Logo

5. Hukuk Dairesi2024/9291 E. 2025/3793 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacıya ödenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kanun'un Ek 3. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ve dava tarihi itibariyle değerlendirildiğinde taşınmaza biçilen bedelin uygun bulunması, ancak hükümde temlik alan ile temlik edenin davacı olarak birlikte gösterilmesinden kaynaklanan tereddüdün giderilmesi amacıyla 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/470 Esas, 2023/1622 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/215 Esas, 2021/149 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ..., ... eski 2325 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın kamulaştırma işleminin mülga Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından yürütüldüğünü ve 04.05.1979 tarihli ve 575/1138 sayılı olur ile kamulaştırıldığını, kamulaştırma işlemine ilişkin tebligat işlemlerinin de ilgili idarece usulüne uygun yürütülerek kamulaştırma bedelinin banka hesabına bloke edildiğini, usulüne uygun kamulaştırma nedeniyle davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı idarenin dava konusu taşınmazın usulüne uygun olarak kamulaştırıldığı iddiasının yerinde olmadığını, ilanen tebligatın usulsüz olduğunu, gerekli adres araştırması yapılmadığını, tescile yönelik karar hükmen kesinleşmiş sayılmayacağından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Ek 3 üncü maddesinin uygulanamayacağını, belirlenen bedelin düşük olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; adres araştırması yönünden idare sorumluluğunu yerine getirmiş olup bedelin bloke edildiğini ve tescil davasının müvekkili lehine kesinleştiğini, usulüne uygun kamulaştırma nedeniyle tazminat talep edilemeyeceğini, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, kamulaştırma nedeniyle oluşan değer artışlarının dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Anayasa Mahkemesinin 28.07.2023 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un Ek 3 üncü maddesinin kanunun yürürlüğünden önce açılan ve devam eden davalara da uygulanacağına dair hüküm içeren geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "ek 3. madde hükmü uygulanarak" kısmı iptal edilmekle Anayasa Mahkemesinin 28.07.2023 tarihli iptal kararı ve davanın açılış tarihi dikkate alındığında artık Ek 3 üncü maddenin uygulanması gereği ortadan kalkmış, kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, 1983 yılından sonraki el atmalarda nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin de yerinde olduğu, taşınmazın bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre bedelinin uygun olduğu, böylece Mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2 Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin davacı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile eklenen 2942 sayılı Kanun'un Geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

4. Bu durumda Kanun'un yürürlük tarihinden önce açılan eldeki davada; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3, 990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alınarak Ek Madde 3'ün uygulanma imkânı kalmadığından, dava konusu taşınmaza dava tarihi itibarıyla değer biçilmesi yerindedir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı idare vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

6. Buna karşın; gerekçeli karar başlığında hem temlik alan ... hem de temlik eden ... davacı olarak gösterildiği hâlde, infazda tereddüt uyandıracak şekilde hükmedilen bedelin davacı tarafa ödenmesine karar verilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare vekilinin tüm, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının (1) numaralı bendindeki “davacı tarafa ödenmesine” ibaresi hükümden çıkartılarak yerine “temlik alan davacı ...’ye ödenmesine” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.