"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/633 Esas, 2023/1988 Karar
DAVA TARİHİ: 19.10.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Tekirdağ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/311 Esas, 2022/33 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre davacılardan ..., ..., ... ve ... dışındaki davacılar yönünden hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktarlar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, ..., ..., ... ve ... dışındaki davacılara ödenmesine karar verilen tazminat bedeli yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar ..., ..., ... ve ... yönünden ödenmesine karar verilen kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedeli yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Tekirdağ ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 445 ada 20 parsel sayılı taşınmazın usulüne uygun kamulaştırma yapılmadığı halde fiilen yol olarak kullanıldığını, bu nedenle taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın 02.01.1957 tarihli ve 21 sayılı Menafii Umumiye Kararına istinaden kamulaştırmaya konu olduğunu, davayı esas bakımından kabul etmemekle, kamulaştırmasız el atmanın söz konusu olması halinde; davacının parseline el konulup konulmadığının yapılacak keşifte anlaşılacağını, el koyma tarihinin Mahkemece Karayolları 1. Bölge Müdürlüğünden sorulmak suretiyle belirlenmesi gerektiğini ve varsa kamulaştırma belgelerinin müvekkili idareden getirtilmesi gerektiğini, el koyma tarihi itibarıyla imar durumu ve imar parseli olup olmadığı ve olduğu gibi bırakılmış kadastro parseli olup olmadığının Belediye ve Tapu Müdürlüğünden sorulması gerektiğini, tapu kaydında, vakıf, haciz, ipotek, irtifak gibi takyidat olup olmadığı sorulmalı ve varsa bedelden düşülmesi gerektiğini, artan kısım için değer artışı hesaplanması gerektiğini, kararın kesinleşmesini beklemeden tapu kütüğüne şerh verilmesi için kararın ve krokinin bir suretinin Tapu Müdürlüğüne gönderilmesini talep ettiklerini, belirttikleri nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, davanın reddi ile mahkeme masrafları ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; terkin ile ilgili belgelerin Tapu Müdürlüğünden istenilmesi gerektiğini, emsal seçimi ve değerlendirmesinin hatalı yapıldığını ileri sürmüştür.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza, mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, dava konusu taşınmazın imar durumu ve konumuna göre belirlenen bedelin uygun olduğu, böylece Mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa vasfında olmadığını, arsa vasfını kabul etmemekle birlikte emsal karşılaştırmasının hatalı yapıldığını, emsal ve dava konusu taşınmazın benzer özelikte olmadıklarını, bedelin yüksek belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gay-rimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Tekirdağ ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 445 ada 20 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı İdare Vekilinin Davacılar ..., ..., ... ve ... Dışındaki Davacılara İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Davalı İdare Vekilinin Davacılar ..., ..., ... ve ...'in Paylarına Düşen Tazminat Bedeli Yönünden;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.