"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2139 Esas, 2024/877 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/364 Esas, 2021/44 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idareler vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idareler vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Adana ili, ..., Mahallesi, 1528 parsel sayılı taşınmaza ...... Orduevi ile yol yapmak suretiyle davalı idarelerce kamulaştırmasız el atıldığını, Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/534 Esas, 2018/248 Karar sayılı dava dosyasında Adana Büyükşehir Belediyesince el atılan alanın toplam değerinin 1.544.546,52 TL, Milli Savunma Bakanlığınca el atılan alanın değerinin ise toplam 1.380.441,47 TL olarak hesaplandığını; ancak önceki bilirkişi raporu esas alınarak davanın 1.829.310,00 TL üzerinden ıslah edilmesi nedeniyle bakiye 1.095.677,99 TL tazminatın el atma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; derdestlik itirazlarının bulunduğunu, sokakların yetki ve sorumluluğu ilçe belediyelerine verildiğinden davanın müvekkili belediye yönünden husumet yokluğu nedeniyle esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre nedeniyle esastan reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın görev yönünden reddi gerektiğini, davacı tarafın kendi kusurundan kaynaklanan bir durum için ek dava açması sonucu müvekkili idare aleyhine tekrar yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın bir kısmı kıyı kenar çizgisi içerisinde, bir kısmı caddede, bir kısmı orduevi içerisinde, bir kısmı ise sokakta kalmakta olup kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmın DSİ Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda, sokakların ise ilçe belediyesi sorumluluğunda olduğunu, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; uzlaşma dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddi gerektiğini, hak düşürücü süre yönünden de davanın reddi gerektiğini, bilirkişi incelemesi yapılmaksızın Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/534 Esas sayılı dosyasında alınan yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacı tarafın Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/534 Esas sayılı dosyasında davasını eksik bedelle ıslah etmesi sonucunda iş bu davayı açtığı gözetilerek müvekkili idare aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/534 Esas, 2018/248 Karar sayılı dosyasının taraflarının ve sıfatlarının işbu dosya ile aynı olduğu, o dosyada davacı tarafın davasını bozmadan önce 25.04.2011 tarihli rapora göre 1.829.310,00 TL üzerinden ıslah ettiği ve bozmadan sonra 11.12.2017 tarihli raporun dosyaya sunulduğu, o rapora göre davacının daha fazla miktarda kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminat alacağının ortaya çıktığı; ancak Mahkemenin daha önceden ıslah edilen miktarı gözeterek davanın kabulüne karar verildiği ve eksik ıslah edilen miktar yönünden işbu davanın açıldığı tespit edilmiş olup Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/534 Esas, 2018/248 Karar sayılı dosyasının işbu dosya yönünden kesin delil teşkil ettiği, 11.12.2017 tarihli rapor hükme esas alınarak karar verilmiş ve verilen karar onanmış olup İlk Derece Mahkemesince 11.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanarak hüküm altına alınmayan tazminat miktarlarının davalılardan tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından davalı idareler vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan kısmın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna; ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 6100 sayılı Kanun’un “Kısmi Dava” kenar başlıklı 109 uncu maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.”
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Taraflar arasında görülüp kesinleşen önceki davada tespit edilen bedel esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idareler vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... Başkanlığından aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına, davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.