"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1428 Esas, 2024/1117 Karar
Avukat ...
esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/618 Esas, 2023/203 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davalı ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurularak davalı ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Eskişehir ili, 996 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın özellikleri itibarıyla değerli olduğunu, kıymet takdirindeki birim fiyatın düşük olduğunu, gerçek değerin tespit edilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne kamulaştırma bedelinin tespitine, bedelin ödenmesine ve dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz arazi niteliğinde olduğu hâlde, arsa kabul edilmek suretiyle yüksek bedel tespit edildiğini, kamulaştırmadan hemen önce müvekkil tarafından onaylı sınır içerisine alındığını, davacı idare lehine vekâlet ücretine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa olarak kabul edilmesine rağmen arazi fiyatlarının da altında bedel belirlendiğini, emsallerinin dikkate alınmadığını, davacı tarafın bölgede 1.000,00 ile 3.000,00 TL arasında satış yaptığını, gerçek durumun tespit edilmesi gerektiğini, mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı içinde kaldığı ve fiilen de organize sanayi bölgesinin yakınında olup kısmen de olsa belediye hizmetlerinden yararlandığından arsa niteliğinde olup taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde aynı bölge içindeki taşınmazlar hakkında açılan ve Dairemizdeki istinaf incelemesi sonunda bedel tespitinin doğru olduğu kabul edilen dava dosyalarında, 22.10.2021 tarihinde esas alınarak belirlenen 70,00 TL/m² birim bedelinin eldeki davanın açıldığı 2022 yılı 8. ayına eskale edildiğinde bulunan 159,00 TL/m² birim bedeli ile uyumlu olacak şekilde, 160,00 TL/ m² birim bedeli üzerinden belirlenen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeksizin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile davacı idare adına tapuya tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacı idare vekilinin tüm istinaf başvurusunun yerinde görülmediğini; ancak 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un değişik 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasındaki “ Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılamaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren kanuni faiz işletilir” hükmü anayasaya aykırı görülerek iptaline karar verildiğini, Anayasa’nın 153. Maddesi “Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. …….. İptal kararları geriye yürümez. Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar” hükmünü içermekte olup Anayasa Mahkemesince bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa'ya aykırılığı saptanmış olan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi Anayasa'nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği, yine Anayasa'ya aykırılığı hükmen saptanmış olan bir kanun kuralının uygulanmasının hukuken korunması gibi bir sonuca neden olacağı ve bunun Anayasa'nın üstünlüğü ve Hukuk Devleti ilkesine aykırı düşeceğini, bununla birlikte, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararında Anayasa'nın 153 üncü maddesinin üçüncü fıkrası gereğince iptal hükmünün belirli bir süre erteleneceği yönünde de bir hüküm bulunmadığı gibi Anayasa'nın 153 üncü maddesinde “iptal kararları geriye yürümez” hükmü iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın sürdüğü davalarda “geriye yürümeme” kuralı uygulanamayacağını, ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2004/9-602 Esas, 2004/595 Karar sayılı kararı ve Yargıtay. 11. Hukuk Dairesinin 2004/4849 Esas, 2005/1452 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesinleşmeyen işlemlerde derhal uygulanacağından, kamulaştırma bedeline, dava tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için “Kamu Alacaklarına Uygulanan En Yüksek Faizin” uygulaması kabul edilmiş olup,bu nedenle, faize yönelik düzenleme usul hükümlerine ilişkin olduğundan derhal uygulanması gerektiği de gözetildiğinde, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurularak davalı ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; karar tarihi itibarıyla vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ve faiz ile mağdur edildiğini ilave ederek istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması gerekmekte ise de davacı idare vekilinin temyizi bulunmadığından bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuş olması nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının (8) numaralı bendinde yer alan “9.200,00” sayısının çıkartılması, yerine “17.900,00” sayısının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.