"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/70 Esas, 2024/149 Karar
I. YARGI YERİ BELİRLENMESİNE KONU KARARLAR
A. İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.01.2024 Tarihli ve 2023/90 Esas, 2024/11 Karar Sayılı Kararı
Davalıların yerleşim yerinin Kars ili ... ilçesi olduğu, davalıların cevap süresi içerisinde usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunup yetkili mahkemeyi cevap dilekçelerinde belirttiği, davalıların ikametgâhının Kars ili ... ilçesi sınırları içinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
B. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.06.2024 Tarihli ve 2024/70 Esas, 2024/149 Karar Sayılı Kararı
Eldeki davada gelen yazı cevapları uyarınca davacı tarafın iddia ettiği gibi genel kredi sözleşmesindeki sözleşmeyi imzalayan borçlunun tacir sıfatı olmadığının anlaşıldığı, bu açıdan yetkili hale gelmediği, ancak tasarrufun iptali davalarının taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmayıp, kişisel bir dava olması sebebiyle genel yetki kurallarına tabii olduğu, bu sebeple mahkemece yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporuna karşı yapılan davalıların itirazlarının içerisinde yer alan yeniden yetki itirazı neticesinde işbu itiraz kabul edilerek, eldeki dava dosyasında kesin yetki kuralı da olmamasına rağmen gönderildiği, ancak anılan mahkemenin yetki ilk itirazının, ön sorun olduğu ve esasa girmezden evvel incelemesi gerektiği ancak anılan yetkisizlik kararında esasa girildikten sonra bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde yeniden davalıların yetki itirazı üzerine incelendiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
II. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık
Uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
B. İlgili Hukuk
1. Farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinde kalan ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir.
2. 2004 sayılı Kanun'un 282 nci maddesi.
3. 6100 sayılı Kanun'un 6 ncı, 7 nci, 60 ıncı 10 uncu, 12 nci maddeleri.
4. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 14 üncü, 17 nci ve 1463 üncü maddeleri
5. 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu'nun (5362 sayılı Kanun) 3 üncü maddesi
C. Değerlendirme
1. İptal davaları ayni hakka değil kişisel hakka dayanan davalardan olduğundan davanın konusu taşınmaz bile olsa 6100 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin uygulanma imkânı yoktur. 2004 sayılı Kanun'un 282 nci maddesi gereğince davalı borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan üçüncü kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini birlikte yapmak zorunda olduklarından yetki itirazının davalılarca birlikte ileri sürülmesi gerekir. Yalnız bir davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazı hukuki sonuç doğurmaz.
2. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
3. 6100 sayılı Kanun'un yetki sözleşmesi başlıklı 17 nci maddesine göre ise tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.
4. 6102 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesine göre bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir. Aynı Kanun'un 17 nci maddesine göre ise iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.
5. 5362 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinde, esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca 6102 sayılı Kanun'un 1463 üncü maddesinde de, önce 17 nci maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17 nci maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
6. Dosya kapsamından 05.10.2015 ve 06.02.2017 tarihli taraflar arasında düzenlenen sözleşme sırasında davalı ...'nin tacir olmadığı anlaşılmakta olup, sözleşmedeki yetkiye ilişkin düzenlemenin geçerli olmadığı, davalı ... ve ...'ün yerleşim yerinin .../Kars olduğu ve zorunlu dava arkadaşı olan davalıların yasal cevap süresi içerisinde usulüne uygun olarak yetki itirazında bulundukları anlaşılmış olup buna göre uyuşmazlığın ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
III. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
6100 sayılı Kanun’un 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
10.02.2025 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.