"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/534 Esas, 2023/918 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda; Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacılar ..., ..., ... ve ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanması devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427 ve 432 nci maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre davanın kabul edilen miktar karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 12.950,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; davalı idare vekilinin davanın kabul edildiği davacılar yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davalı idare vekilinin davacılar ..., ..., ... ve ... yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... köyü, ... Mevkiinde bulunan 777 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece kamulaştırma yapılmadan el atıldığını, bu nedenle taleplerinin kabulü ile taşınmazın bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazın Piyade Okulu Komutanlığı eğitim ve atış alanının içinde kalması nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri 2008 yılı kamulaştırma planına alındığını; ancak kamulaştırmada kamulaştırma ödeneği ve öncelik sıralaması gözetildiğinden 2008 yılı içinde gerçekleştirilemediğinden araştırması devam eden davacı tarafında aralarında bulunduğu bir kısım hissedarın hisselerine karşı kamulaştırma işlemlerine 2009 yılı içinde devam edileceğini, davacı tarafın dilekçesinde dava konusu taşınmazın 700.000,00 TL üzerinde değeri olduğu beyan edildiği hâlde, dava değerinin 8.000,00 TL olarak belirtilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, bu nedenle dava konusu taşınmazın beyan edilen değeri 700.000,00 TL üzerinden harcının tamamlatılması gerektiğini, diğer itirazları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine karar verilmesini, kamulaştırma işlemlerinin sonucunun beklenmesini, mahkeme masrafları ve ücreti vekâletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 02.02.2011 tarihli ve 2009/1148 Esas, 2011/28 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dava dilekçesinde davacı olarak gösterilen ..., ..., ... ve ...'ün vekile verilmiş vekâletnamelerinin dosyaya sunulmadığı dikkate alınarak, bu davacılar usulünce davada taraf olarak yer almadığından bu davacılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmesi ve tapu maliki muris Hamza'nın veraset ilamı ve mirasçılarından ... kızı ... ...'in mirasçılık belgesi dosya içerisinde olup, ... kızı ... ... mirasçıları davacılar dışındaki diğer davacıların muris Hamza'nın mirasçıları olduklarına dair veraset ilamlarının dosyaya ibraz edilmediği dikkate alınarak bu eksiklik giderilip bilirkişi kurulundan davacılar paylarına isabet eden bedeller denetime elverişli olacak şekilde hesaplanmak üzere ek rapor alınmadan eksik inceleme ile tam pay üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılar ..., ..., ... ve ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik, objektif değerlendirmeden uzak olduğunu, bedelin yüksek belirlendiğini, taşınmazın vasfının tarla olduğunu, ayrıca bir kısım davacılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği hâlde, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Davacılar ..., ..., ... ve ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği hâlde, davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı İdare Vekilin Davacılar ... vd.'ye İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine,
B. Davalı İdare Vekilinin Davacılar ... vd.'ye İlişkin Temyizi Yönünden;
1.Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı idare vekilinin davacılar ..., ..., ... ve ... yönünden temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak "Davalı idare kendisini vekil ile temsil ettirdiklerinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 17.900,00 TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
03.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.