Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6788 E. 2025/4294 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında, taşınmazın bedelinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı ve faiz oranının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın imar parseli mi yoksa kadastro parseli mi olduğunun net olarak belirlenememesi, emsal taşınmazın metrekare birim bedelinin güncellenmesinde hata yapılması ve önceki bilirkişi raporuyla çelişen imalat bedeli farkının gerekçelendirilmemesi gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/967 Esas, 2024/1298 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/460 Esas, 2024/3 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Samsun ili, Canik ilçesi, ... Mahallesi 13675 ada 5 parsel (eski 360 parsel) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kıymet Takdir Komisyonu tarafından belirlenen değerin düşük olduğunu belirterek taşınmazın güncel gerçek değerinin belirlenmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın bedelinin yüksek belirlendiğini, hükme esas rapordaki verilerin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

2 Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bedelinin düşük belirlendiğini, yapı bedelinin düşük belirlendiğini, yapılan tadilatların dikkate alınmadığını, 30.000,00 TL ilave bedelin düşük olduğunu, düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadan taşınmaz bedelinin hesap edilmesi için ek rapor alınmışsa da kesinleşen dosyaların m² birim bedeli güncellenerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, faizin Anayasa Mahkemesinin iptal kararına göre belirlenmesi gerektiğini, bilirkişi raporundaki değerlerin piyasa değerinin altında kaldığını, emsal seçiminin ve mukayesesinin hatalı yapıldığını, düzenleme ortaklık payı kesintisinin bağımsız bölüm değerine eklenmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan raporda resen emsal olarak seçilen taşınmazın davaya konu taşınmazla meskun mahal özellikleri, bulundukları bölgelerdeki yapılaşma, coğrafi vb. gibi özelliklerinin benzerlik göstermesi nedeniyle emsal taşınmaz olarak belirlenmesi doğru olduğu gibi emsal taşınmaz ile davaya konu taşınmazın birbirine göre üstün-üstün olmayan yönlerinin mukayese edilip emlak m² rayiç birim fiyatları ile bilirkişi kurulunca belirlenen değer kat farkı arasında orantısızlık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerekirken, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak gösterilmesi doğru değil ise de faize ilişkin olarak davacı idare vekilinin açık temyizi bulunmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.

3.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4.Dosya içerisinde, dava konusu taşınmaz dava tarihi itibarıyla kadastro parseli ve imar parseli olarak kabul eden farklı bilirkişi raporları mevcut olup imar durumu net olarak belirlenememiştir. Bu nedenle dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduğunun ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmadığı gibi, dosyada bilgileri bulunmayan Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/109 Esas sayılı dosya kapsamında aynı kamulaştırma kapsamındaki taşınmazın 3 numaralı bağımsız bölümüne ilişkin 03.03.2021 değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen metrekare birim bedelinin dava tarihine güncellenmesi suretiyle metrekare birim bedeli belirlenmesi hatalıdır.

5.22.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazda yapılan yenilemeler dikkate alınarak 30.000,00 TL imalat bedeli ilave edileceği belirlenmiştir. 23.10.2023 tarihli bilirkişi raporunda ise ilave imalat bedeli olarak 7.500,00 TL olarak belirlenmiş olup gerekçelendirilmeden ve önceki raporlarla arasındaki çelişki giderilmeden hükme esas alınması doğru görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde iadesine

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.03.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına yönelik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (Davalı taraf vekilinin 31.05.2024 tarihli dilekçesindeki “Faize” ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.

Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı, Sayın çoğunluğun diğer yönleriyle katıldığımız “Bozma Kararı”na (faize ilişkin yönüyle) ve faizle ilgili 2 No’lu “Değerlendirme görüşündeki gerekçeye” açıkladığımız nedenlerle katılmıyoruz. 27.03.2025