgede park ve rekreasyon alanı olarak ayrıldığı, kısmen ağaçlandırıldığı, kısmen teraslama yapıldığı ve yol geçirilmek suretiyle fiilen el atıldığı ve davacı tarafın taşınmazda tasarruf imkanının kalmadığı anlaşılmış olup arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılıp vergi değerleri de kıyaslanarak, taşınmazın paydaşları tarafından açılan ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin incelemesinden geçerek kesinleşen bedellerde değerlendirilmek suretiyle değerinin tespit edilip davalı idareden tahsiline, dava konusu taşınmazdaki davacı payının iptali ile davalı idare adına tapuya tesciline dair kararda, taşınmazın paydaşları tarafından açılan davada Nisan 2021 değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen 3.710 TL/m² birim bedelin Dairenin 2022/1646 Esas sayılı kararı ile uygun bulunarak Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2023/8435 Esas sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği, Temmuz 2022 değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen 10.100 TL/m² birim bedelin Dairenin 2023/850 Esas sayılı kararı ile uygun bulunduğu da gözetildiğinde Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik görülmemiştir; ancak Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 28.09.2023 tarihli ve 2023/7077 Esas, 2023/8035 Karar sayılı "26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.11.2022 tarihli ve 7421 Sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanun'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) ek 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar için açılan davalarda uygulanamayacağına" dair Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin kararı gereğince harcın nispi olarak hüküm altına alınması gerektiği gözetildiğinde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının harca ilişkin bendi düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar etmek suretiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi .

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Ankara ili, Keçiören ilçesi, Şenyuva Mahallesi 91616 ada 20 parsel sayılı arsa niteliğindeki taşınmaza, fiilen ağaçlandırma, teraslama ve ... alan yapılmak suretiyle el atıldığı anlaşıldığından, 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedimesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.