Logo

5. Hukuk Dairesi2024/7980 E. 2025/631 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve kamulaştırma faizinin başlangıç tarihi ile oranına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları geriye yürümez ilkesi ve içtihatlar gözetilerek, kamulaştırma davasında faiz başlangıcının davanın açıldığı tarihten itibaren 4 ay sonrası olması ve yasal faiz uygulanması gerektiği gerekçesiyle, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/417 Esas, 2024/113 Karar

DAVA TARİHİ : 08.07.2014

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare vekili ve davalı tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Kahramanmaraş ili, ...,... Mahallesi 158 ada 59/A parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 30.06.2015 tarihli ve 2014/411 Esas, 2015/462 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu Kahramanmaraş ili, ...,...Mahallesi 158 ada 59/A parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğindedir. 2942 sayılı Kanun'un kıymet takdir esaslarını belirten 11 inci maddesinin birinci fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan piyasa araştırmasından söz edilerek soyut ifadelerle değer biçildiğinden, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu hâlinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 25.09.2020 tarihli ve 2019/227 Esas, 2020/452 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 25.09.2020 tarihli ve 2019/227 Esas, 2020/452 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; bozma öncesi dava konusu taşınmazın m² bedeli 75,00 TL olarak tespit edilmiş olup hükmün davacı idarenin temyizi üzerine bozulduğu ve bu nedenle davacı idarenin lehine usulî kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınmaksızın, bozma sonrası 100,27 TL/m² birim fiyatı üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle fazla bedel tespiti ve taşınmaz üzerinde bulunan ağaçlar için bozma öncesi kabul edilen bedel bozma konusu yapılmadığından davacı idare lehine usulî kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden, bozma sonrası hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda ağaç bedeli yeniden hesaplanarak fazlaya hükmedilmesi hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ve davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedeline davanın açıldığı tarihten ilk karar tarihine kadar kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz işletilmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, her dava açıldığı tarihte yer alan hukuk mevzuatına göre değerlendirilmesi gerektiğini, bedelin yüksek tespit edildiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazda bulunan ağaçlarının dikkate alınmadığını, taşınmazın oldukça değerli bir yerde bulunduğunu, kalan kısımda değer azalışı oluştuğunu, kamulaştırma bedelinin çok düşük tespit edildiğini, enflasyon farkınında hesaplanması yöntemiyle taşınmazın gerçek değerinin tespiti gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ve 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının ilgili bölümleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalının tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması gerekirken, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak gösterilmesi ve kamu alacakları için uygulanan en yüksek faiz uygulanması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalının tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinin tamamen hükümden çıkartılması, yerine "Dava 4 ay içinde sonuçlandırılmadığından; tespit edilen 46.473,25 TL bedele dava tarihinden 4 ay sonraki tarih olan 09.11.2014 tarihinden ilk karar tarihi olan 30.06.2015 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

15.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.