"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/150 Esas, 2024/1185 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/386 Esas, 2023/764 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Aydın ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 185 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın gerçek bedelinin tespit edilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; idarenin kıymet takdir raporu ile yaptığı değerlendirmenin bilimsel verilere ve kanuna uygun olduğunu, bedelin yüksek olduğunu, hükme esas alınan raporda kapitalizasyon faiz oranı belirlenirken dikkate alınan unsurların objektif değer artışı tespit edilirken mükerrer olarak dikkate alındığını, faiz başlangıç tarihinin hatalı belirlendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ürünlerin üretim masrafları çok yüksek, dekara verim miktarı ile satış fiyatı düşük alınmak suretiyle m² birim fiyatının düşük belirlendiğini, en düşük değere sahip ürünlerin münavebeye alındığını, kapitalizasyon faiz oranının % 2–3 olması gerekirken % 4 alındığını, daha yüksek bir faiz oranı belirlenmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaz arsa vasfında olduğu hâlde, arazi olarak değer biçildiğini, objektif değer artış oranının düşük uygulandığını, taşınmaz üzerinde bulunan yapı ve ağaçlarının değerinin de düşük hesaplandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sulu tarım arazisi olarak o yörede mutat olarak ekilen münavebe ürünleri esas alınıp, kapitalizasyon faiz oranı % 4 uygulanmak suretiyle çıplak metrekaresine 144,15 TL değer biçildiği, taşınmazın konumu, ana yollara ve yerleşim alanlarına uzaklığı gözetilerek gelir metoduna göre tespit edilen m² birim fiyatına % 45 oranında objektif değer artırıcı unsur ilave edilerek sonuç m² birim fiyatının 209,01 TL olarak belirlendiği, taşınmazın üzerinde bulunan yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı düşülerek, ağaçlara ise maktuen değer biçildiği, taşınmazın vasfına, konum ve niteliklerine, aynı bölgeden intikal eden dava dosyalarına göre bilirkişi kurulunca belirlenen kapitalizasyon faizi ile objektif değer artırıcı unsur oranlarının ve dava konusu taşınmaz için belirlenen m² birim fiyatının uygun ve resmi verilerle uyumlu, yapı ve ağaçlara biçilen değerin de yerinde olduğu, belirtilen nedenlerle hükme esas alınan bilirkişi raporunun yasal niteliklere haiz ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu, her ne kadar davalı tarafça dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu ileri sürülmüş ise de dosyada bulunan bilgi ve belgelere, taşınmazın bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgu programı üzerinden yapılan incelemeye göre taşınmazın tarım arazisi olarak kabulü yerinde bulunduğu gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması gerektiği hâlde dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile ödenmesine yönelik hükmü kurulması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile , İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesinin kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan "dava tarihi olan 10/11/2022'den" ibaresinin çıkarılması, yerine "11.03.2023 tarihinden" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.