Logo

5. Hukuk Dairesi2024/8312 E. 2025/2564 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydındaki yüzölçümü ile gerçek yüzölçümü arasındaki fark nedeniyle davacıların 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazminat talep etmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların tapulama sırasında hatalı ölçüm nedeniyle tapuda fazla yüzölçümü kayıtlı olsa da, fiilen zemin üzerindeki kullanım alanlarında bir değişiklik olmadığı ve bir zararlarının doğmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/854 Esas, 2024/916 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/146 Esas, 2022/154 Karar

Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili,..............ilçesi,....... Mahallesi 138 ada 35 parsel sayılı taşınmazda davacıların hissedar olduklarını, taşınmazın davacılara miras yoluyla intikal ettiğini, dava konusu taşınmazın tapu kaydında açık ve net bir şekilde yüzölçümü 12.303,74 m² olmasına rağmen zeminde 2.057,98 m² olduğunu fark etmeleri üzerine Kestel Kadastro Müdürlüğüne 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 41 nci maddesine göre 13.02.2019 tarihinde düzeltim dilekçesi verildiğini, Kestel Tapu Sicil Müdürlüğünün 29.04.2020 tarihli ve 3339 yevmiye numarası ile yüzölçümü düzeltmesi yapıldığını, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereği tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunu, belirlenecek tazminatın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapulama işlemleri sırasında yapılan hata nedeniyle yüzölçümünün 2.057,98 m² olarak düzeltildiğini davacının işlem sonrasında meydana gelen azalma sonucu uğradığı zararın tazmin edilmesi gerektiğini, taşınmazın verimli bir arazi olduğunu, değerli bir konumda olduğunu, bilirkişi raporunun objektif değer artış oranı uygulanmadan hazırlandığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 1992 yılında yapılan tapulama çalışmasında 12.303,74 m² olarak davacılar adına tespit edildiği askı ilanı neticesinde kesinleşen taşınmazın 31.12.1992 tarihinde davacılar adına tapuya tescil edildiği Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılan başvuru üzerine tescil hatası düzeltme formuyla dava konusu taşınmazın tapudaki 12.303,74 m² olan yüzölçümünün 2.057,98 m² olarak düzeltildiği, alınan fen bilirkişi raporuyla taşınmazın alanının doğru hesaplanmasına rağmen fen klasörüne hatalı olarak geçirilmesi nedeni ile kadastro tutanağının 12.303,74 m² olarak yazıldığı anlaşılmış olup tazminat isteğine dayanak taşınmazın zemindeki yüzölçümü 2.057,98 m² olduğu hâlde yapılan tapulama çalışmasında hatalı olarak 12.303,74 m² yüzölçümü ile tescil edilmiş ise de davacılar kadastro tespit maliki olup zeminde kullandıkları alan değişmediğinden hatalı işlem nedeni ile zarara uğradıklarından söz edilemeyeceğinden İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesinde belirttiği hususları tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.