"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2241 Esas, 2023/930 Karar
DAVA TARİHİ: 31.12.2019
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ: Solhan Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/1969 Esas, 2021/133 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Bingöl ili, ...,... köyü 208 ada 17 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle usul yönünden davanın reddine karar verilmesini, kapitalizasyon faiz oranının yanlış uygulanması, objektif değer artışının uygulanmaması ve taşınmazın yöre içerisindeki konumu, sulu tarım yapılan arazi olması, arazi üzerindeki ağaçların yaşları ve sayıları, ortalama verimleri, üretim giderleri, ürünlerin kilogram başına ortalama satış fiyatı vb. hususların dikkate alınmadığını, kapitalizasyon faiz oranının %4, objektif değer artışının %150 oranında uygulanması gerektiğini, taşınmazın talepleri doğrultusunda kamulaştırılmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline, baraj gölü sahası içinde kaldığından tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; ... Tarım ve Orman Müdürlüğü maliyet cetvelinin kullanılmaması gerektiğini, Bingöl ili ve çevre illerin resmî maliyet cetveli getirtilmek suretiyle değerlendirme yapılması gerektiğini, bilirkişilerin taşınmazın değerini yükseltmek için sebze ürününü münavebeye eklediklerini, kapitalizasyon faiz oranının % 6-7 hesaplanması gerektiğini, taşınmazın kuru tarım arazisi olduğunu, yapının sınıfının ve aşınma payı oranının hatalı hesaplandığını, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişilerin İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerini kendi insiyatifleri ile değiştirdiklerini, kapitalizasyon faiz oranının %4 yerine %5 uygulanması ile taşınmazın tespit edilen çıplak metrekare birim fiyatına objektif değer artışı uygulanmamasının az bedele hükmedilmesine neden olduğunu, Mahkemece bilirkişinin reddi isteklerinin haksız yere reddedildiğini, üretim masraflarının yüksek alındığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın yüzölçümü ve üzerinde bulunan ağaçların sayısı, cinsi ve yaşı dikkate alınarak kapama karışık meyve bahçesi niteliğinde olduğunun kabulü ile kapitalizasyon faiz oranı % 5 uygulanarak ve taşınmazın objektif değer artışı uygulanmasını gerektiren bir niteliğinin bulunmadığı açıklanmak suretiyle metrekaresine 38,32 TL, taşınmazın üzerinde bulunan tel çite ise resmi birim fiyatları esas alınarak değer biçildiği, taşınmazın vasfına, konum ve niteliklerine, aynı bölgeden intikal eden dava dosyalarına göre bilirkişi kurulunca belirlenen kapitalizasyon faiz oranı ile dava konusu taşınmaz için belirlenen metrekare birim fiyatının uygun ve resmî verilerle uyumlu olduğu, dosya içindeki bilgi ve belgelere, ayrıca Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgu programı üzerinden Dairece yapılan incelemeye göre dava konusu taşınmazın konumu ile bilirkişi raporunda açıklanan özellikleri gözetilerek gelir metoduna göre tespit edilen metrekare birim fiyatına objektif değer artırıcı unsur ilave edilmemesinin, tel çite biçilen değerin yerinde olduğu, belirtilen nedenlerle hükme esas alınan bilirkişi raporunun yasal niteliklere haiz ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu, davalının bilirkişinin reddi gerekçelerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 272 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında atıf yapılan 6100 sayılı Kanun'un 34 üncü ve 36 ncı maddelerinde düzenlenen yasaklık ve ret nedenlerinden hiçbirine uymadığı, bilirkişilerin hazırladıkları rapordaki oy ve görüşleri ile mahkemenin başka dosyalarına sundukları raporlar nedeniyle reddinin mümkün olmadığı gözetilerek, mahkemenin bilirkişi kurulunun reddine ilişkin davalı isteminin 6100 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi gereğince geri çevrilmesine ilişkin ara kararında bir isabetsizlik görülmediği, davacı idarece dava konusu taşınmaza sulu tarım arazisi olarak değer biçilmesine itiraz edilmiş ise de acele el koyma dosyasında mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın yöredeki taşınmazları sulayan mevcut kaynaklardan taşınmaza getirilen arklar ile sulanabildiği tespit edildiğinden dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi niteliğinde olduğunun kabulünün yerinde bulunduğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 başvuru numaralı ve 23.10.2018 tarihli kararı Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı ve 09.05.2019 tarihli kararı Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 19.09.2019 tarihli ve 2018/2081 Esas 2019/14349 Karar sayılı kararı da dikkate alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve kanuna uygun bulunduğu, bunun gibi 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının ilgili kısmının Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli 2018/104 Esas, 2020/39 Kara sayılı kararı ile iptaline karar verildiği gözetilerek tespit edilen kamulaştırma fark bedelinin hak sahiplerine derhal ödenmesine karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı, tüm dosya kapsamına ve kararın dayandığı gerekçelere göre, kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak, üzerinde bulunan tel çite resmi birim fiyatları esas alınıp değer biçilmesine ve tespit edilen bedelin kararın kesinleşmesi beklenmeden derhal davalı tarafa ödenmesine ilişkin İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 15 inci maddesinin son fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki Bingöl ili, ...,... köyü 208 ada 17 parsel sayılı taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak üzerindeki yapılara ise aynı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmî birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek, üzerinde bulunan tel çite niteliğine göre değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda 2019 yılı ... Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin uygulanması, dava konusu taşınmazın belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre belirlenen kapitalizasyon faiz oranı uygun görülmüştür.
4. Bölge Adliye Mahkemesinin 19.10.2023 tarihli kararı ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmuş olmakla; davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı lehine hükmedilen vekâlet ücreti yerindedir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.