Logo

5. Hukuk Dairesi2024/8835 E. 2025/930 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazların bedelinin tespiti ve tescilin terkinine ilişkin davada, bloke edilen bedele uygulanacak faiz başlangıç tarihi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece bloke edilen bedele davanın açıldığı tarihten dört ay sonrasından itibaren yasal faiz uygulanması gerekirken, hatalı bir tarih belirlendiğinden, 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/45 Esas, 2024/323 Karar

Avukat ...

DAVA TARİHİ : 19.11.2019

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili yol olarak terkini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararın kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ...ilçesi, ...Mahalle 76 ada 7 parsel, ...Mahalle 177 ada 6 parsel, ...Mahalle 177 ada 7 parsel, ...Mahalle 177 ada 23 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazların yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 04.03.2022 tarihli ve 2019/803 Esas, 2022/186 Karar sayılı kararı ile ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.06.2022 tarihli ve 2022/3383 Esas, 2022/1950 Karar sayılı kararıyla; kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline verilen süreler içerisinde kamulaştırma bedeli depo edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de davacı idare vekili tarafından sunulan banka dekontuna göre davacı idarenin karar tarihinden sonra 12.08.2022 tarihinde depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, taraf beyanları ve usul ekonomisi de gözetilerek işin esasına girilip dosyada mevcut bilirkişi kurulu raporları denetlenmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlar için tespit edilen ürün net gelirlerinin yüksek hesaplandığını, yapılan hesaplamanın resmi verilerle örtüşmediğini, verim, fiyat ve gelir yüksek alınmışken; giderlerin oldukça düşük gösterildiğini, belirlenen bedelin yüksek olması nedeniyle kabulünün mümkün olmadığını, üretim giderlerinin brüt gelirin 1/3'ünden fazla olamayacağı kanaatiyle değerlendirme yapılmasının doğru olmadığını, brüt gelirin dönemlere göre değişkenlik göstereceğinin düşünülmediğini, alınan raporun hatalı olduğunu, kıymet takdir kurulu raporu ile bilirkişi raporunda belirlenen dava konusu taşınmazların birim fiyatları arasındaki farkın oldukça fazla olduğunu, oldukça yüksek objektif değer artışınlarına karar verilmesinin hatalı olduğunu, hesaplanan yapı değerlerinin de yüksek olduğunu bu nedenle de kabulünün mümkün olmadığını, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, faiz başlangıç tarihi 20.03.2020 olması gerekmekte iken 12.08.2013 olarak yazılmış olmasının da doğru olmadığını ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa vasfında kabulü gerektiğini, dava tarihine göre kamulaştırma bedeli tespit edilemeyeceğinden, karar tarihine göre ve DİE endeksi uygulamak suretiyle kamulaştırma bedelinin depo edilmesine ve kararla birlikte davalıya ödenmesine karar verilmesi gerektiğini, Anayasa Mahkemesinin 2020/2235 sayılı bireysel başvurusunda vermiş olduğu hak ihlali kararının işbu davanın davalısı konumunda bulunan vatandaşa da uygulanması gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihaî kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davalı taraf vekilinin aynı taşınmaza ilişkin daha önce açılan ve ret ile sonuçlanan davada bloke edilen bedeli aldıklarına ve bu bedelin mahsubu ile fark bedelin blokesini kabul ettiklerine dair beyanı, eldeki dosyadaki dekontlar, ...2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/693 Esas, 2019/247 Karar sayılı dosyası birlikte değerlendirildiğinde bloke edilen bedelin uygun olduğu anlaşılmıştır.

3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da gözönüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. İlk Derece Mahkemesince bloke edilen bedele davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması gerekirken, ...2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/693 Esas sayılı davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinde yer alan “12/08/2013” tarihi hükümden çıkartılarak yerine “20/03/2020” tarihinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalıdan alınması gereken 3.040,00 TL temyize başvurma harcından peşin alınan 1.169,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.870,60 TL alınarak Hazineye irat kaydedilmesine, davalıdan peşin alınan temyiz harcının alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,

22.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.