Logo

5. Hukuk Dairesi2024/8655 E. 2025/3004 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin kamulaştırmasız el atma yoluyla davacıların taşınmazlarına el atması nedeniyle, taşınmaz bedeli ve ecrimisil taleplerine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Fiili el atmanın gerçekleştiği, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11. maddesi uyarınca arsa niteliğindeki taşınmaza emsal kıyaslaması yoluyla değer biçilmesinin uygun olduğu, ancak kısıtlı davacıya vasi aracılığıyla ödeme yapılması gerektiği ve 04.11.1983 sonrası fiili el atmalarda harçların nispi olarak hesaplanması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1472 Esas, 2022/2878 Karar

KARAR : Usulden ret/Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 12. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/84 Esas, 2021/163 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun asıl davadaki ecrimisil talebi yönünden usulden reddine, asıl davadaki tazminat ve birleştirilen davadaki talepleri yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince davacı ... yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçenin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, ..., ... Mahallesi 20077 ada 3 parsel, 20071 ada 2 parsel, 20060 ada 4 parsel, 20074 ada 2 parsel, 20061 ada, 2 parsel, 20062 ada 4 parsel, 20310 ada 1 parsel, 20311 ada 1 parsel sayılı taşınmazların arsa vasfında olmasına rağmen davalı ... tarafından taşınmazlara yol, kanal, ark vs. yapılmak suretiyle amacına uygun kamulaştırma işlemi gerçekleştirilmeden fiilen el atıldığını, fiili el atma işlemi sonrasında taşınmazların bütünlüğünün bozulduğunu ve geri kalan kısmının kullanılmaz hale geldiğini belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmazların bedelinin ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçelerinde özetle; davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazlara davalı Belediyenin herhangi bir hakka dayanmaksızın fiili olarak el attığı; ancak el atmadan kaynaklı olarak herhangi bir bedel ödenmediği anlaşıldığından emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilerek belirlenen tazminat ve ecrimisil bedelinin davalılara ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın içerisinde bulunduğu imar planının iptal edildiğini, davanın reddini talep ettiklerini, taşınmazların her türlü takyidattan arındırılmış olarak tesciline karar verilmesi gerekirken bu yönde karar verilmediğini, hükmün infazının mümkün olmadığını, hisseler üzerinde ipotek veya haciz şerhleri olduğu takdirde her gün faiz işleyeceğinden el atma bedeline yansıtılmasının mümkün olmayacağını, dava konusu 20074 ada 2 parselde müvekkilinin el atmasının olmadığını ve aleyhine açılan davanın pasif husumet yönünde reddine karar verildiğini, davada idari yargının görevli olduğunu, davanın görev yönünden reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazların Gençlik ve Spor Bakanlığınca kamulaştırılacak alanlardan olduğundan husumetin müvekkiline yöneltilemeyeceğini, davanın husumet yönünden de reddi gerektiğini, semt spor sahası olarak ayrılan davaya konu taşınmazları kamulaştırma yetkisinin anılan bakanlığa ait olduğunu, ayrıca DSİ Genel Müdürlüğü kanal güzergahında bulunan dere yataklarında can ve mal güvenliğini korumak amacıyla müvekkili idarenin istinat duvarları yapılmak zorunda kaldığını, ancak kamulaştırma bedellerinin yüksek meblağlara ulaşması sonucunda belediye bütçesinden karşılanması imkansız hale geldiğinden istinat duvarlarının kaldırılmasının zorunluluk arz ettiğini, istinat duvarlarını yapma ve dere ıslahının DSİ Genel Müdürlüğünün görev alanında olduğunu, DSİ Genel Müdürlüğünün de davalı olarak davada yer alması gerektiğini, müvekkili belediye tarafından uygulama imar planı yapılırken büyükşehir belediyesi tarafından yapılan ... planına uygun olarak sosyal donatı alanları ve kamu tesis alanları oluşturulduğunu, kamu tesis alanlarının kurumların ihtiyaçları doğrultusunda değil halkın ihtiyaçları doğrultusunda oluşturulduğunu, imar planları yapılırken kurumlara sorulmamasının külfetinin belediyeye yüklenemeyeceğini, ... planını yapma yetkisinin büyükşehir belediyesine ait olduğunu husumetin büyükşehir belediyesine yöneltilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte ıslah edilen kısmın bedeline ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin de usul ve kanuna aykırı olduğunu, müvekkili belediye tarafından taşınmazlara fiilen el atılmadığını, taşınmazın kullanımında davacıya engel olunması davacının mülkiyet hakkının kısıtlanması tasarrufuna engel olunmasının söz konusu olmadığını, taşınmaz bedelinin fahiş olduğunu, bilirkişi raporlarına itirazlarının değerlendirilmediğini, emsal alınan taşınmazla davaya konu taşınmazlar arasında konum, satış değeri ve imar durumu bakımından farklılıklar mevcut olduğunu, ecrimisil talep koşullarının da oluşmadığını, ecrimisil talep edilebilmesi için kötüniyet şartının da gerçekleşmediğini, ecrimisil bedelinin de çok yüksek belirlendiğini, ecrimisil yönünden emsal taşınmazın otopark olarak kullanıldığını, şehir merkezine daha yakın olduğunu etrafında devlet hastanesi kamu kurumları ve ticarethaneler bulunduğunu, bilirkişi raporunda belirlenen emsali ve hesaplanan değeri de kabul etmediklerini belirterek resen gözetilecek sebeplerle de kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazlara dere ıslahı için taş duvar örmek ve yol geçirmek suretiyle kamulaştırma olmaksızın filen el atıldığı, dava konusu taşınmazların 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı içerisinde kalması nedeniyle arsa vasfında kabul edilerek emsal araştırma yöntemi ile dava konusu taşınmazların değerinin tespiti ile fiilen el atılan ve fiilen el atılmayıp kalan kısımlarının şekli ve derinlikleri yönünden davacılara yararı kalmayan kısımlarının bedeline hükmedilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı, anılan taşınmazlara dere ıslahı için taş duvar örmek ve yol geçirmek suretiyle fiilen el atan idarenin davalı kurum olması sebebi ile husumetin davalı belediyeye yöneltilmesinin doğru olduğu, nitekim aynı taşınmazlar hakkında diğer bir kısım paydaşlar tarafından açılan davaların Yargıtay denetiminden geçtiği, metrekare birim bedelinin uygun olduğu belirtilerek, dava konusu taşınmazlardaki davacılar payının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde davacılar payına isabet eden alanlar üzerinden tapu kaydının iptaline karar verilmesi, bu şekilde verilen hükümde de tazminat miktarları doğru olarak belirtildiği hâlde, davacıların 20074 ada 2 parseldeki hisselerine isabet eden yüzölçümü miktarları ile 20077 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki hisselerine isabet eden yüzölçümü miktarları (davacılar ..., ... ve ...’ün 20077 ada 3 parselde 0,38 m²ye karşılık gelen hissesi, ...’ın ise 0,93 m² ye karşılık gelen hissesi olduğu halde 20074 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki ..., ... ve ...’ün 1,46 m²ye karşılık gelen hisseleri, ...’ın ise 4,25 m²ye karşılık gelen hissesinin 20077 ada 3 parseldeki hisseleri olarak yazıldığı, 20077 ada 3 parseldeki hisselerine karşılık gelen miktarların da 20074 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki miktarlar olarak yazıldığı) karıştırılarak infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmiş olması doğru olmadığından Mahkeme kararı bu yönden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın temyiz yolu açık olan ... payı yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza dere ıslahı için taş duvar örmek ve yol geçirmek suretiyle kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığı anlaşıldığından arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin davacılara ödenmesine karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4. Buna karşın ...’ın Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/235 Esas, 2020/745 Karar sayılı kararı ile kısıtlandığı anlaşıldığından hükmedilen bedelin vasiye ödenmesine karar verilmesi gerekirken davalıya ödenmesine karar verilmesi hatalıdır.

5. Ayrıca; eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 inci ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkanı bulunmadığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

Ne var ki, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı idare vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Kamu düzenine ilişkin hususlar yönünden resen yapılan inceleme sonucu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (7) nci bendinde geçen "...’a" kelimelerinin hükümden çıkartılması, yerine "vasiye" kelimesinin yazılması, (13-a) numaralı bendinin hükümden çıkartılması, yerine ''Karar tarihi itibarıyla alınması gereken 9.332,02 TL harçtan peşin alınan 2330,05 TL istinaf harcının mahsubu ile bakiye 7001,97 TL istinaf karar harcının davalı idareden alınarak peşin alınan istinaf harçları ile birlikte Hazineye irat kaydına,'' cümlesinin yazılması, (14-a) numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine "Karar tarihi itibarıyla alınması gereken 23.022,77 TL harçtan peşin alınan 5755,69 TL istinaf harcının mahsubu ile bakiye 17.267,08 TL istinaf karar harcının davalı idareden alınarak peşin alınan istinaf harçları ile birlikte Hazineye irat kaydına," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA.

Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına, fazla yatırılan temyize başvuru harcının istek halinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.