"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/141 Esas, 2024/182 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın kamulaştırılan kısmının yol olarak terkini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Sakarya ili, ..., ...Mahallesi, 1371 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın kamulaştırılan kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz hakkında idarece takdir edilen bedelin düşük olduğunu, kabulünün mümkün olmadığını, davalıya ait taşınmazın üzerinde sanayi ve fabrika binası bulunduğunu, davalı tarafından tesis edilen bu binanın çelik konstrüksiyon bir bina olduğunu, bu nedenlerle taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.10.2021 tarihli ve 2020/402 Esas, 2021/525 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 09.02.2022 tarihli ve 2022/41 Esas, 2022/252 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda; hükme esas bilirkişi raporunda emsal olarak kabul edilen ...Mahallesi, 15 ada 93 parsel sayılı taşınmazın değerlendirme tarihi olan 06.03.2019 itibarıyla Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan metrekare değeri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden ve dava konusu taşınmazdan kesilen düzenleme ortaklık payına ilişkin belgeler de ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden sorularak alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi dava konusu taşınmaz imar parseli, emsal alınan taşınmaz ise kadastro parseli olduğundan, dava konusu taşınmazın emsal ile kıyaslaması sonucunda dava tarihindeki değeri bulunduktan sonra, dava konusu taşınmaz imar parseline dönüştürülürken hangi oranda düzenleme ortaklık payı kesilmişse, bu oranın ilave edilmesi gerektiğinden bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmazın düzenleme ortaklık payı oranının tam bir sayıdan (1) çıkartılmak suretiyle bulunan oranının dava konusu taşınmazın emsal kıyaslaması sonucu bulunan metrekare bedeline bölünerek eklenmesi suretiyle bedelinin belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hatalı hesaplama yapılması sonucu eksik metrekare bedeline hükmedilmesi nedeniyle rapor hükme esas alınacak nitelikte olmadığından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, dava konusu taşınmazda bulunan yapıların resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek değer biçilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit edilen yapı bedeline %18 katma değer vergisi de eklenmek suretiyle fazla bedele hükmedilmesi, kabule göre de davacı idarece fazla depo edilen 171.769,05 TL'nin iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, yasal faiz yönünden hatalı karar verilmesi ve toplam 4.017.035,03 TL'ye hükmedilmesi gerekirken hesap hatası yapılmak suretiyle 4.017.305,03 TL’ye hükmedilmesi doğru görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Birinci Karar
İlk Derece Mahkemesinin 24.07.2023 tarihli ve 2022/464 Esas, 2023/247 Karar sayılı kararı ile bedel depo edilmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda; tespit edilen kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline verilen süreler içerisinde kamulaştırma bedeli depo edilmemiş ise de sunulan banka dekontuna göre davacı idarenin Mahkemenin karar tarihinden sonra 11.10.2023 tarihinde depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, usul ekonomisi gözetilerek davalı tarafın işin esasına girilerek karar verilmesini isteyip istemediği yönünde beyanı da alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza arsa olarak değer biçilmesinin hatalı olduğunu, emsalin uygun olmadığını, uzakta bulunan emsalin değerlendirmeye esas alınmasının hatalı olduğunu, emlak rayiçlerine göre dava konusu taşınmaz emsalden 0,75 kat değerli olduğu hâlde, hükme esas alınan raporda 1,3 kat daha değerli olduğunun belirtildiğini, kısmi kamulaştırma sonrası arta kalan kısımdaki yapının kullanışsız olacağı öne sürülerek yapının tamamının bedenine hükmedilmiş ise de yapının arta kalan kısmının malik tarafından hala kullanıldığını, kamulaştırmadan arta kalan kısımda değer azalışı uygulanmasının hatalı olduğunu, yapı sınıflarının hatalı belirlenmesi suretiyle yüksek bedele hükmedildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tespit edilen metrekare birim bedelinin düşük olduğunu, tek katlı sanayi yapısı 2/C sınıfı alınmış ise de yıpranma payı düşülmesinin hatalı olduğunu, ilk kararla hükmedilen bedelden, derhâl ödenmesine hükmedilen kıymet takdir raporunda belirlenen bedelin mahsubu ile oluşan fark bedele ödeme tarihine kadar faiz işletilmesi gerekirken hatalı faiz hükmü kurulduğunu, hatalı emsallerin esas alınması ve yapı sınıflarının hatalı belirlenmesi sebebiyle tespit edilen bedelin düşük olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin 8 inci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal olarak incelenen ...Mahallesi, 888 ada 48 parsel sayılı taşınmazın 21/80 hissesi ...adına kayıtlı iken ...adına ... vekâleten hissesinin tamamı aynı soyadlı ...’a satıldığı, taşınmazın satıcısı ile alıcısının soyadları, nüfus cüzdanı cilt ve aile numaraları aynı olduğu hâlde, satışın yakın akrabalar arasındaki özel amaçlı satış olup olmadığı araştırılmaksızın eksik inceleme ile bedel tespit eden bu rapora göre hüküm kurulması mümkün olmadığı gibi, emsal taşınmazın 2019 yılında Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip ve emsal kabul edilen taşınmazın bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduğu ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmesi gerekirken, hangi yıla ait olduğu belirtilmeyen emlak vergi değeri ile emsal taşınmazda 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 nci madde uygulamasının hangi tarihte yapıldığını açıkça belirtmeyen müzekkere cevapları esas alınarak eksik inceleme ile hüküm kurulması nedeniyle rapor inandırıcı bulunmamıştır.
4. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu hâlinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığının ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak raporun sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
5. Kabule göre de kıymet takdir komisyonunca belirlenen 1.129.774,35 TL‘ye ilk karar tarihi olan 30.01.2020 tarihine kadar, fark bedel 2.692.358,70 TL’ye ise ikinci karar tarihi olan 12.10.2021 tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken, yazılı şekilde faize hükmedilmesi hatalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
20.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.