Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6412 E. 2025/4030 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazların bedelinin tespiti ve tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazlardan birinin kısa mesafeli koruma alanında kalması nedeniyle fiili el atmanın olmadığı ve bu taşınmaza ilişkin mülkiyet hakkı kısıtlamalarından kaynaklı zararın idari yargıda açılacak tam yargı davasına konu edilebileceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bu kısım yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1265 Esas, 2024/748 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/212 Esas, 2023/387 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı idare vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.03.2025 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... ve davalı idare vekili Avukat ... gelmişlerdir.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, ..., ... 553, 340 ve 515 (yeni 868) parsel sayılı taşınmazların davalı idare tarafından yönetmelik hükümlerine göre oluşturulan Ömerli Barajı mutlak koruma alanı sahasında kaldığını davalı idarenin fiilen taşınmaza el attığının kabulü ile taşınmazların bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmazlar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazların tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; bedelin çok düşük belirlendiğini, taşınmazların kıymetli bir konumda bulunduğunu, emsal seçimi ve değerlendirmesinin hatalı yapıldığını, hükümde toplam bedelin hatalı yazıldığını ileri sürmüştür.

2.Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılar murisi ... (...)'in aynı taşınmazlarla ilgili kamulaştırmasız el atma davası açtığını ve bedelinin ödendiğini, ikinci kez aynı konuda hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacı tarafın icra ile tahsil ettiği parayı iade etmediğini, bu bedelin mahsubu gerektiğini, öncelikle davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini, dava konusu 553 ve 340 parsellerin Ömerli Barajı göl mutlak koruma alanında kaldığını ve idarece bütçe ve finans imkanları doğrultusunda kamulaştırma çalışmalarının devam ettiğini, eski 5165 yeni 868 parsel kısa mesafeli koruma alanında kaldığından idarece kamulaştırma yapılmadığını, bedelin yüksek belirlendiğini, ıslah edilen miktar için ıslah tarihinden faiz işletilmesi gerektiğini, maktu vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmazlara mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi taşınmazların imar durumları ve konumlarına göre belirlenen bedelinin uygun olduğu, dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak malikince açılan kamulaştırmasız el atma davasında, mahkemece kabulüne ilişkin kararın Yargıtay tarafından idari yargıda görülmesi gerektiğinden bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak görevsizlik kararı verildiği, kararın bu şekilde kesinleştiği anlaşıldığından kesin hüküm koşullarının oluşmadığı, bedelin ödendiğine ilişkin iddiaların icra aşamasında değerlendirilebileceği, kamulaştırmasız el atma davalarında değerlendirme dava tarihine göre yapıldığından bedelin tamamına dava tarihinden faiz yürütülmesinin doğru olduğu, ne var ki Mahkemece dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda hesaplanan tüm davacıların payına isabet eden bedelin tamamına hükmedilmesi gerekirken, tek davacı payına karar verilerek eksik bedele hükmedilmesi doğru olmadığı gibi taşınmazlara hukuken el atma bulunduğundan, vekâlet ücretinin maktu takdir edilmesi gerektiğinden İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmel suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca kısa mesafeli koruma alanında kalan 515 (yeni 86) parsel yönünden İSKİ İçme Suyu Havzaları Yönetmeliğinden kaynaklanan bir kısıtlılığı bulunmadığını, davacının satma ve mülkünden tarımsal amaçla yararlanma hakkı bulunduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazların değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre; dava konusu 340 ve 553 parsel sayılı taşınmazların davalı idarece kamulaştırma yapılması zorunlu mutlak koruma alanında kaldığı idarece fiilen el atılmadığı anlaşılmış ise de davalı idarenin bir kısım paydaşların paylarının kamulaştırılması suretiyle dava konusu taşınmazlarda paydaş olduğu gözetildiğinde kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğini kabulü ile dava konusu 340 ve 553 parsel sayılı taşınmazların tamamında davacı payı karşılığı bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğrudur.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

5. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; dava konusu 868 (eski 515) parsel sayılı taşınmaz havza mesafesi yönünden ''kısa mesafeli koruma alanında '' kaldığı ve yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda davalı idarece fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.

6. Buna göre; dava konusu 868 parsel sayılı taşınmazın Ömerli Barajı kısa mesafe koruma alanında kaldığı, İSKİ İçme Suyu Havzaları Yönetmeliği gereği kamulaştırılması zorunlu alandan olmadığını ve taşınmaza fiili el atmanın da bulunmadığı anlaşılmakla kısa mesafeli koruma alanında kalan taşınmazın mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamalarının idarenin eylem ve işleminden kaynaklandığı, İSKİ İçme Suyu Havzaları Yönetmeliğinden kaynaklanan mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamalar nedeniyle oluşacak zararın ancak idari yargıda açılacak tam yargı davasının konusu olacağından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken iş bu parsel yönünden yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,

Davalı idare kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye ödenmesine,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.