"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/2052 Esas, 2024/1976 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/18 Esas, 2023/395 Karar
Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu Muğla ili, Fethiye ilçesi, ... 1 ada 24 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının Hazine tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edilerek tapu sicilinden terkinine karar verildiğini, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların haksız ve mesnetsiz tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, tazminat davasının 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan taşınmaz olduğunu, Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/887 Esas sayılı dava dosyası ile dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması nedeni ile tapu iptali ve tescil davası açıldığını davacıların dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalmış olduğunu, 1980 yılından beri ıttıla etmiş, vakıf olmuş olduklarının kabul edilmesi gerektiğini, kıyı düzenlemesinin yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl içerisinde dava açılmadığı için hak düşürücü süre nedeni ile davanın bu bakımdan da süre aşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu tazminat davasının esasa girilerek dinlenmesi ve esas yönünden incelenmesinin mümkün olmadığını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine göre tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumluğundan bahsedilmek için olay ile zarar arasındaki illiyet bağının kesilmemesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin Hazine adına tescilin kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinin şartlarının oluşmadığını, kıyıların her ne surette olursa olsun mülk edinilmesinin mümkün olmadığını, tazminatın belirlenme yönteminin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı düzenlendiğinden karara esas alınamayacağını, hesaplanan tazminat bedelinin yüksek olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkeme kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak, tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği 24.04.2017 tarihi itibarıyla değer biçilmesi ve bu tarihten itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi istinafa gelen tarafın sıfatı da gözetilerek uygun bulunarak istinaf başvurusunun esastan redine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar etmiş, esas ve usul bakımından kanuna aykırı kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre; dava konusu Fethiye ilçesi, ... l ada 24 parsel sayılı taşınmazın ... tarafından Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/887 Esas, 1999/292 Karar sayılı dosyasında açılan tapu iptali ve tescil istemli davada, krokide (C) harfi ile işaretli 143.340 m²lik kısmının kıyı kenar çizgisinde kaldığından tapu kaydının iptaline, aynı tarihli krokide (A) ve (B) harfi ile işaretli kısımlarla ilgili davanın reddine, kal konusunda davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığının 24.04.2017 tarihli ve 2015/14817 Esas, 2017/6110 Karar sayılı kararı ile hükmün tescil yönünden düzeltilerek onanmasına karar verildiği ve kararın 24.04.2017 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 08.01.2021 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, tapu kaydında Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/887 Esas sayılı dosyasından "16.06.1988 tarihli ve 2130 yevmiye sayılı işlem ile ihtiyati tedbir" şerhi, yine aynı mahkemenin 07.10.2015 tarihli ve 14041 yevmiye nosu ile "kesinleşmemiş mahkeme kararı vardır" şerhi konulduğu, davacının murisinin dava konusu taşınmazdaki paylarının ihtiyati tedbir şerhlerinden önce edindiği, 07.08.1953 olan edinme tarihine göre, tapu kaydına 16.06.1988 tarihli ve 2130 yevmiye sayılı yazı ile konulan tedbirin davacıların iyi niyetini ortadan kaldırmadığı anlaşılmıştır.
3. Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda somut emsal kabul edilen satış, aynı taşınmaza ilişkin açılan Dairemiz denetiminden geçen dosyalarda da kullanılmış olup tespit edilen metrekare birim fiyatı denetimden geçen dosyalar ile uyumludur.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.