Logo

5. Hukuk Dairesi2024/7528 E. 2025/3790 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma kararıyla davacıya devrine karar verilen ancak kamulaştırma şerhi bulunan taşınmaz nedeniyle davacının, davalı idarelerden kamulaştırmasız elatma tazminatı talep edebilmesinin mümkün olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma kararı ile taşınmazın devrine karar verilmiş olsa dahi, tescil gerçekleşmeden mülkiyet hakkının davacıya geçmediği, dolayısıyla davacının dava konusu taşınmaz için kamulaştırmasız elatma tazminatı talep etmeye ehliyetinin olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/509 Esas, 2024/685 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 11. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/310 Esas, 2022/4 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, ..., ... Mahallesi 6390 ada 61 parsel sayılı taşınmazın Bursa 9. Aile Mahkemesinin 2018/231 Esas sayılı dosyasında 1/2 hissesinin boşanma kararı kesinleştikten sonra davalı ... tarafından davacı ...’e devir ve tescil edilmesine karar verildiğini, devir işlemleri için ilgili Tapu Müdürlüğüne gittiğinde taşınmazın üzerinde Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/489 Esas sayılı dosyası ile kamulaştırma şerhi bulunduğunu öğrendiğini belirterek 155.225,00 TL tazminat bedelinin yarısı üzerine ihtiyati tedbir konularak ...'e ödenmemesini, davalı ... yönünden 5.000,00 TL, davalı ... yönünden 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapuda ... adına kayıtlı olduğunu, davacının davada aktif dava ehliyetinin bulunmadığını beyan etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararı borçlandırıcı işlem mahiyetinde olmayıp doğrudan tapu devir ve tescil hükmü barındırdığını, mülkiyetin tescille değil kararla kazanıldığını, tescilin yapılamamasında müvekkilinin kusuru bulunmadığını, davanın niteliğinde yanılgıya düşülmüş olup eldeki davanın müvekkilinin taşınmaz hakkındaki tasarruf hakkını kullanmasından kaynaklanmadığını, davalı belediyeler aleyhine dava dışı üçüncü kişi tarafından açılan kamulaştırmasız el atma davasında verilen hükmün kesinleşmesiyle belediyeler yönünden kurulan devir ve tescile ilişkin hüküm uyarınca mülkiyet hakkı belediyelere geçmiş olsa dahi söz konusu hakkın müvekkile boşanma kararının kesinleştiği tarih olan 05.11.2019 tarihinde geçmiş olması ve açılan davanın tasarruf işlemi değil kazandırıcı işlem niteliğini haiz olması sebepleriyle 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 705/2 hükmünün uygulanmayacağı, aksi kabul edilse dahi mülkiyeti elinde bulunduran müvekkilinin bu tasarruf yetkisini kullanabileceği, bu nedenlerle aktif dava ehliyetinin varlığının kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin Bursa 9. Aile Mahkemesinin 2018/231 Esas, 2019/470 Karar sayılı dosyasındaki protokol uyarınca davacı adına devir ve tesciline karar verildiğini, 4721 sayılı Kanun’un 705/2. maddesi uyarınca taşınmaza malik olduğunu belirten davacının, hissesi oranında tazminat talebinde bulunduğu, Bursa 9. Aile Mahkemesinin 2018/231 Esas, 2019/470 Karar sayılı kararının incelenmesinde davacı ... ... tarafından davalı ... aleyhine boşanma davası açıldığı, tarafların anlaşmalı boşanmalarına ve eldeki dava konusu olan taşınmazın 1/2 hissesinin boşanma kararı kesinleştikten sonra davalı tarafından davacıya devir ve tescil edilmesine, devir ve tescil masraflarının davalı tarafından karşılanmasına karar verildiği, kararın 05.11.2019 tarihinde kesinleşmiş olduğu, Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/489 Esas, 2020/65 Karar sayılı kararının incelenmesinde davacı ... tarafından eldeki dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığından bahisle davalılar ... ve ... aleyhine 10.09.2018 tarihinde tazminat davası açıldığı, kısmi dava sonucunda fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000,00 TL tazminata hükmedildiği, kararın davalı idareler vekillerince istinaf edilmesi üzerine istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, belirtilen kararın davalı idareler tarafından temyiz edilmesi sonucunda, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2022/11754 Esas, 2023/675 Karar sayılı ilâmı ile onanmasına karar verilerek 24.01.2023 tarihinde kararın kesinleşmiş olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 716 ncı maddesi ''Mülkiyetin kazanılmasına esas olacak bir hukuki sebebe dayanarak malikten mülkiyetin kendi adına tescilini istemek hususunda kişisel hakka sahip olan kimse, malikin kaçınması halinde hakimden mülkiyetin hükmen geçirilmesini isteyebilir.'' şeklinde olup eldeki davada davacı ile dava dışı ... arasında görülen boşanma davasında ... Mahallesi 6390 ada 61 parsel sayılı davalı adına kayıtlı taşınmazın 1/2 hissesinin boşanma kararının kesinleşmesinden sonra davalı tarafından davacıya devir ve tescil edilmesine karar verildiği, hükümde taşınmazın tapu kaydının iptaline yönelik bir ibare olmadığı, Aile Mahkemesi kararındaki hüküm borçlandırıcı bir işlem mahiyetinde olup 4721 sayılı Kanun’un 705 inci maddesi uyarınca tescilden önce davacıya mülkiyet hakkını kazandırmayacağı, dosya kapsamına göre 4721 sayılı Kanun’un 716 ncı maddesine dayanılarak eski eşe karşı açılmış bir tapu iptal ve tescil davası da bulunmadığı, kesinleşen Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/489 Esas, 2020/65 Karar sayılı kararı ile istinaf inceleme tarihi itibarıyla dava konusu taşınmazın mülkiyeti ... ve ...'na geçmiş olup belirtilen bu sebeplerle malik sıfatını kazanmamış davacı tarafından açılan davanın aktif husumet yokluğundan reddine dair verilen kararın isabetli olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre; usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.