Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6240 E. 2025/1687 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında, bedelin belirlenmesi ve uygulanacak faiz oranına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespitinde ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları ile Yargıtay içtihatları gözetilerek faiz oranının belirlenmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, davacı idarenin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1352 Esas, 2024/896 Karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/282 Esas, 2023/144 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun davacı idare vekili yönünden esastan reddine, davalılar vekili yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin tüm davalılar yönünden kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının son paragrafında dava miktarı dikkate alınarak davalı ... dışındaki davalılar yönünden kararın kesin olduğu yazılı ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden temyiz incelemesine konu edilen kararın miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.Davacı idare vekilinin tüm davalılar yönünden sunmuş olduğu temyiz dilekçesinin bir kısım davalılar yönünden miktardan reddine karar verilmediğinden bu husus sadece eleştirilmekle yetinilmiştir.

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ..., ... 153 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa vasıflı olduğunu, belediye hizmetlerinden yararlandığını, takdir edilen değerin düşük olduğunu, taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alınan raporun yapılan incelemenin yetersiz olduğunu, bedelin çok yüksek belirlendiğini, aynı bölgede kesinleşen bedellerin dikkate alınmadığını, enflasyon karşısında taşınmaz değerlerinin bu kadar yükselmediğini, davalılar lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

2.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın değerli bir bölgede bulunduğunu, alınan raporda bedelin çok düşük belirlendiğini, aynı bölgede fiyatların çok daha yüksek olduğunu, yargı kararları ile kesinleşen bedellerin dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğinde olup taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilip, belirlenen bedel bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeksizin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile davacı idare adına tapuya tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, davacı idare vekilinin tüm, davalılar vekilinin diğer istinaf sebepleri yerinde görülmediği ne var ki 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un değişik 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasındaki ''Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılamaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren kanuni faiz işletilir” hükmü Anayasa'ya aykırı görülerek iptaline karar verildiği ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1 inci maddesi gereğince Anayasa Mahkemesinin iptal karının gereğinin yerine getirilmesi açısından yapılması gereken, taraflar arasında kararlaştırılmış daha yüksek akdi faiz oranı da bulunmadığına göre dava tarihi esas alınarak belirlenen kamulaştırma bedeline dava tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için Anayasa'nın 46 ncı maddesinde belirtilen en yüksek faiz olan “Kamu Alacaklarına Uygulanan En Yüksek Faiz” oranının uygulaması gerektiğnden bahisle davalı taraf vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile tespit edilen kamulaştırma bedeline dava tarihinden karar tarihine kadar yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi uygundur.

4.01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun'un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun' un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 1 1.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun'un 6 net maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan: "İptal kararlan geriye yürümez." hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; "Her davada açıldığı tarihle tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine..." gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı le: "Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanır." genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun'ıın 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması gerekirse de davacı idare vekilince bu husus temyiz sebebi yapılmadığından eleştirilmekle yetinilmiştir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.02.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy)

K A R Ş I O Y

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest davalara uygulanacağına dair iştirak ettiğim kabulü nazara alınarak; davalı tarafın açıkça, "Yasal Faiz"in dışında bir "Faiz"in uygulanmasına ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26/1 inci maddesinde düzenlenen “Taleple bağlılık ilkesi” kapsamında değerlendirilebilecek bir temyiz talebi de bulunmadığından, sonucu itibarıyla katıldığım, Dairemiz Sayın çoğunluğu tarafından verilen kararın, "Değerlendirme" bölümünün 4 No.lu bendinde yazılı olan gerekçesine açıkladığım sebeplerle katılmıyorum. 11.02.2025