Logo

5. Hukuk Dairesi2024/645 E. 2024/6595 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin bazı davalılar hakkında kesinleşmiş karara atıf yaparak yeniden hüküm kurmaması nedeniyle kararın usul ve yasaya uygunluğu hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b/2 ve 359/2. maddelerine göre tüm talepler hakkında yeniden hüküm kurması gerekirken, kesinleşmiş bir karara atıf yaparak bazı davalılar ve tescil hususunda karar vermemesinin usul ve yasaya aykırı olması gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1361 Esas, 2023/1695 Karar

DAVA TARİHİ: 19.06.2018

KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Silivri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/255 Esas, 2023/117 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili, tapudan yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek davalı ... yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne, davalı ... mirasçıları yönünden İlk Derece Mahkemesince verilen 03.12.2019 tarihli kararın kesin olduğundan bahisle yeniden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ..., ...Mahallesi, 2567 parsel (yeni 7211 ada 152 parsel) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini, tapudan yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kök 380 parsel sayılı taşınmazın kısmen kamulaştırılması nedeniyle ifraz edilerek 2567 parsel numarasını aldığını, taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının yüzölçümü, geometrik şekli dikkate alındığında değer kaybettiğini, kamulaştırma bedelinin hesabında bu hususun dikkate alınması gerektiğini, taşınmazın arsa vasfında olduğunu, davacı idarece teklif edilen bedelin çok düşük olup taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını savunarak taşınmazın gerçek değerinin tespiti ile tespit olunan kamulaştırma bedelinin acele el koyma tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiziyle birlikte davalıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

2. Diğer davalılar, usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile işbu bedelden, acele kamulaştırma bedelinin mahsup edilmesi suretiyle tespit ve depo edilen fark bedele 19.10.2018 tarihinden karar tarihi olan 28.03.2023 tarihine kadar yasal faiz işletilerek davalılara tapudaki ve veraset ilamındaki payları oranında derhal ödenmesine, tescil hususunda yeniden hüküm tesis edilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ile davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın kuru tarım arazisi niteliğinde olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının % 5 olarak uygulanması gerektiğini, objektif değer artışı uygulanmasına yer olmadığı gibi uygulanan objektif değer artışı oranının çok yüksek olduğunu, tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok yüksek olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın arsa vasfında olduğunun kabulü ile gerçek değerinin tespiti gerektiğini, taşınmazın kısmen kamulaştırılması nedeniyle arta kalan bölümünün değer kaybına uğradığını, daha yüksek oranda objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, taşınmazın özellikleri gözetilerek ürün verim miktarının ortalamanın üzerinde alınması gerektiğini, buna rağmen hesaplama yapılırken ürün verim miktarının düşük, üretim masraflarının ise yüksek alındığını, taşınmaz üzerindeki muhdesatların bedel tespitinde dikkate alınmadığını, tespit edilen kamulaştırma bedelinin makul sürede ödemesi gerçekleşmediğinden uygulanan yasal faizin enflasyon oranının altında kaldığını, bu nedenle taşınmaz mahallinde yeniden keşif yapılarak taşınmazın güncel değerinin belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın niteliği ve konumuna göre belirlenen kapitalizasyon faizi ile objektif değer artırıcı unsur oranlarının yerinde olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı; ancak İlk Derece Mahkemesinin 03.12.2019 tarihli kararı davalı ... mirasçıları tarafından istinaf edilmediğinden işbu davalılar yönünden verilen kararın kesin olduğu, aynı zamanda davacı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu, bu durumda kaldırma kararı sonrası hesaplamanın davalı ... yönünden yapılması gerektiği gerekçesiyle, davacı idare vekili ve davalı ... vekilinin istinaf başvurularının esastan reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davalı ... yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın davalı ... yönünden kabulüne, davalı ... mirasçıları yönünden İlk Derece Mahkemesince verilen 03.12.2019 tarihli karar kesin olduğundan yeniden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun’un "Duruşma yapmadan verilecek kararlar" başlıklı 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nolu alt bendi; “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, (...) duruşma yapılmadan karar verilir” şeklindedir.

3. 6100 sayılı Kanun'un 359 uncu maddesinin ikinci fıkrası “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Bölge Adliye Mahkemesince, yukarıda açıklanan 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nolu alt bendi ve 359 uncu maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenlemeler gözetilip taleplerden her biri hakkında yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken; 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin 6 ncı alt bendi uyarınca verilen kaldırma ve gönderme kararı ile ortadan kalkan İlk Derece Mahkemesinin 03.12.2019 tarihli kararına atıf yapılmak suretiyle, işbu kararın davalı ... mirasçıları tarafından istinaf edilmeyip onlar yönünden kesinleştiğinden bahisle, infazda tereddüt oluşturacak şekilde, davalı ... mirasçıları ve tescil yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Kamu düzenine ilişkin olarak yapılan değerlendirme sonucunda temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

2. Bozma nedenine göre davacı idare vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,

Davalı ...'den peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.