Logo

5. Hukuk Dairesi2024/7629 E. 2025/3074 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve taşınmazın yol olarak terkini davasında, belirlenen bedelin ve tescil kararının doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazların satış tarihlerinin eski olması, emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmazın yüzölçümlerinin orantısızlığı, yakın akraba satışı ihtimalinin araştırılmaması, imar parseli bilgilerinin eksikliği gibi hususlar nedeniyle hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, usuli kazanılmış hak ilkesinin ihlal edilerek eksik kamulaştırma bedeline hükmedildiği ve terkin yerine tescile karar verilmesi gibi nedenlerle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/33 Esas, 2022/61 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Kırıkkale ili, ... ilçesi, ... Merkez Mahallesi, 2745 parsel (ifrazen 5285) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırmaya konu taşınmazın 7620 m² olduğunu, bu taşınmazın 3635 m²sinin kamulaştırılmasına karar verildiğini; ancak bu kamulaştırma ile taşınmaz üzerinde yer alan eleme binasının tamamen kullanılmaz hâle geleceğini, bu binanın yıkılıp geriye çekilmesinin de mümkün olmadığını, bu nedenle kamulaştırmadan arta kalan alanda eleme tesisinin yeniden kurulması mümkün olmadığından tamamının kamulaştırılmasına karar verilmesi gerektiğini, kamulaştırılan kısmın dolgu yapılarak yola sıfır hâle getirildiği nazara alınarak yapılan bu dolguların davacı idarece karşılanmasını gerektiğini, 1500 m² alana tekabül eden kilit parkenin bedelinin de davacı idarece karşılanması gerektiğini, kamulaştırma nedeniyle taşınmaz üzerinde bulunan eleme binası, foseptik çukuru ve çekirdek havuzunun kullanılmaz hâle geleceğini, dava konusu taşınmaza arsa olarak değer biçilmesi gerektiğini, kamulaştırılan taşınmaz üzerindeki sökülerek götürülmesi imkânı bulunan muhdesatlar için montaj ve demontaj bedelinin de kamulaştırma bedeline eklenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.04.2015 tarihli ve 2014/12 Esas, 2015/19 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 09.04.2015 tarihli ve 2014/12 Esas, 2015/19 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; ... Belediyesinin 17.04.2014 ve 04.04.2016 tarihli yazı cevabına göre dava konusu taşınmaz imar planı içinde, meskun mahalde ve mücavir alan içinde olmasa da taşınmazın meskun mahale 1.000 metre mesafede olduğu, istenildiği takdirde belediye hizmetinin götürülebileceği ve taşınmazın karayoluna cepheli olduğu anlaşılmakla taşınmazın arsa vasfında olduğunun kabulü gerekirken arazi olarak değer biçilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece 03.12.2019 tarihli ve 2018/28 Esas, 2019/27 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 03.12.2019 tarihli ve 2018/28 Esas, 2019/27 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; kamulaştırması yapılan çevre taşınmazların satın alma bedelleri üzerinden dava konusu taşınmaza değer biçen geçersiz bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması mümkün olmadığından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmında %15 değer düşüklüğüne hükmedildiği ve bu husus bozma kapsamı dışında kaldığından davalı lehine usuli kazanılmış hak teşkil edeceği gözetilmeden, bozma sonrası değer düşüklüğü verilmemek suretiyle eksik bedele hükmedilmesi, bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapı, elektrik hattı proje ve abone bedeli, makine ve tesisatın montaj ve demontaj bedeli olarak toplam 104.795,98 TL’ye hükmedildiği ve bu husus bozma kapsamı dışında kaldığından davalı lehine usuli kazanılmış hak teşkil edeceği gözetilmeden, bozma sonrası yapı, elektrik hattı proje ve abone bedeli, makine ve tesisatın montaj ve demontaj bedeli olarak toplam 100.988,56 TL’ye hükmedilmek suretiyle eksik bedel tespiti doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin yüksek olduğunu, terkine karar verilmesi gerektiği hâlde, tescile hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun hükme elverişli olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; usuli kazanılmış haklarının gözetilmediğini, bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmenin hak kaybına sebebiyet vereceğini, belirlenen bedelin düşük olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesi hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırılması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Buna karşın; hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmazların satış tarihinin 2007 ve 2008 yılı olması nedeniyle eski tarihli bu satışların emsal olarak değerlendirilmesi doğru olmadığı gibi, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların 2014 yılında Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden ve dava konusu taşınmaz ile emsal kabul edilen taşınmazların bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihleri itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduğu ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden hüküm kurulması ve dava konusu taşınmazın yüzölçümü 7620,00 m² iken, hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan 547 ada 10 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 22.508,99 m² olması ve bu emsal taşınmazın satıcısı ile alıcısının soyadları, kütük ve sıra numaraları aynı olduğu hâlde, satışın yakın akrabalar arasındaki özel amaçlı satış olup olmadığı araştırılmaksızın eksik inceleme ile değer biçildiğinden hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.

5. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu hâlinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, bozmayı gerektirmiştir.

6. Mahkemece verilen ikinci karar yalnızca davalı vekilince temyiz edilmiş olup ikinci kararda dava konusu taşınmazın metrekare birim bedeli 8,54 TL belirlenerek bu bedel üzerinden kamulaştırma bedelinin tespit edildiği anlaşıldığı hâlde, bozma ilâmı sonrası davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi ihlâl edilerek taşınmazın m² birim bedelinin 2,14 TL olduğunun kabulü ile eksik kamulaştırma bedeline hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

7. Dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları sonucu ... Mahallesi 544 ada 52 ve 53 parsel numarasını aldığı anlaşılmakla oluşan yeni tapu kaydı ile yeni kadastro krokisi ilgili Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüklerinden getirtilip, yeni duruma göre kamulaştırılan alanın sayısal koordinatları içerir şekilde ölçekli kroki üzerinde gösterilmesi için fen bilirkişisinden ve kamulaştırma bedelinin yenileme sonrası oluşan yüzölçümüne göre yeniden tespiti için ise bilirkişi kurulundan ek rapor alınması gerektiğinin düşünülmemesi yerinde değildir.

8. Dava konusu taşınmazın davalı adına kayıtlı olan tapu kaydının iptal edilerek yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tescil kararı verilmesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

06.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.