Logo

5. Hukuk Dairesi2024/7116 E. 2025/3007 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza el atıldığı, benzer davaların Yargıtay tarafından onandığı ve emsal karşılaştırması ile bedel tespitinin uygun olduğu gözetilerek, mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/670 Esas, 2023/482 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/855 Esas, 2021/1160 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekillince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçenin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, ..., ... Mahallesi 20078 ada 2 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduğunu, taşınmazın bulunduğu alanın imar planı ile Semt Spor Alanı olarak ayrıldığını, taşınmaza idare tarafından dereyi ıslah etmek ve duvar örmek suretiyle el atıldığını, ilgili idarenin Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/65 Esas sayılı dosyasına verilen 05.09.2013 tarihli yazısında belirtildiği üzere dava konusu taşınmaza 2017 yılında fiilen el atıldığının kabul edildiğini, taşınmaz için farklı malikler tarafından açılan davaların sonuçlandığından ve taşınmaza fiilen dere ıslahı, yol, kaldırım yapılmak sureti ile davalı tarafından el atıldığından şimdilik 20.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 20.11.2019 tarihli ve 736 sayılı Antalya Büyükşehir Belediyesi Meclis kararı ile 1/5000 ölçekli ... Planında değişiklik yapılarak onaylandığını, bu değişikliğe uygun olarak davalı ... tarafından 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı ve sonrasında imar uygulaması işleminin yapılacağının belirlendiğini, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 16.09.2019 tarihli ve 125 sayılı Konyaaltı Belediyesi Encümen Kararı ile yapılan imar uygulaması işleminin İdare Mahkemesince iptal edildiğini ve bu kararın Danıştay 6. Dairesince onandığını, dava konusu taşınmaza yeniden imar işlemi yapılıncaya kadar iptal şerhinin düşüldüğünü, davada görevli yargının İdari yargı olduğunu, 1/5000 ölçekli ... Planı yapım yetkisinin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığında olduğundan husumetin Büyükşehir Belediyesine yöneltilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere talebin çok fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaza kanal ve yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı anlaşıldığından davanın kabulüne, tespit edilen kamulaştırmasız el atma bedelinin davacı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 20.11.2019 tarihli ve 736 sayılı Antalya Büyükşehir Belediyesi Meclis kararı ile 1/5000 ölçekli ... Planı değişikli yapılarak onaylandığını, 1/5000 ölçekli ... Planı değişikline uygun olarak müvekkili Belediye tarafından 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı ve sonrasında imar uygulaması işlemi yapılacağını, 16.09.2009 tarihli ve 125 sayılı Belediye Encümen Kararı ile yapılan imar uygulaması işleminin Antalya 1.İdare Mahkemesinin 2011/764 Esas, 2013/1185 Karar sayılı Mahkeme kararı ile iptal edildiğini, bu kararın Danıştay 6. Dairesinin 2017/935 Esas, 2020/6401 Karar sayılı kararı ile onandığını, söz konusu taşınmaza iptal şerhi düşülmesi için müvekkil belediyenin 04.09.2020 tarihli ve e-92345746-622.03-843-2283/5152 sayılı yazısı ile Konyaaltı Tapu Müdürlüğüne bildirildiğini ve 09.09.2020 tarihli ve e-25005784-730.10[730.10]-2184119 sayılı Konyaaltı Tapu Müdürlüğün yazısı ile söz konusu taşınmazlara imar iptal şerhi düşüldüğünü, davanın reddini talep ettiklerini, imar planının yürürlükte olduğu kabul edilse dahi maliklerin talebi doğrultusunda yapı ruhsatı verilebileceğini, tasarruf hakkının kısıtlanmadığını, fiili el atma iddiasını kabul etmediklerini, idari yargının görevli olduğunu, davanın görev yönünden reddi gerektiğini, imar planları yapılırken kurumlara sorulmamasının külfetinin belediyeye yüklenemeyeceğini, ... planını yapma yetkisinin Büyükşehir Belediyesine ait olduğundan husumetin Büyükşehir Belediyesine yöneltilmesi gerektiğini belirterek resen gözetilecek sebeplerle de kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Konyaaltı Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünce verilen cevabi yazıya göre dava konusu Antalya ili, ..., ... Mahallesi 20078 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 30.09.1998 tarihli ve 479 sayılı Belediye Encümen Kararına göre düzenleme ortaklık payı kesilerek imar uygulaması sonucunda kamu ortaklık paylarından semt spor sahası olarak tescil edildiği, 16.09.2009 tarihli ve 125 sayılı belediye encümen kararı ile yapılan imar uygulaması işleminin ise İdare Mahkemesince iptal edildiği belirtilerek yeni bir imar uygulaması yapılıncaya kadar bilgi verilemediği belirtilerek dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı içerisinde kaldığı gözetildiğinde arsa vasfında olduğu kabul edilerek emsal araştırma yöntemi ile dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde bir usulsüzlük bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmaza yol ve dere ıslahı için taş duvar örülerek kanal yapılması şeklinde el atıldığı, aynı taşınmaza ilişkin başka paydaşlarca açılan davalarda verilen kabul kararlarının Yargıtay denetiminden geçerek onandığı anlaşıldığından davalı idarenin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarla, dava konusu taşınmazın son imar planında açık spor tesis alanında kaldığını, maliklerin talebi doğrultusunda yapılaşma koşulları çerçevesinde yapı ruhsatı verilebileceğini, bu yönüyle tasarruf hakkının kısıtlanmadığını, görevli yargı yerinin idari yargı olduğunu, husumetin Gençlik ve Spor Bakanlığına yöneltilmesi gerektiğini, DSİ Genel Müdürlüğü ile yapılan yazışmalara istinaden istinat duvarlarının kaldırılmasının mümkün olmadığını, mevcut hali ile muhafazası gerektiğini, istinat duvarı yapma ve dere ıslahı görevinin DSİ Genel Müdürlüğünde olduğundan davaya katılımının sağlanması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki Antalya ili, ..., ... Mahallesi 20078 ada 2 parsel sayılı taşınmaza taş duvarlı beton kanal ile yol yapılak suretiyle el atıldığı, dava konusu taşınmazın başka paydaşlarınca açılan davaların Dairemiz denetiminden onanarak geçtiği anlaşılmış olup 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

3.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen metrekare birim bedeli Dairemiz denetiminden geçen paydaş dosyalarında belirlenen bedellerle uyumludur.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

5. Buna karşın; eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkanı bulunmamaktadır.

6. İstinaf Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının nispi harca ilişkin bölümüne dokunulmaksızın istinaf isteminin şekli olarak esastan reddine karar verildikten sonra “ek 4 ncü maddenin uygulanması gerekir“ gerekçesiyle istinaf harcının maktuya çevrilerek nispi harcın bakiyesinin iadesine karar verilmesi suretiyle 1983 sonrası fiili el atma nedeniyle açılan tazminat davalarında Ek Madde 4 e dayanarak maktu harç alınması gerektiği yönünde irade ortaya konulmuş ancak kamu düzenine ilişkin ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken ve İlk Derece Mahkemesince nispi alınan harcın yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle düzeltilmesi yoluna gidilmemesi, harca yönelik Yargıtay uygulamasının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrasının kullanılması suretiyle etkinliğinin ortadan kaldırılarak Yargıtay'ın içtihat birliğini sağlamak görevinin devre dışı bırakılması suretiyle hukuki öngörülebilirlik ve hukuki güvenliğin zedelenmesi sonucunu doğurduğundan kararın bozulması gerekir.

Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Kamu düzenine ilişkin hususlar yönünden yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinin hükümden çıkartılması, yerine ''Karar tarihi itibarıyla alınması gereken 37.663,72 TL harçtan peşin alınan 9.416 TL istinaf harcının mahsubu ile bakiye 28.247,72TL istinaf karar harcının davalı idareden alınarak peşin alınan istinaf harçları ile birlikte Hazineye irat kaydına,'' cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.