"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2106 Esas, 2023/3167 Karar
DAVA TARİHİ: 17.05.2017
KARAR : Ret/Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ: Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/210 Esas, 2022/477 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare ve bir kısım davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare ve davalı ... vd. vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı ... vd. vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... payına düşen bedelin miktarı itibarıyla kesin olarak karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin "kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar" yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın taraf vekillerinin tüm davalılar yönünden temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.
Taraf vekillerinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili,...ilçesi,...Mahallesi 62 ada 20 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vd. vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin yüksek belirlendiğini, uygun emsal seçilmediğini, emsalin çok değerli olduğu için yapılan kıyaslamanın inandırıcı olmadığını, taşınmazın anıtsal yapıların koruma alanında kaldığı için hesaplanan değer düşüklüğü oranının daha fazla olduğunu belirterek İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalılar ... vd. vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın Manisa'nın tarihi bir bölgesinde oldukça değerli olduğunu, emsal alınan taşınmazın uzakta bulunduğu, uygun emsal olmadığını, aynı kamulaştırma kapsamında kalan taşınmazlara 1.781,00 TL/m² değer biçildiğini, tarihi yapıların koruma alanında kaldığı için değer düşüklüğü hesaplanmasının doğru olmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin 2017/318 Esas, 2018/953 Karar sayılı kararının Dairenin 2020/1272 Esas, 2022/1217 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin altıncı alt bendi uyarınca kaldırıldığı, Mahkeme kararının davacı idare vekili ile tüm davalıların vekili olduğunu belirten Avukat ... tarafından istinaf edildiği anlaşılmış, adı geçen avukatın davalılardan ... tarafından vekil edildiğine dair vekâletnamenin dosya arasında bulunmakla birlikte, davalılar ... ve ... tarafından vekil edildiğine dair vekâletnamenin bulunmadığı, ...'ın ilk karardan sonra, ancak kararın tebliğinden önce 05.02.2019 tarihinde öldüğü, avukat tarafından tüm davalılar adına istinaf başvurusu yapıldığı sırada ...'ın ölü olduğu, vekâletnamesinin mevcut olması halinde dahi ölümle vekâlet ilişkisi sona ereceğinden, vekilin muris ... adına kararı istinaf etmiş olamayacağı anlaşıldığı gibi, mirasçısı ...'a Mahkemenin gerekçeli kararı ile davacı tarafın istinaf dilekçesinin bizzat 16.03.2020 tarihinde tebliği edildiği ve süresi içinde ... tarafından istinaf başvurusu yapılmadığı belirlenmiş, ... yönünden ise, Avukat ... tarafından istinaf başvurusu 23.09.2019 tarihinde yapıldıktan sonra, Dairemiz kararından önce 12.04.2022 tarihinde 07.01.2010 tarihinde düzenlenen vekâletnamenin dosyaya sunulduğu, vekâletname tarihi dikkate alındığında, davalı vekilinin ... vekili olarak hareket etme yetkisi bulunduğu sonucuna varılmış, bu durumda Dairemizin 14.04.2022 tarihli 2020/1272 Esas, 2022/1217 Karar sayılı kararı ile davacı idare lehine, sadece davalı ...'ın mirasçısı olan ... payı yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğu belirlenmiş olduğundan davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı ... vd. vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesi kararında davalı ... payına düşen bedel olan 137.886,70 TL’ye işleyecek faizin davalılara ödenmesine şeklinde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 513 üncü maddesinin ikinci fıkrasında "Vekâletin sona ermesi vekâlet verenin menfaatlerini tehlikeye düşürüyorsa, vekâlet veren veya mirasçısı ya da temsilcisi, işleri kendi başına görebilecek duruma gelinceye kadar, Vekil veya mirasçısı ya da temsilcisi, vekâleti ifaya devam etmekle yükümlüdür." ve 6098 sayılı Kanun'un 514 üncü maddesi "Vekilin sözleşmenin sona erdiğini öğrenmeden önce yaptığı işlerden, vekâlet veren ya da mirasçıları sözleşme devam ediyormuş gibi sorumludur." hükümleri dikkate alındığında, davada müteveffa ...'ın vefatı öğrenilmeden, terekesinin korunması için istinaf başvurusu gerçekleştirildiğini, ...'ın terekesinin korunması için kendilerince yapılan başvurunun geçersiz sayılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Manisa ili,...ilçesi,...Mahallesi 62 ada 20 parsel sayılı taşınmazın zeminine emsal karşılaştırması yapılarak; üzerindeki yapıya resmî birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek, ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumuna göre değer biçilmesi yerindedir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... payına düşen bedel yönünden miktar itibarıyla kesin olarak karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Kanun'un 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin "kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar" yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın tüm davalılar yönünden temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.
5. Davalıların payına düşen bedeller ve işleyecek faizin infazda tereddüt oluşturacak şekilde davalılara ödenmesine dair hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinin (7.) satırında bulunan " işletilmesine" sözcüğünden sonra gelen kısım çıkarılarak yerine "açıklanan miktarlara isabet eden faizin ayrı ayrı tespiti ile hak sahibi davalıya ödenmesine" sözcüklerinin yazılmasına, hükmün son paragrafında bulunan "bedel yönünden ise, davalı ... payına isabet eden miktar itibarıyla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 7035 sayılı Yasa ile değişik 362/1-a maddesi uyarınca kesin, diğer davalılar" ibaresinin çıkartılarak yerine" davalıların" kelimesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.