Logo

5. Hukuk Dairesi2024/7174 E. 2025/1088 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıların, kat mülkiyetine konu taşınmazda ortak alana müdahalede bulunup bulunmadıkları ve bulunmuşlarsa eski hale getirilmesi gerekip gerekmediğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler ve dosya kapsamı itibariyle, usul ve yasaya uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, davalıların ortak alana müdahalesinin önlenmesi ve eski hale getirilmesine dair istemin kabulü yönündeki yerel mahkeme kararını onaması, temyiz incelemesinde de hukuka uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/967 Esas, 2024/808 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 19. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/2973 Esas, 2023/2199 Karar

Taraflar arasındaki müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tapuda İstanbul ili, ..., Mahallesi 1451 ada, 158 parselde kain taşınmazın 20 nolu bağımsız bölümün maliki olduğunu, davalıların ana taşınmazın arka bahçesine ortak alana portatif süs bitkileri masa ve sandalyeler koyduklarını, ayrıca ana taşınmazın sağ cephesinden arka bahçe girişine profil doğrama menteşeli kapı yaparak ortak alana müdahalelerde bulunduklarını, bu hususta İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/84 Esas sayılı dosyasıyla dava ikame edildiğini ve anılan mahkemenin 2018/278 Karar sayılı kararı ile davalarının kabul edildiğini, davalıların kendi bağımsız bölümlerinde onaylı mimari projeye aykırı olarak yaptıkları değişikliklerin projeye uygun olarak eski hale getirmelerini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davaya konu İstanbul ili, ..., Mahallesi, ..........1451 ada 158 parsel 7 nolu bağımsız bölümün 1/2 hisse ile malik olduklarını, daire önündeki 4 m² seramik kaplı alanın mevcudiyetinin müvekkil tarafından yaptırılmadığını, yönetim kurulu kararı ile yaptırıldığını, müvekkili daireye taşınmadan 3 sene önce bu seramiklerin yönetim tarafından yaptırıldığını, bu nedenle seramiklerin sökülmesine ve eski hale getirilmesine gerek olmadığını, bahçeye konulan süs bitkilerinin ve saksıların, ayrıca masa ve sandalyenin sabit nitelikte olmadığından her zaman kaldırabileceğini yani eski hale getirmeye konu edilecek bir hususun olmadığını, tasdikli mimari projede müvekkile ait bölümde zemin terasına açılan kapının mevcut olduğunu ve bahçeye kendi terasını kullanarak çıkmasında bir engel bulunmadığını, davacının davasının reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının davalıların üst kat komşusu olup kötü niyetli olarak aralarındaki husumet nedeni ile bu davayı açtığını, aynı binada zemin katta bulunan diğer bağımsız bölümlerin de aynı şekilde dairelerini kullanılmakta olup hali hazırda binada diğer katlarda da projesine aykırı birçok tadilat yapıldığını, hâl böyle iken davacının hedef gösterilerek huzurdaki davadan evvel de yine Anadolu 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/84 Esas sayılı dosyası ile yine aynı talepleri içeren dava açıldığını ve bu davada da zaten karar verildiğini, dava konusu dairenin bulunduğu köşe tarafın diğer köşesindeki dairede benzer şekilde kullanılmakta iken hatta diğer dairelerde de benzer balkon kapamaları ve mimari projeye bir sürü aykırılık olduğu hâlde davacıya huzurdaki davanın açılmış olmasının davacının kötü niyetinin en güzel göstergesi olduğunu, kötü niyetli olarak açılan davanın reddi gerektiğini, davalının dairesinde herhangi bir çıkma şeklinde cam kapama ve ortak alana müdahale söz konusu olmadığını, binanın iz düşümünü aşmayan şekilde bir cephesi açık olan balkonun camla kapatılması şeklindeki uygulamasının apartmanın taşıyıcı unsurlarını etkilemediği gibi yeni ve fazladan kazanılmış bir alan da yaratılmadığını, davalıların taşınmazda 14 seneden beri malik olup daireyi 2009 senesinde bu şekliyle satın aldıklarını, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlendiğini ve binada davalının dışındaki diğer bahçeye bakan 2 nolu dairede taban alanı dışındaki alana taşılarak 8 m² çıkma balkon şeklinde ve 31, 32, 33, 34 nolu dubleks dairelerin üst katlarının kaçak olarak inşa edildiğini, apartman karar defteri incelenip kat maliklerinin bu konuda aldıkları karar olup olmadığı değerlendirilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davalıların balkonu da gömme balkon şeklinde olup gömme balkonun alüminyum çerçeve ve cam ile kapatılması suretiyle taban alanı dışında yeni ve fazladan bir alan kazanılmayan, çekme mesafesi ihlal edilmeyen, taşıyıcı unsurları etkilemeyen bu tür tadilatlar için davanın kabul edilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca dava konusu binanın kentsel dönüşüm sürecine de girdiğini, binanın riskli olarak ilan edilmesi ve yıkılmasının an meselesi olduğunu, alınan tek kişilik bilirkişi raporu ile karar verildiğini, bilirkişi raporuna atıf yapılarak karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 19 uncu ve 33 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.