"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/233 Esas, 2024/894 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kat malikleri kurulunda alınan kararın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.03.2025 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü yetki belgesine istinaden davalı vekili ... ve davacı asil ... gelmiştir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; davaya konu sitenin bulunduğu yerleşkesinin ...'e bağlı bir mahalle olduğunu, yolların Belediyeye, aydınlatmanın ... Enerjiye, koruma ve güvenliğin ise jandarmaya ait olduğunu; ancak yerleşkede ortak yönetim oluşturularak haksız bedeller toplandığını, dava konusu yerde toplu yapıya geçilemeyeceğini, birden çok parsel üzerinde parseller birleştirilip tek yönetim yapılamayacağını, bu yüzden ortak gider ve aidat toplanamayacağını ve icraya verilemeyeceğini, çağrı pusulası gönderilmeden internet üzerinden parsel yönetimi yapılıp ortak yönetici seçmek suretiyle toplantı tutanağı göndererek 22.08.2020 tarihinde fahiş miktarlarla aidat toplanmaya çalıştıklarını, tüm bu nedenlerle yönetimin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; söz konusu sitenin 1997 tarihli yönetim planına göre yönetildiğini, sitenin ortak alanlarının bulunduğunu, genel kurul kararının iptali olmadan seçilen yöneticinin veya yönetim kurulunun görevini sonlandıracak şekilde iptalinin mümkün olmadığını, davacı sanki kendisi sitede oturmuyormuş ya da sitenin herhangi bir hizmetinden faydalanmıyormuş gibi dava açıp, toplumsal yararı da engelleme çabası içerisinde olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07.12.2021 tarihli ve 2020/262 Esas, 2021/203 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile ... Tatil Sitesi 02.08.2020 tarihli olağan toplantısı gündeminin 11, 12 ve 13 maddeleri gereğince alınan kararlar sonucu oluşturulan yönetimin iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin 07.12.2021 tarihli ve 2020/262 Esas, 2021/203 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 06.07.2022 tarihli ve 2022/983 Esas, 2022/1449 Karar sayılı kararı ile toplu yapıya geçilmemiş sitenin bir bütün olarak kurulup ortak alanların birlikte düzenlendiği göz önünde bulundurulduğunda; yönetim planında yazılmasa dahi site bütünlüğü içerisinde yer alan parsellerin kat maliklerinin toplantıya katılmasının mümkün olduğu, bu nedenle bu parsel maliklerinin toplantıya katılmış olmasının toplantıyı geçersiz kılmayacağı, toplu yapıya geçmemiş siteyi oluşturan parsellerin yönetim planlarında blok temsilcisi ve temsilciler kurulu gibi bir yapılanmaya yer verilmediği, ancak, 02.08.2020 tarihli toplantının 11 inci maddesi ile temsilci seçimi ve yönetim seçiminin, temsilciler tarafından yapılması kararlaştırıldığına göre temsilci seçiminin geçerli olduğu belirtilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 06.07.2022 tarihli ve 2022/983 Esas, 2022/1449 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu sitede toplu yapıya geçilmediği ancak parsellere ait yönetim planlarının bağlantılı olduğu anlaşılmakla, her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince yönetim planında zikredilmeyen parsellerin site içerisinde iptali talep edilen kat malikleri kurulu toplantısında oy kullanmasının site bütünlüğü olarak değerlendirilerek sakıncası olmadığı belirtilmiş ise de öncesinde parsellerin birlikte yönetileceğine ilişkin tarafların oybirliği ile alınmış herhangi bir karar olmadığından yönetim planında anılmayan parsel kat maliklerinin ilgili toplantıda oy kullanmasının düşünülemeyeceği, aynı şekilde ilgili toplantıda toplu yapıya yasal olarak geçilmemesine rağmen yürürlükteki yönetim planı hükümlerine aykırı olarak toplu yapı yönetim tarzının benimsendiği görülmekle bu değişikliğin yönetim planında adı geçen tüm parsellerdeki kat maliklerinin 4/5 çoğunluğu ile yapılabileceği gözetildiğinde davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu sitede toplu yapıya geçilmediği ve birlikte yönetime ilişkin oybirliği ile alınmış karar olmadığı, toplu yapı yönetim tarzının benimsediği değişikliğin kat maliklerinin 4/5 çoğunluğu ile yapılmadığı, her ne kadar 2020 yılında seçilen yönetimin görevinin 2022 yılında yapılan seçim ile sona erdiği, bu durumda 2020 yılında oluşturulan yönetimin kanuna uygun olmadığının tespitinde hukuki yarar bulunmadığı, davanın konusunun kalmadığı ve ayrıca 5711 sayılı Kanun ile 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayılı Kanun) eklenen hükümler uyarınca toplu yapıya uygun yönetim planının 21.08.2023 tarihinde tapuya tescil edildiği öne sürülmüş ise de her dava açıldığı tarih itibari ile hükme bağlanacağı, 02.08.2020 tarihli genel kurulda siteye ortak yönetim oluşturulması yolunda alınan kararların hukuka uygun olmadığı, bu kararların yürürlük süresinin sona ermesinin davanın konusunun kalmadığı anlamına gelmeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile ... Tatil Sitesi'nin 02.08.2020 tarihli genel kurulunda gündemin 11, 12 ve 13 üncü maddeleri uyarınca alınan kararların iptaline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; sonradan toplu yapıya geçişle birlikte yönetim planına dahil edilen 207 ada (eski 4408 parsel), 224 ada (eski 4461 parsel), 226 ada (eski 4465) bağımsız bölüm maliklerinin bazı maddelerinin iptali istenen toplantıda oy kullanmadıklarını 12.08.1997 tarihli yönetim planınca oy vermeye muktedir 362 bağımsız bölüm malikinin 294'ünün temsili ile 4/5 çoğunluğun üzerinde bir sayıyla oy çokluğunu yakalayarak karara bağladıklarını, davacının, dava dilekçesinde yönetimin iptalini talep ettiği, daha sonra 05.10.2020 ve 15.10.2020 tarihli dilekçelerinde taleplerini değiştirdiğini, davacının iddiasını genişletmesine muvafakatlerinin olmadığını, mahkemece karar verilen 02.08.2020 tarihli olağan toplantının 11, 12 ve 13 üncü maddeleri uyarınca oluşturulan yönetimin iptalinin davacının talepleri arasında bulunmadığını, 2020 yılında seçilen yönetimin görevinin 2022 yılında yapılan seçim ile sona erdiği, bu durumda 2020 yılında oluşturulan yönetimin kanuna uygun olmadığının tespitinde hukuki yarar bulunmadığını belirterek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... Tatil Sitesi'nin 02.08.2020 tarihli olağan toplantısı sonucu oluşturulan yönetimin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 634 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.