"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1936 Esas, 2024/1211 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/485 Esas, 2023/186 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verimiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ...... ilçesi,........... Mahallesi 42808 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında ... eğitim alanı olarak ayrılmış olduğunu, mülkiyetin süresiz bir şekilde kısıtlanmış olduğundan tazminat alacağının davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; husumetin kendilerine düşmediğini zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, taşınmaza el atılmadığını, uzlaşma başvurusunun bulunmadığını, talep edilen bedele ve faize itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırmasız el atmanın söz konusu olmadığını, uzlaşma başvurusunun bulunmadığını, emsal karşılaştırmasının doğru yaplmadığını, metrekare birim bedelini kabul etmediklerini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 1996 onay tarihli 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında ... eğitim alanı olarak ayrıldığı, her ne kadar taşınmaza fiili olarak el atılmamış ise de davalı idare tarafından imar planının kesinleşmesinden itibaren 5 yıllık süre içinde dava konusu taşınmazın kamulaştırılması yönünde herhangi bir işlem yapılmadığı anlaşılmış olup, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiğini, açılacak bedel davasında adli yargı görevli olduğunu, taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak ve Dairemiz denetiminden geçerek kesinleşen birim bedeller de değerlendirilmek suretiyle değerinin tespit edilip davalı idareden tahsiline, taşınmazdaki davacı taraf payının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline dair kararda, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığından istinaf başvurusunun esstan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hissenin denetlenebilir şekilde tespit edilmediğini, güncel tapu kaydının istenmsi gerektiğini, husumetin kendilerine düşmediği ve vekâlet ücretinin maktu olması gerektiği hususlarını ilave etmek suretiyle istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun’un (2942 sayılı Kanun) Ek Madde-1 inci maddesi: “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20.12.2018 tarihli ve 2016/181 Esas, 2018/111 Karar sayılı Kararı ile)”
3. 26.11.2020 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7421 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesi ile 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde-1 inci maddesinin 1 inci fıkrasına eklenen cümle: "Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davalar, adli yargıda görülür."
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde aynı bölgeden Dairemize intikal eden ve onanarak kesinleşen dosyalar dikkate alındığında bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı anlaşılmakla birlikte, 1/1000 ölçekli olup 1996 yılı onaylı ve halihazırda yürürlükte bulunan Uygulama İmar Planında dava konusu taşınmazın “... eğitim alanı” olarak ayrıldığı dikkate alındığında, makul süre içinde imar planına uygun herhangi bir işlem tesis edilmediğinden, idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan bu eylemi nedeniyle bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğrudur.
4.Vekâlet ücreti hususu kamu düzeni gereğince resen gözetilecek hususlardan olmayıp, davalı idare vekilinin istinaf dilekçesinde, davacı yararına nispi vekâlet ücretine hükmedilmesine ilişkin olarak istinaf başvurusu bulunmadığından, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapıldığından ve istinaf sebebi olarak ileri sürülmeyen bir konunun temyiz yolunda ileri sürülmesi hâlinde incelenmesi mümkün olmadığından, davalı idare vekilinin, davacı yararına nispi vekâlet ücretinin hüküm altına alınmaması gerektiğine ilişkin temyiz sebebi ile ilgili olarak değerlendirme yapılmamıştır.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.