"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1082 Esas, 2023/2042 Karar
DAVA TARİHİ : 01.02.2022
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Çorum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/36 Esas, 2023/50 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu Çorum ili, ..., ... Mahallesi 294 ada 174 parsel sayılı 1.848,41 m² yüzölçümlü taşınmazın maliki olduğunu, söz konusu taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın davalı idare tarafından yol ve kaldırım yapılmak suretiyle fiilen el atılması nedeniyle Çorum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/243 Esas, 2015/802 Karar sayılı dosyasında kamulaştırmasız el atma davası açtıklarını, bu davada hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın 692,40 m²lik kısmına yol ve kaldırım yapılmak suretiyle el atıldığının tespit edildiğini, ayrıca arta kalan 1.156,01 m²lik kısımdan askeri alana isabet eden 126,01 m² dışında kalan 1.030 m²lik kısımda yapılaşmanın zor olacağı belirtilerek, bu kısmın da bedeline hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığını, böylece raporda toplam 1.722,40 m²lik kısmın bedelinin 394.753,41 TL olarak hesaplandığını, ancak Çorum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/243 Esas, 2015/802 Karar sayılı kararıyla 1.848,41 m²lik taşınmazın tamamının tapu kaydının iptali ile tescil ve terkin hükmü kurulmak suretiyle, talepleriyle bağlı kalınarak 25.000,00 TL bedele hükmedildiğini, müteakiben Çorum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/120 Esas, 2018/149 Karar sayılı dosyasında açtıkları ek dava ile talepleriyle bağlı kalınarak 20.000,00 TL bedele hükmedildiğini, nihayet Çorum 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/11 Esas, 2020/100 Karar sayılı dosyasında ise arta kalan 349.753,41 TL bedele hükmedildiğini, böylece Çorum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/243 Esas, 2015/802 Karar sayılı dosyasında 1.722,40 m²lik kısmın bedeli olarak hükmedilen 394.753,41 TL bedelin ödendiğini, bu defa dava konusu taşınmazda bedeline hükmedilmeyen ancak tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilen 126,01 m²lik kısmın dava tarihi itibarıyla değerinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davada idare vekili cevap dilekçesinde özetle; askeri alanda kalan kısımda kamulaştırma yapma yetkisinin müvekkili idarede bulunmadığını, müvekkili idare yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, davacı tarafın yapmış olduğu eksik usul işlemleri nedeniyle aynı taşınmaz için dördüncü kez dava açıldığını, usul ekonomisinin bertaraf edildiğini, her dava için ayrıca yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmek suretiyle kurum zararı oluştuğunu ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu yapılan 126,01 m²lik kısmın bedelinin zaten belirlendiğini, belirsiz bedel üzerinden dava açılarak yeniden bedel belirlenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığını, ilk dava sonrasında açılan saklı tutulan payın tahsili davasında gerekmediği hâlde, yeniden keşif yapılarak bilirkişi raporu alındığını, bu raporda askeri alanda kalan 126,01 m²lik kısmın da bedelinin hesaplandığını, ancak davanın belirli alacak davası olarak açılması yerine belirsiz alacak davası olarak açıldığını, davacı tarafın yapmış olduğu eksik usul işlemleri nedeniyle bir taşınmaz için dört kez dava açıldığını, böylece usul ekonomisinin bertaraf edildiğini ve kurum zararına yol açıldığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın belediye imar planı dahilinde olduğu ve her türlü belediye hizmetlerinden yararlandığı anlaşıldığından taşınmazın arsa vasfında olduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmediği, arsa vasfında olmasına göre 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi gereği kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre dava konusu taşınmazın değerinin belirlenmesine yönelik bilirkişi kurulunca resen emsal olarak seçilen taşınmazın, dava konusu taşınmazla meskun mahal özellikleri, bulundukları bölgelerdeki yapılaşma, coğrafi vb. gibi özelliklerinin benzerlik göstermesi nedeniyle emsal taşınmaz olarak belirlenmesine, yine emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmazın birbirine göre üstün-üstün olmayan yönlerinin mukayese edilip dava konusu taşınmazın metrekare değerinin belirlenmesi ile bu esasları dikkate alarak hazırlanan bilirkişi kurulu raporu ile taşınmazın 126,01 m²lik kısmı için belirlenen ve anılan rapordaki maddi hesap hatası sonucu mahkemece resen yeniden hesaplanıp hüküm kurulan kamulaştırmasız el atma tazminat bedelinin davacıya ödenmesine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun (492 sayılı Kanun) 32 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Çorum ili, ..., ... Mahallesi 294 ada 174 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. 492 sayılı Kanun'un 32 nci maddesinin birinci cümlesinde "Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz" hükmü yer almaktadır. Bu kanuni düzenleme uyarınca ıslah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilam harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2013 tarihli ve 2013/21-445 Esas, 2013/1625 Karar sayılı kararı)
5. Somut olayda davacı vekili dava değerini 06.12.2022 tarihli dilekçe ile 402.801,046 TL'ye artırmış ise de ıslah harcının yatırılmadığı anlaşıldığından mahkemece ıslah harcını tamamlamak üzere davacı tarafa süre verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
6. Dava konusu taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.