"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/800 Esas, 2023/1848 Karar
ASIL DAVADA DAVACI : ... vekili Avukat ...
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN
DAVADA DAVACI : ... vd. vekili Avukat ...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: ...1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/190 Esas, 2022/191 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacılar için hüküm altına alınan ve temyize konu edilen ecrimisil bedeli Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; ecrimisil talebi yönünden davalı idare vekilinin temyiz isteminin reddine karar verildikten sonra, tazminat talebi yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde özetle; Kocaeli ili, ...ilçesi,... mahallesi, 102 ada 108, 116 ve 184 parsel sayılı taşınmazlara yol yapılmak suretiyle el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçelerinde özetle; davaya konu taşınmazlar el atılan kısmının idarenin yetki ve sorumluluğunda bulunan ana arter yerlerden olmadığını bu nedenle davanın husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede parselleri bulunan hissedarların ...Belediyesine başvurarak imar plan değişikliği ve 3194 sayılı İmar Kanunu'nun (3194 sayılı Kanun) 18 inci maddesine istinaden şuyulandırma yapılmasını talep ettiklerini ve bu talepler doğrultusunda ...Belediyesi imar plan değişikliği ve şuyulandırma yaparak yeni parseller oluşturduğunu, şuyulandırma sonucu kamuya yol olarak terk edilen kısımda yol çalışması yapılmak suretiyle kamu hizmetine sunulduğunu, 2017 yılının temmuz ayında parsel hissedarlarının bazılarının açtığı şuyulandırma ve imar plan tadilatının iptali ile ilgili davaların sonuçlanması ile imar parselleri eski kadastro parselleri haline geri döndüğünü, dolayısı ile dava konusu taşınmaz açısından müvekkil kurumun haksız, hukuksuz el atması söz konusu olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne, kamulaştırmasız el atma bedeli ile ecrimisilin davalı idareden alınarak davacılara verilmesine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle: dava konusu taşınmaz açısından müvekkili kurumun haksız hukuksuz el atmasının bulunmadığını, hukuksuz el atma ve buna bağlı davacının tazminat talebini kabul etmemekle birlikte, söz konusu raporda seçilen emsalin hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bilirkişilerce emsal seçimi ve kıyası yapılırken hatalı değerlendirmelerde bulunulduğunu, mahkemece taraflar lehine hükmedilen vekâlet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerektiğini, istinaf yoluna başvurmayan davacılar tarafından yerel mahkeme kararından daha fazla bedele hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından itirazlarının yeterince incelenmeden karar verildiğini belirterek, istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden yapılacak yargılama neticesinde davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline, tehir-i icra taleplerinin kabul edilerek hüküm kesinleşinceye kadar kararın uygulanmasının geriye bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) geçici 6 ncı madde hükmüne göre; 09.10.1956-04.11.1983 tarihleri arasındaki el atmalarda taraflara öncelikle uzlaşma şartı getirildiği, ...Belediye Başkanlığının 25.01.2019 tarihli cevabi yazısına göre dava konusu taşınmazlara 09.02.2012 tarihinde yapılan imar uygulaması sebebi ile bu tarihten sonra yol olarak davalı ... tarafından el atıldığı anlaşıldığı, bu durumda el atma tarihinin 1983 tarihinden sonra olduğu yönünde yapılan değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik görülmediği gibi harç ve yargılama giderlerinin el atma tarihi 1983 sonrası olduğundan nispi olarak takdirinin yerinde olduğu, dava konusu taşınmazların 1/1000'lik uygulama imar planı içerisinde imar parseli niteliğinde olduğu, dava tarihlerindeki emlak vergisine esas rayiç değerlerinin 140,00 ve 440,00 TL/m² olduğu, somut emsal kabul edilen ...Merkez 54 ada 7 parsel sayılı taşınmazın da 3194 sayılı Kanun'un 15 ve 16 ncı maddeleri gereğince imar uygulaması görmüş imar parseli olup dava tarihlerindeki değerinin 8.771,86 ve 11.300,49 TL/m² olduğu, bu duruma göre; hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazların arsa olarak değerlendirilip emsal karşılaştırma yöntemi ile değer tespiti yapılmasının ve emsal ile dava konusu taşınmazların imar parseli olmalarına göre düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmamasının doğru olduğu; ayrıca rapordaki karşılaştırma oranlarına göre dava konusu taşınmazların emsalin %17,7 ve %22,3 'ü oranında değerinde kabul edilmesinin vergi rayiçleri ile uyumlu olduğu yakın mesafede ve dava konusu taşınmazlara göre daha az değerli olduğu anlaşılan ... Mahallesi, 487 ada 36 parsel sayılı taşınmaza 2018 değerleme yılı itibari ile belirlenen 1.183,00 TL m² birim bedelinin Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin Dairesinin 2021/13752 Esas, 2022/5224 Karar sayılı ilamı ile kesinleştiği gözetildiğinde belirlenen kamulaştırma bedelinin adil ve hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazların değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmazlara kamulaştırma yapılmaksızın yol olarak el atıldığı anlaşıldığından, arsa niteliğindeki taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin davalı idareden tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı İdare Vekilinin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
B. Davalı İdare Vekilinin Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına, peşin alınan 2.660,40 TL temyize başvuru harcından 1.330,20 TL harcın mahsubu ile kalan 1.330,20 TL harcın istek halinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.