"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3273 Esas, 2023/3024 Karar
DAVA TARİHİ: 29.11.2022
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/522 Esas, 2023/273 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ..., ... Mahallesi 41587 ada 10 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini ve üzerindeki muhdesatın davacı idareye aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idare tarafından müvekkiline uzlaşma kapsamında 1.008,594 TL teklifinde bulunulduğunu, söz konusu teklifin müvekkili tarafından taşınmazın değerine dahi yaklaşmaması sebebiyle kabul edilmediğini, bilindiği üzere taşınmaz değerlerinin ve kiraların hızla arttığı enflasyonun yüksek olduğu bir dönemden geçildiğini, müvekkilinin söz konusu iş yerinde spor malzemeleri imalatı yaptığını, bu yerin seçilmesinin asıl sebebinin İzmir şehrinin neredeyse tam ortasında bulunması ve şehrin ana arter yolu olan Yeşildere Caddesine yakınlığı olduğunu, müvekkili tarafından iki katlı benzer bir iş yeri kiralanmaya çalışılmış olup kira bedellerinin 20.000 TL civarında olduğunu, yani davacı tarafın teklif ettiği bedelin ile sadece 4 yıllık kira ödenebilecek durumda olduğunu, benzer büyüklükte bir yerin üstelik caddeye davaya konu taşınmaz gibi yakın olmaksızın ara sokaklarda bulunan bir arsanın bedelinin ise teklif edilenin 2 katı civarında olduğunu, davaya konu taşınmazın şerhler hanesinde 09.09.2019 tarihinde üzerine ipotek konulduğunun görüleceğini, o tarihteki ipotek ve kredi değerinin ise 400.000,00 TL olup taşınmazın o tarihte dahi 400.000,00 TL'den yüksek olduğunun ortada olduğunu, zira kredi kurumlarınca değer tespit yapılmaksızın kredi kullandırılmasının ve taşınmazın değerinin ipotek değerinden düşük olacağının düşünülmemesi gerektiğini belirterek taşınmazın dava dilekçesinin mahkemeye sunulduğu gün itibarıyla cevap dilekçesinde belirtilen hususlar da göz önüne alınarak değerinin tespitine, masrafların davacı üzerinde bırakılmasına, ücreti vekâlet takdirine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline ve taşınmaz üzerindeki muhdesatın davacı idareye aidiyetine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda dosyaya sunmuş oldukları emsallerin dikkate alınmadığını, emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmaz mukayesesinin hatalı yapıldığını, taşınmaz metrekare birim bedelinin aynı kamulaştırma kapsamında benzer özellikteki taşınmazlarla uyumlu olmadığını, düzenleme ortaklık payı kesintisinin hesaba katılmadığını, yapı bedelinin soyut ifadelerle belirlendiğini, arsa zemin ve yapı bedelinin yüksek belirlendiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca yakın tarihte satışı yapılan emsallerle dava konusu taşınmazın üstün ve eksik yönleri belirtilmek suretiyle değer biçilmesi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın da imar parseli olduklarından düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmamasının doğru olduğu, taşınmazın konumu, niteliği gereği yapılan bedel belirlemesinin uygun olduğu, zeminüstü yapıların yıpranmalarının dikkate alınarak dava tarihi itibarıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yayımlanan Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkındaki Tebliğe göre yapının sınıfına uygun birim fiyatları ve yaşı belirlenip buna göre yıpranma payı düşülerek değer biçen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğu anlaşıldığından usul ve kanuna aykırı olan karara ilişkin davacı idare vekilince yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; üzerindeki yapıya ise aynı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmî birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.