Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6644 E. 2025/1001 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ve ecrimisil istemine ilişkin davada, taşınmaza el atılma tarihinin tespiti ve bedelin belirlenmesi hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmaza el atılma tarihini belirlemek için gerekli incelemeleri yaparak ve bedelin belirlenmesinde 2015 yılı resmi verilerini esas alarak hüküm kurması gerektiği gözetilerek, usul ve kanuna uygun olan yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/276 Esas, 2024/131 Karar

DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 07.10.2015

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Muş ili, ..., ...(...) köyü 104 ada 28 parsel (ifrazen 104 ada 66 parsel) sayılı taşınmaza fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 12.05.2016 tarihli ve 2015/947 Esas, 2016/718 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 12.05.2016 tarihli ve 2015/947 Esas, 2016/718 kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın kamulaştırılması için 15.07.1954 tarihli kamu yararı kararı olmasına karşın davalı idarece kıymet takdir tutanağının 24.02.1964 tarihinde düzenlendiği, 28.08.1975 tarihinde taşınmazın yüzölçümünü 40.000 m² iken, 31.000 m² şeklinde düzelten tapulama Komisyon kararında davacıların miras bırakanı Rıza Durbak adına tespit yapıldığı, kamulaştırmadan bahsedilmediği, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 25 inci maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi, mal sahibi için 13 üncü madde uyarınca yapılan tebligatla başlayacağı gözetildiğinde, işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi, doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 07.10.2015 tarihli ve 2019/135 Esas, 2021/1029 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

Mahkemenin 07.10.2015 tarihli ve 2019/135 Esas, 2021/1029 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın karayolu yapımı nedeniyle Muş Vilayeti İl İdare Heyetinden alınan 15.07.1954 tarihli kamu yararı kararına istinaden kamulaştırıldığı ancak işlemlerin tamamlanmadığı ve taşınmazın davacıların murisi adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Davalı idare tarafından dava konusu taşınmazın kamulaştırılması için kamu yararı kararı alındığı belirtilmiş ise de dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden taşınmaza hangi tarihte yol olarak el atıldığı kesin olarak anlaşılamamaktadır. Açıklanan nedenlerle; dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak 15.07.1954 ve sonraki tarihli hava fotoğrafları ve kadastro paftaları ile ölçekli kamulaştırma krokileri taşınmaza uygulanmak suretiyle gerektiğinde yolun hangi tarihte açıldığına dair tanık da dinlendikten sonra, 09.10.1956 tarihinden önce el atılan kısım varsa bu bölüme yönelik davanın 221 sayılı Kanun hükümleri de gözetilerek reddine karar verilmesi, 09.10.1956 tarihinden sonra el atılan kısımları yönünden ise işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi değerlendirme yılı 2015 yılı olup İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden, bilirkişi raporunda esas alınan münavebe ürünlerinin 2015 yılı resmî verileri getirtilmeden 2019 yılı resmî verileri esas alınarak kamulaştırmasız el atma bedeline hükmedilmesi yerinde görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin yukarıda esas ve karar numaralı kararı ile belirtilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, objektif değer artış oranının % 500 uygulanması gerektiğini, bedelin çok düşük olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın nitelikleri göz önüne alındığında uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranının yerinde olmadığını, bedelin fahiş olduğunu, davacılar lehine maktu vekâlet ücreti takdir edilmesi, müvekkili idare lehine ise vekâlet ücreti verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık ... olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin davalı idareden tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

23.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.