"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/580 Esas, 2024/530 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 3. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/1168 Esas, 2021/380 Karar
Taraflar arasındaki müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... ilçesi, 2318 ada nolu dükkan niteliğindeki bağımsız bölümün maliki olduğunu, müvekkiline ait dükkanın çevresinin yaya geçişini engelleyecek şekilde imar kanununa aykırı olarak kapatıldığını, bu nedenle müvekkilinin taşınmazı satın aldığı 04.10.2011 tarihinden bu yana ne kiraya verebildiğini ne de satabildiğini, site yönetimine bu hususu defalarca dile getirildiğini, yönetimce bu hususun genel kurulda görüşülmediğini, müvekkilinin son olarak site yönetimine 01.08.2019 tarihinde dilekçe vererek 3194 sayılı İmar Kanunu'na (3194 sayılı Kanun) aykırı olarak yapılan duvarın kaldırılmasını talep ettiğini, buna rağmen yönetimce genel kurulda görüşülmediğini belirterek 3194 sayılı Kanun'un 34 üncü maddesine aykırı olarak inşa edilen duvarın, dükkana yaya girişini engellemesi nedeniyle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 634 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve yerleşik yargıtay içtihatları uyarınca istinat duvarlarının ortak alan niteliğinde olduğunu, ortak yerlere ilişkin yapılacak inşaat, yıkım, oranım işlemlerinde Kat Malikleri Kurulunun 4/5 nitelikli çoğunluğunun alınması gerektiğini, istinat duvarının sitenin inşasından beri var olduğunu, projesinin ilgili belediyeden daha önceden uygunluk alındığını, davacının tüm bu şartlarda taşınmazı aldığını, davacının daha sonrasında bu talepleri ileri sürmesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesindeki dürüstlük ilkesini ihlal ettiğini, istinat duvarının yapılması site sınırlarının belirlenmesi, siteye giriş çıkışların kontrol altına alınması, sitede oluşabilecek hırsızlık olaylarının önüne geçilmesi ve siteye karşı gelebilecek dış tehlikelerin ortadan kaldırılması amacı taşıdığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya eki belediye onaylı mimari proje ve tapuda bulunan mimari projede yapılan incelemede çevre duvarının vaziyet planında gösterildiğini, bu nedenle bahçe duvarının sonradan yapılmadığını ve mevcutta mimari projede gösterilen sınırlarda var olması nedeniyle yıkılmasını gerektirir bir durumun olmadığı, site yönetimine ait defter ve belgeler incelendiğinde; dava konusu duvarın yıkılması yönünde tüm kat malikleri tarafından usulüne uygun karar alınmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Mersin ili, ... 2318 ada 1 parselde bulunan taşınmazdanumaralı bağımsız bölümün maliki olduğunu, müvekkile ait dükkanın çevresinin yaya geçişini engelleyecek şekilde 3194 sayılı Kanun'a 34 üncü maddeye aykırı olarak kapatıldığını, işbu nedenle müvekkilin, bahsi geçen taşınmazı satın aldığı tarih olan 04.10.2011 yılından bu yana kiraya veremediğini, başkasına satamadığını, müvekkil tarafından bu hususun site yönetimine defalarca dile getirilmesine rağmen site yönetimince bu talebin genel kurulda görüşülmediğini, davacının taşınmazı satın aldığı günden bu yana kanuna aykırı yapılan duvar nedeniyle zarar gördüğünü, bilirkişinin hatalı değerlendirmeleri sonucunda İlk Derece Mahkemesince verilen kararın hukuka aykırılık teşkil ettiğini, 3194 sayılı Kanun'un 34 üncü maddesine aykırı olarak inşa edilen duvarın, dükkana yaya girişini engellemesi nedeniyle kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini, usul ve kanuna aykırı İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya içeriğindeki bilgi, belge, kök ve ek raporlarının incelenmesinde; söz konusu raporların mimari proje ve krokiye bağlı olarak düzenlendiği, bu haliyle denetime açık, hüküm kurmaya elverişli olduğu, bu itibarla davacı tarafın rapora ilişkin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı, buna ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının da usul ve kanuna uygun olduğu kabul edilerek verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 634 sayılı Kanun'un 19 uncu ve 33 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.