Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6852 E. 2025/3428 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idarelerden tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın fiilen el atılan kısımları ile imar planında kamuya özgülenen kısımlarının ayrı ayrı tespit edilerek sorumlu idareler belirlenmek suretiyle taşınmaz bedeline hükmedilmesi gerekirken, tüm bedelin tek bir idareden tahsiline karar verilmesi, bazı davacılar yönünden mükerrer bedel tayini yapılması ve bazı davacılar yönünden eksik bedele hükmedilmesi, ayrıca vekâlet ücretine ilişkin hatalar nedeniyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/240 Esas, 2024/79 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl ve birleştirilen İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/256 Esas ve İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/467 Esas sayılı dosyalarında davacılar vekili dava dilekçelerinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2809 ada 1 parsel (ifrazla 2809 ada 2, 3, 4 ve 5 parsel) sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın davalı İZSU Genel Müdürlüğü tarafından kanal ve servis yolu yapılmak suretiyle el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı İZSU Genel Müdürlüğünden tahsilini talep etmiştir.

2. Birleştirilen İzmir 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/87 Esas sayılı dosyasında davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2809 ada 1 parsel (ifrazla 2809 ada 2, 3, 4 ve 5 parsel) sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın davalı ... tarafından yol yapılmak suretiyle el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı ... Başkanlığından tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Asıl ve birleştirilen İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/256 Esas ve İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/467 Esas sayılı dosyalarında davalı İZSU Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; üzerinde dere yatağı bulunan dava konusu taşınmazın imar planına göre kamuya terk edilmesi gerekli imar yolunda kaldığını, müvekkili idare tarafından dere yatağı tabanına kanalizasyon hattı döşenerek ıslah yapıldığını, ıslah çalışması derenin mevcut yatağı içinde olduğundan müvekkili idarece yapılan ıslah çalışmasının taşınmaza el atma oluşturmadığını, ıslah çalışması dışında kalan kısım imar yolu olarak planlı olduğundan müvekkili idarenin sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürmüştür.

2. Birleştirilen İzmir 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/87 Esas sayılı dosyasında davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda yapılan dere ıslah çalışması, tabana kanalizasyon hattı döşenmesi ve çevresine istinat duvarı yapılması ile ilgili sorumluluğun davalı İZSU Genel Müdürlüğünde olduğunu, bu nedenle müvekkili idare yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında bir kısmının 20 metrelik imar yolunda ve bir kısmın da ... alanda kaldığını, dava konusu taşınmaza ilişkin İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/526 Esas sayılı dosyasının Yargıtay denetiminden geçip kesinleşerek güçlü delil niteliğine sahip olduğunu ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 13.10.2015 tarihli ve 2011/35 Esas, 2015/868 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idarelerden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 27.12.2013 tarihli ve 2012/168 Esas, 2013/616 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı İZSU Genel Müdürlüğü vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 31.03.2015 tarihli ve 2015/2557 Esas, 2015/4827 Karar sayılı kararı ile hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda somut emsal olarak dava konusu 2809 ada 1 parselin 23.06.2004 tarihli satışının değerlendirmeye alındığı ve taşınmazdaki 267/24720 hissenin kardeşler arası yapılan satış işlemi olduğu anlaşıldığından satışın özel amaçla gerçekleştiği izlenimini uyandırdığı, emsal alınan taşınmaz satışının dava konusu taşınmazın değerlendirilmesinde emsal olma özelliği taşımadığı, bilirkişi raporunda kanal niteliğinde belirtilen 523,65 m²lik kısmın bedelinin ödenmesine karar verildiği halde bu kısma yönelik tescil hükmü kurulmadığı, ayrıca mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Asıl ve birleştirilen dosyalarda davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın değerlendirme tarihinin dava tarihi olarak kabul edilemeyeceğini, taşınmazın güncel rayiç metrekare birim fiyatı olan 6.500 TL/m² üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Asıl ve birleştirilen İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/256 Esas ve İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/467 Esas sayılı dosyalarında davalı İZSU Genel Müdürlüğü vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza müvekkili idare tarafından el atılmadığını, el atılan kısımlar dışında kalan alanın kullanıma elverişli olmadığı iddiasının ispatlanamadığını, dava konusu taşınmazda müvekkili idareye adına tescil edilen paylar bulunduğunu, dava konusu 2809 ada 4 parsel sayılı taşınmazdan aktif nitelikteki Yarendede Deresinin geçtiğini, bu kısmın sicilden terkin edilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu, birleştirilen İzmir 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/87 Esas sayılı dosyasında müvekkili idarenin davalı olmadığını, bu davada İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığının davalı sıfatına sahip olduğunu, taşınmazın 980,78 m²lik kısmına ilişkin hem müvekkili idare, hem de birleştirilen İzmir 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/87 Esas sayılı dosyasında davalı olan ... yönünden mükerrerlik oluşturacak şekilde bedel ve terkin hükmü kurulduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

3. Birleştirilen İzmir 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/87 Esas sayılı dosyasında davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya ilişkin husumet itirazlarının dikkate alınmasını, kararın muğlak olduğunu ve hangi kurum aleyhine hüküm kurulduğunun açıklanması gerektiğini, el atma tarihinin kesin olarak tespit edilmediğini, dava konusu taşınmazın ifraz sonrasında kısmen konut alanında kaldığını, konut alanında kalan bu kısımlarda kamulaştırma işleminin yapılamayacağını, taşınmazın kanal olarak el atılan kısmında müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, asıl ve birleştirilen davalarda ayrı ayrı nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2809 ada 1 parsel (ifrazla 2809 ada 2, 3, 4 ve 5 parsel) sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yerindedir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Dava konusu taşınmaza kanal, servis yolu ve istinat duvarı yapılmak suretiyle kısmen el atıldığı anlaşılmakla, taşınmazın fiilen el atılan kısımları ile fiilen el atılmamakla beraber 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kamuya özgülenen kısımlarının ayrı ayrı kroki üzerinde gösterilmesi ile hazırlanacak fen bilirkişi raporu doğrultusunda, proje bütünlüğü gereği sorumlu idareler tespit edilerek dava konusu taşınmazın bedeline hükmedilmesi gerekirken, gerekçesi açıklanmadan dava konusu taşınmazın tamamının bedelinin davalı İZSU Genel Müdürlüğünden tahsiline hükmedilmesi doğru değildir.

5. Kabule göre de; davacılardan ..., ..., ... (murisi ...'den intikal edecek paya ilişkin), ... (murisi ...'den intikal edecek paya ilişkin) ile ... mirasçıları ..., ..., ... ve ... yönünden asıl davada, davacılardan ... ile ... mirasçıları ..., ... ve ... yönünden birleştirilen İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/256 Esas sayılı davada taşınmazın fiilen el atılan 980,78 m²lik kısmının bedeline hükmedilerek bu kısımdaki adı geçen davacılara ait payların davalı İZSU Genel Müdürlüğü lehine yol olarak terkinine karar verildiği halde, hükümle birlikte adı geçen davacıların taşınmazda hak sahipliğinin kalmayacağı ve aktif husumet ehliyetlerinin sona ereceği gözetilmeksizin aynı 980,78 m²lik kısım için birleştirilen İzmir 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/87 Esas sayılı dosyasında yeniden hüküm kurulması isabetsizdir.

6. Diğer taraftan birleştirilen İzmir 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/87 Esas sayılı dosyasında davacılardan ...'in (yalnızca kendisine ait 231/4120 paya ilişkin) ve ... (Pişgin), ..., ... mirasçıları ..., ..., ..., ... mirasçıları ..., ... ..., ..., ..., ... ve ... mirasçıları ..., ... ..., ... ile ...'un dava konusu taşınmazın fiilen el atılan 980,78 m² ve 523,65 m² olmak üzere toplam 1.504,43 m²lik kısmına ilişkin İZSU Genel Müdürlüğüne karşı İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/526 Esas, 2009/251 Karar sayılı dosyasında açtıkları kamulaştırmasız el atma davasının temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği ve adı geçen davacıların taşınmazın fiilen el atılan 1.504,43 m²lik kısmında (2809 ada 3 ve 4 parsel) aktif husumet ehliyetlerinin kalmadığı anlaşıldığından, bu kısma ilişkin olarak haklarındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır.

7. Birleştirilen İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/467 Esas sayılı dosyasında dava konusu 2809 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bedeline ilişkin tapu maliki ... (Pişgin) yönünden yapılan hesaplamada maddi hata yapılması suretiyle eksik bedele hükmedildiği tespit edilmiştir.

8. Dava konusu taşınmazın tapu kaydında davacılardan ... ile tapu maliki ...'na ait payda yer alan haciz şerhlerinin bu davacılar yönünden hükmedilen bedele yansıtılması gerektiği gözetilmelidir.

9. Dava konusu taşınmaz tek olup, asıl ve birleştirilen davalar tek bir hukuki nedene dayalı olarak açıldığından, davacılar lehine toplam bedel üzerinden tek vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, asıl ve birleştirilen davalar yönünden ayrı ayrı vekâlet ücreti takdir edilmesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde iadesine

13.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.