Logo

5. Hukuk Dairesi2024/75 E. 2024/6139 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından kamulaştırılan taşınmazın geri alımı talebinin, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 22. ve 23. maddelerinde belirtilen hak düşürücü süreler gözetildiğinde kabul edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan hukuki ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kanun'un 22. maddesinde belirtilen 5 yıllık hak düşürücü sürenin davanın açıldığı tarih itibarıyla dolduğu, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının ise anılan davaya uygulanamayacağı ve davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/890 Esas, 2022/1922 Karar

DAVA TARİHİ: 02.10.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/479 Esas, 2021/898 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırılan taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 23 üncü maddesi gereği geri alımı, olmadığı takdirde geri alım hakkı kullanılmadığından kamulaştırma bedelinin güncellenmesi ve oluşan zararın tazmini istemlerine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacılar vekili tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.10.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı asıl ... gelmiş, davacılar vekili ile davalı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan davalı asılın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ..., ... köyü 370 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili 26.10.2004 tarihli ve 17/218 Karar No, 22.12.2004 tarihli ve 840 Karar No, 11.05.2005 tarihli ve 348 sayılı belediye encümen kararları ile 3 kez kamulaştırma kararı çıkarıldığını, encümen kararlarıyla yapılan kamulaştırmada 2942 sayılı Kanun'un satın alma usullerinin uygulanmadığını, konutlarının olduğu taşınmaz kamulaştırıldıktan sonra kamulaştırma amacına uygun hiçbir işlem ve tesisat yapılmadığı ve olduğu gibi bırakıldığını, kamulaştırma yararı ortadan kalkan taşınmaz hakkında 2942 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesine göre mal sahibi ve mirasçılarının geri alma hakkının doğacağını, dava konusu taşınmazın ... Belediye Başkanlığına kayıtlı tapusunun iptali, kamulaştırılan taşınmazın müvekkilleri adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde terditli olarak günümüz rayiç bedelinin, faizinin ve mahkeme masraflarının davalıdan tahsili veya aynı köy yerleşim alanı içinde veya belediye sınırları içinde kamulaştırılan taşınmaz değerinde arsa verilmesine, kamulaştırma yararının ortadan kalktığı tarihten sonra başlamak üzere aylık 1.500,00 TL kira bedelinin faizi ile verilmesine, idarenin kusurlu ve hukuka aykırı uygulamaları nedeniyle yol açtığı zararların tazmin edilmesi için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla maddi ve manevi tazminatın davalı kurumdan tahsiline, afete maruz bölge ilan edilerek oturmamaları için iç ve dış duvarları yıkılan konutlarının yerine konut yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu dava 2942 sayılı Kanun’un 23 üncü maddesinde belirtilen hak düşürücü süre içerisinden açılmadığından davanın reddi gerektiğini, kamulaştırma işlemi tamamlanarak söz konusu yerin mülkiyetinin ... Belediye Başkanlığına geçtiğini, bedelin ilgili banka şubesine yatırıldığını ve kamulaştırma işleminin sona erdiğini, işbu davada müvekkili idarenin herhangi bir kusur ve sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma işlemi mal sahibi açısından usulüne uygun olarak yapılan tebligatla başlar görüşünün yerine getirilmediğini ve kamulaştırma bedelinin tebliğinin yapılmadığını, kamulaştırmanın kesinleşmesini sağlayan her iki tarafın imzalaması gereken anlaşma tutanağının da yapılmadığını, davalı idare kanunda belirtilen sırasıyla yapılması gereken işlemlerden kamu yararı ortadan kalkan, ihtiyaca lüzumu kalmayan, kullanılmayan taşınmaz ile ilgili nitelik durumunu bildiren, duyuran tebligatı yapmadan, hak düşürücü süreleri ve zamanaşımını öne süremeyeceğini, davanın kabulüne karar verilmesini, ayrıca Anayasa Mahkemesinin 2942 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinin iptal etmiş olması sebebiyle eldeki davada 5 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2942 sayılı Kanun'un 22 nci maddesine 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun ile eklenen üçüncü fıkra ile kamulaştırılan taşınmazlara, bu işlemin kesinleşmesinden itibaren kamu hizmetine tahsisi lüzumu kalmaması halinde mal sahiplerinin yasadan kaynaklanan yetkilerini kullanabilmeleri için 5 yıllık süre öngörülmüş olup, eldeki davanın 2942 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinde yapılan değişikliğe ilişkin Kanun'un yürürlük tarihinden sonra 02.10.2020 tarihinde açıldığı, dava konusu edilen taşınmazların tapu kaydı incelendiğinde kamulaştırma işlemlerinin 2004 yılında başladığı ve 2005 yılında tamamlandığı, ... Belediye Başkanlığının en son malik olduğu tarih dikkate alındığında, 2942 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinde düzenlenen kamulaştırmanın kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu anlaşılmakla davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf nedenlerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırılan dava konusu taşınmaza ilişkin olarak davacının geri alım hakkının bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un "Vazgeçme, iade ve devir" kenar başlıklı 22 nci maddesi şöyledir:

“Kamulaştırmanın (…) kesinleşmesinden sonra taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması halinde, keyfiyet idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulur. (Değişik ikinci ve üçüncü cümleler: 10/9/2014 - 6552/100 md.) Bu duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçıları, kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte üç ay içinde ödeyerek taşınmaz malı geri alabilir. İade işleminin kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra bir yıl içinde gerçekleşmesi hâlinde kamulaştırma bedelinin faizi alınmaz. (Mülga dördüncü cümle: 10/9/2014-6552/100 md.)

(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/100 md.) Bu madde hükümlerine göre taşınmaz malı geri almayı kabul etmeyen mal sahibi veya mirasçılarının 23 üncü maddeye göre geri alma hakları da düşer.

(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/100 md.) Bu madde hükümleri, kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması hâlinde uygulanmaz.

Ancak, kamulaştırılan taşınmaz mala kamulaştırmayı yapan idare dışında başka bir idare, kamulaştırma yoluyla gerçekleştirebileceği bir kamu hizmeti amacıyla istekli olduğu takdirde, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmayarak bu Kanun'un 30 uncu veya 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanununun 23 üncü maddesine göre işlem yapılır.”

3. 2942 sayılı Kanun'un "Mal sahibinin geri alma hakkı" kenar başlıklı 23 üncü maddesi şöyledir:

“Kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl içinde, kamulaştırmayı yapan idarece veya 22 nci maddenin dördüncü fıkrası uyarınca devir veya tahsis yapılan idarece; kamulaştırma ve devir amacına uygun hiç bir işlem veya tesisat yapılmaz veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz mal olduğu gibi bırakılırsa, mal sahibi veya mirasçıları kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte ödeyerek, taşınmaz malını geri alabilir.

Doğmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmayan geri alma hakkı düşer.

(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/100 md.) Birinci ve ikinci fıkrada belirtilen süreler geçtikten sonra kamulaştırılan taşınmaz malda hakları bulunduğu iddiasıyla eski malikleri veya mirasçıları tarafından idareden herhangi bir sebeple hak, bedel veya tazminat talebinde bulunulamaz ve dava açılamaz.

Aynı amacın gerçekleşmesi için birden fazla taşınmaz mal birlikte kamulaştırıldığı takdirde bu taşınmaz malların durumunun bir bütün oluşturduğu kabul edilerek yukarıdaki fıkralar buna göre uygulanır.

Özel kanunlarda bu maddenin uygulanmayacağına ilişkin hükümler saklıdır. 1164 sayılı Arsa Ofisi Kanununa dayanılarak yapılan kamulaştırmalarda ve bu Kanunun 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda bu madde hükmü uygulanmaz.”

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; Belediye Encümeninin 22.12.2004 tarihli kararı ile dava konusu ... ili, ..., ... köyü 370 parsel dışında 369, 370 ve 387 parsel sayılı taşınmazların da “Moloz Döküm Alanı” olarak kamulaştırıldığı, tapu malikleri ile davalı idare tarafından yapılan uzlaşma sonucu 18.02.2005, 07.04.2005, 18.07.2005 ve 22.07. 2005 tarihlerinde davalı idare adına tapuya tescil edildiği anlaşılmıştır.

3. Anayasa Mahkemesinin 11.06.2015 tarihinde yayımlanan 14.05.2015 tarihli ve 2014/177 Esas, 2015/49 Karar sayılı kararı ile 6552 sayılı Kanun'un 101 inci maddesi ile eklenen geçici 9 uncu maddesinde yer alan 22 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinin iptal edildiği, böylece 11.09.2014 tarihinden önce açılan ve hâlen kesinleşmeyen davalarda 2942 sayılı Kanun'un 22 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile getirilen 5 yıllık süre şartının uygulanma imkânı kalmamış ise de temyize konu dava 02.10.2020 tarihinde açılmış olup, anılan madde dava tarihi itibarıyla yürürlükte olup, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.