"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/77 Esas, 2024/983 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, ..., ...... Mahallesi 1839 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili ile yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idarece düşük bedel tespit edildiğini, taşınmazın arsa vasfında olduğunu, taşınmazın niteliği ve konumuna uygun bedel belirlenmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli ve2019/446 Esas, 2020/182 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli ve 2019/446 Esas, 2020/182 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 31.01.2023 tarihli ve 2020/1683 Esas, 2023/131 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin31.01.2023 tarihli ve2020/1683 Esas, 2023/131 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; taşınmaza net gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve Dairemizin yerleşik uygulaması gereği bedele yasal faiz uygulanmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği tarafları, dava konusu aynı olan Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/216 Esas, 2017/524 Karar sayılı kararında 122.264,00 TL bedelin ödenmesine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi sonrası Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırıldığı, aynı Mahkemenin 2018/386 Esas, 2019/246 Karar sayılı dosyasında fark bedelin bloke edilmemesinden dolayı davanın reddine ve davalılara ödenmesine karar verilen 122.264,00 TL'nin davacı idareye iadesine karar verildiği ve kararın istinaf edilmeden kesinleştiği, eldeki davada bu dosyada bloke edilen 122.264,00 TL dikkate alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmakla, Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyasının eldeki davadan bağımsız bir dosya olduğu ve o dosyada ödenen bedelin iadesine hüküm kurulduğu, iade hususunda idarenin kesinleşen karara binaen hukuki süreç işletme hakkı olduğu gözetildiğinde, eldeki davaya münhasır acele kamulaştırma dosyasındaki bedelin mahsubu sonrasında tüm bedelin bloke edilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan Yargıtay bozma kararı doğrultusunda değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hesaplanan bedelin ve bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın arsa vasfında olduğunu, davanın 09.05.2017 tarihinde açıldığını, aradan geçen zamanda paranın satın alma gücünün yasal faizle karşılanamayacak oranda değer kaybettiğini, kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin ya da enflasyon karşısında kamulaştırma bedelini koruyacak faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davalı vekilinin faize ilişkin aynı minvaldeki itirazları daha önce bozma ilamında değerlendirildiğinden bu hususta tekrar bir değerlendirme yapılmamış, Dairemizin 07.11.2023 tarihli ve 2023/3881 Esas, 2023/10496 Karar sayılı ilamına atıf yapmakla yetinilmiştir.
3. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.02.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy)
K A R Ş I O Y
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.
Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına yönelik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (Davalı vekilinin 10.06.2024 tarihli temyiz dilekçesindeki “Faize” ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.
Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı Sayın çoğunluğun “Onama Kararına” ve Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının derdest haldeki somut davaya uygulanmayacağı yönünde kabulü içeren görüşüne katılmıyorum. 25.02.2025