Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6369 E. 2025/1333 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti davasında, mahkeme kararının davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay’ın kararı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı, ancak idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olması nedeniyle, bu hususun düzeltilmesi gerektiği gözetilerek mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/298 Esas, 2020/49 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Zonguldak ili, ......., ilçesi, ...... köyü 110 ada 14 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın gerçek değerinin tespitini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 04.02.2014 tarihli ve 2012/565 Esas, 2014/156 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 04.02.2014 tarihli ve 2012/565 Esas, 2014/156 Karar sayılı kararına karşı davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmaza olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değerinin tespit edilmesinde, üzerindeki ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumuna göre maktuen, binaya resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülmek suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak taşınmaz üzerinde davalı tarafından yapılan dolgu ve beton sahaların dava tarihi itibarıyla hesabında, ......, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünden gelen yaklaşık maliyet cetvelindeki verilere göre demirsiz beton, küskülük dolgu malzemesi nakli, hazır beton nakli masraflarının üzerinde bir maliyet kabul edilmek suretiyle fazlaya hükmedilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 31.05.2018 tarihli ve 2017/211 Esas, 2018/227 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 31.05.2018 tarihli ve 2017/211 Esas, 2018/227 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; bozma sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporunda İl Müdürlüğünden gelen veriler doğrultusunda küskülük dolgu malzemesi nakli 4,08 TL/m3 alınması gerekirken 5,32 TL/m² alındığı; hazır beton nakli masraf gerektirmediği halde masraf hesaplandığı, kum çakıl stabilize nakli bozma öncesinde 5,21 TL/m² alındığı ve ilk kararın sadece idare vekilince temyiz edildiği gözetilmeden bozma sonrasında usuli kazanılmış hak ihlal edilmek ve İl Müdürlüğünce bildirilen birim fiyatın üzerinde 5,94 TL/m² alınmak suretiyle fazla bedel tespitinin; bozma sonrası daha düşük bedel tespit edildiğinden, kamulaştırma bedeline ilk karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken son karar tarihine kadar faiz işletilmesinin; fazla bloke edilen bedelin davalı tarafça bankadan çekilinceye kadar varsa işlemiş faiziyle iadesine karar verilmesi gerekirken, iade edilecek bedele faiz işletilmesine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile tespit edilen kamulaştırma bedeline davanın dört ay içinde sonuçlandırılmadığı gözetilerek bu sürenin bitiş tarihi olan 11.01.2013 tarihinden ilk karar tarihi olan 04.02.2014 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, fazla depo edilen bedelin (davalı tarafından bankadan çekilmişse bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faiziyle birlikte) davacı idareye iadesine, tescil hükmü yönünden daha önce kesin olarak karar verildiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda 531.373,68 TL üzerinden hüküm tesis edilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacı idare lehine vekâlet ücreti takdir edilemeyeceğini, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun)26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (7) numaralı bendinin hükümden tümüyle çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

04.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.