"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2467 Esas, 2024/1733 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/152 Esas, 2023/522 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Ankara ili, ..., ... Mahallesi 46127 ada 1 parsel sayılı taşınmaza imar planında ilköğretim alanı olarak ayrılmak suretiyle el atıldığını ve bedelinin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olduğunu, uzlaşma gerektiğini, raporun uygun olmadığını, bedelin yüksek belirlendiğini, husumetin imar planlarını yapan belediyeye yöneltilmesi gerektiğini, ıslah edilen tazminat bölümüne ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi ve maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın imar planında ilköğretim alanı olarak ayrıldığı, taşınmazda Hazinenin de kamulaştırma işlemleri nedeniyle paydaş olduğu, davalı idare tarafından taşınmaza fiilen el atılmadığı bu yönüyle idari yargının görevli olduğu ileri sürülmüş ise de 7421 sayılı Kanun'un 3 ncü maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun ( 2942 sayılı Kanun) Ek Madde 1'in birinci fıkrasına eklenen cümle ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1/6 sayılı kararı ile Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 tarihli ve 2010/5 Esas, 662/651 Karar sayılı kararı da gözetildiğinde Adli Yargının görevli olduğu, taşınmazın arsa niteliğinde kabulü ile emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilerek tahsiline ve davacı payının Hazine adına tesciline dair kararda, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2022/8096 Esas, 2022/16736 Karar sayılı kararı ile bedel yönünden uygun bulunarak kesinleşen paydaş dosyasında belirlenen bedel de dikkate alındığında, Mahkemenin vakıa ve hukukî değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı, böylece Mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsiline ilişkindir.
2. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya kapsamında yer alan fen bilirkişi raporunda, keşif tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı anlaşılmakla birlikte, yürürlükte bulunan 1996 tarihli 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında dava konusu taşınmazın ilköğretim alanı olarak ayrıldığı dikkate alındığında taşınmaza fiiilen el atılmamış olsa dahi mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığı anlaşılmakla taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğrudur.
3. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak ve Dairemiz denetimden geçen dava konusu taşınmazın diğer paydaşlarınca açılan dosyalarda belirlenen metrekare birim fiyatları ile uyumlu olarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. 26.11.2022 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4 ile "Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir." hükmü getirildiği gözetildiğinde harca esas değer üzerinden belirlenen vekâlet ücretinin de maktu harca tâbi davalarda maktu alınması gerekir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Davalı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA
3. İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (3) nolu bendinde yer alan "168.113,20" sayısının çıkarılarak yerine "17.900,00" sayısının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.