Logo

5. Hukuk Dairesi2024/9323 E. 2025/1747 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idarelerin sorumluluk oranlarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza kısmen fiili el atılmış olması, imar planında kamu hizmetine ayrılmış olması ve uzun yıllardır mülkiyet hakkının kısıtlanması sebebiyle davalı idarelerin sorumluluğunun tespitine ve bedelin belirlenmesine, ancak mahkeme harçlarının ve takyidatların yanlış değerlendirildiği gözetilerek mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/460 Esas, 2023/1387 Karar

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

Belediye Başkanlığı ve İZSU Genel Müdürlüğü vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 19. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/325 Esas, 2022/469 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın asıl davanın davacıları ile davalı idareler vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının, davalı ... Belediye Başkanlığı vekili yönünden kabulü, asıl davanın davacıları ile diğer davalı idareler vekilleri yönünden ise kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle, asıl dava yönünden davalı ... Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı idareler aleyhine açılan davanın kabulüne, birleştirilen dava yönünden, davalı ... Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davada karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar aleyhine açılan davanın ise kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kararı asıl davanın davacıları ile davalılar Bornova Belediye Başkanlığı ve İZSU Genel Müdürlüğü vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Asıl davanın davacıları ve birleştirilen davanın davacısı lehine, her bir davacı yönünden ve davalı ... Belediye Başkanlığı aleyhine hüküm altına alınan bedellerin, (ıslaha göre redolunan miktar bulunmamaktadır) Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla, davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin asıl ve birleştirilen davanın davacıları yönünden ve asıl davanın davacıları vekilinin ise davalı ... Belediye Başkanlığı yönünden temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı İZSU Genel Müdürlüğünün asıl ve birleştirilen davanın davacıları yönünden, asıl davanın davacıları vekilinin ise davalı idare İZSU Genel Müdürlüğü yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davanın davacıları vekilleri dava dilekçelerinde özetle; İzmir ili,........ ilçesi, .......(...) Mahallesi 13170 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar planınında resmî tesis alanı (su deposu) olduğunu ve bir kısmına asfalt ve kaldırım yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

1.Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; husumetin kendilerine düşmediğini, kabul anlamına gelmemek şartıyla talep edilen tazminat bedelini kabul etmediklerini, hukuki dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; husumetin kendilerine düşmediğini ileri sürerek davanın öncelikle husumetten, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davalı İZSU Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; idarelerince fiilen el atmanın bulunmadığını, imar planında değişiklik yetkisinin belediyeye ait olduğunu, istenen faize itiraz ettiklerini ileri sürerek davanın reddine kararv erilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacılar ile davalı idareler vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Asıl davada davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; m² birim bedelinin piyasa rayicinin çok altında belirlenmiş olduğunu, taşınmazın değerli bir konumda olduğunu, emsal karşılaştırmasının uygun yapılmadığını, dava tarihi itibarıyla değerin en az 2.600,00 TL ile 2.850,00 TL arasında olması gerektiğini, vekâlet ücretinin her bir müvekkil lehine ayrı ayrı olarak belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda fiili el atmaya ilişkin değrlendirmenin olmadığını, husumetin kendilerine düşmediğini, takyidatların dikkate alınmadığını, harcın maktu olarak hüküm altına alınması gerektiğini ve bedele yasal faiz uygulanması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3.Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle; rapora yapılan itirazların dikkate alınmadığını, husumetin kendilerine düşmediğini, emsal karşılaştırmasının uygun yapılmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

4. Davalı İZSU Genel Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde özetle; idarelerince fiili el atmanın bulunmadığını, imar planı değişikliğinin belediyenin sorumluluğunda olduğunu, emsal karşılaştırmasının uygun yapılmadığını, faize itiraz ettiklerini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahallinde yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda taşınmazın (A) ile belirlenen 153,05 m² kısmına ......sokak kaldırımı olarak, (B) ile belirlenen 34,28 m² kısmına 7221 sokak kaldırımı olarak, (C) ile belirlenen 170,19 m² kısmına 7224 sokak olarak fiilen el atıldığı, taşınmazın imar planında tamamının resmi tesis alanı (su deposu) olarak ayrıldığı, yukarıda açıklanan kısımlar dışında kalan kısmına fiili bir el atmanın bulunmadığı anlaşıldığını, asıl dava davacıları tarafından İzmir 3. İdare Mahkemesinin 2019/615 Esas, 2020/716 Karar sayılı kararı ile taşınmaza kısmen fiili el atma olması halinde Uyuşmazlık Mahkemesinin içtihatları doğrultusunda tamamının bedelinin tahsiline ilişkin açılan davalarda adli yargının görevli olduğuna karar verildiğini, yerleşik Yargıtay 5. Hukuk Dairesi içtihatları uyarınca imar planında kamu hizmetlerine özgülenen taşınmaza kısmen fiili el atma bulunması halinde taşınmazın kamu hizmetine özgülenen kısımların tamamının bedeline hükmedilmesi gerektiğini, hukuki el atma nedenine dayanan davalar bakımından adli yargı görevli olduğunu, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediğini, ancak; taşınmaza fiilen 7224 sokak ile 7221 Sokak olarak el atıldığı, bu sokakların her ikisinin de imar planında 15 metre genişliğinde imar yolları olduğu, 7224 sokak için otopark girintisi yapılmış olmasının yolun genel genişliğini değiştirdiğinin ve sorumlu idarenin otopark girintisi nedeniyle sadece o kısmında değişiklik gösterdiği kabul edilemeyeceğinden, fiilen el atılan kısımların tamamından Bornova Belediye Başkanlığının sorumlu kabul edilmesi ve hükmedilen tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 4 uyarınca mahkeme harçlarının maktu olarak belirleneceği öngörüldüğünden, davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, asıl dava davacıları vekili ile davalı ... Belediye Başkanlığı ve İZSU Genel Müdürlüğü vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle, asıl dava yönünden davalı ... Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı idareler aleyhine açılan davanın kabulüne, birleştirilen dava yönünden, davalı ... Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davada karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar aleyhine açılan davanın ise kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, asıl davada davacılar ile davalılar Bornova Belediye Başkanlığı ve İZSU Genel Müdürlüğü vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Asıl davada davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiş, ek beyan dilekçesinde de faizin hatalı olduğunu beyan etmiştir.

2. Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Davalı İZSU Genel Müdürlüğü vekili temyiz dilekçesinde özetle; yasal faize ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince yapılan düzeltmenin yerinde olduğunu belirtilerek, vekâlet ücretlerinin hatalı belirlendiğini beyan ederek istinaf dilekçesini tekrar etmek suretiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas. 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulu yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayriımenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi."

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas. 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulu yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulüniin bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın ınevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kantınu'nun 66 ıncı maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...’’karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde aynı bölgeden Dairemize intikal eden dosyalar dikkate alındığında bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dava konusu taşınmazın, 08.01.1996 onaylı 583 numaralı imar planı değişikliği kapsamında kısmen yaya yolu, kısmen de resmî tesis alanında (su deposu) bulunduğu ve bir kısmına fiilen kaldırım ve asfalt yol yapılması suretiyle fiilen elatıldığı anlaşılmaktadır. Fiilen el atılan kısımlar yönünden sorumluluğun davalı ... Belediye Başkanlığına, imarda su deposu olarak ayrılmış bulunan alana yönelik olarak ise uzun yıllardan beri kamu hizmetine tahsis edilmiş olması nedeniyle, fiilen el atılmamış olsa dahi mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığı kabul edilerek ayrıca proje bütünlüğü de gözetilmek suretiyle, sorumluluğun davalı İZSU Genel Müdürlüğüne ait olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.

4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

5. Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki takyidatların, davalı İZSU Genel Müdürlüğü yönünden, birleştirilen davaya ilişkin olarak hüküm altına alınan bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi hususu kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gerekir.

6.Dosyadaki bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra kısmen fiilen el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 nci ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra kısmen fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, proje bütünlüğü gözetilerek bedele hükmedilmesi halinde, işbu davalarda vekâlet ücreti ile mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerekmekte olup, nisbi vekâlet ücretinin hüküm altına alınmış olması yerinde olmakla birlikte, yasal olmayan gerekçelerle maktu harca hükmedilmiş olduğu ve bu hususun kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gerektiğinden, Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un ikinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı ... Belediye Başkanlığı Vekilinin Asıl ve Birleştirilen Davada Davacılara İlişkin, Asıl Davada Davacılar Vekilinin ise Davalı ... Belediye Başkanlığına İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı ... Belediye Başkanlığı ile asıl davada davacılar vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktardan ayrı ayrı REDDİNE

2. Davalı İZSU Genel Müdürlüğünün Asıl ve Birleştirilen Davada Davacılara İlişkin Asıl Davada Davacılar Vekilinin Davalı İZSU Genel Müdürlüğüne İlişkin Temyizi Yönünden;

1.Asıl davada davacılar ile davalı İZSU Genel Müdürlüğü vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Kamu düzenine ilişkin olarak yapılan değerlendirme sonucunda, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (B) numaralı bendinin, (1) numaları alt bendinin, (5) numaralı fıkrasının tamamen çıkartılması, yerine “Asıl dava yönünden hüküm altına alınan miktar üzerinden alınması gereken 677.784,19 TL'den davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL ile tamamlama harcı olarak yatırılan 169.278,00 TL olmak üzere toplam; 169.332,40 TL'nin mahsubu ile bakiye; 508.451,79 TL harçtan; sorumlulukları oranında; 22.829,48 TL'nin davalı ... Belediye Başkanlığından, 485.622,31 TL'nin davalı İZSU Genel Müdürlüğünden alınarak Hazineye gelir kaydına, davalı tarafından yatırılmış olan toplam 169.332,40 TL harcın, 7.603,02 TL'sinin Bornova Belediye Başkanlığından, 161.728,98 TL'sinin davalı davalı İZSU Genel Müdürlüğünden alınarak davacılara verilmesine.” cümlesinin, (B) numaralı bendinin, (II) numaralı alt bendinin (5) numaralı fıkrasının tamamen çıkartılmasına, yerine “ Birleştirilen dava yönünden hüküm altına alınan miktar üzerinden alınması gereken 144.185,81 TL'den davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL ile tamamlama harcı olarak yatırılan 35.875,67 TL olmak üzere toplam; 35.934,97 TL'nin mahsubu ile bakiye; 108.250,84 TL harçtan; sorumlulukları oranında; 4.860,46 TL'nin davalı ... Belediye Başkanlığından, 103.390,38 TL'nin davalı İZSU Genel Müdürlüğünden alınarak Hazineye gelir kaydına, davalı tarafından yatırılmış olan toplam 35.934,97 TL harcın, 1.613,45 TL'sinin Bornova Belediye Başkanlığından, 34.330,52 TL'sinin davalı İZSU Genel Müdürlüğünden alınarak davacıya verilmesine,” cümlesinin yazılması, (B) numaralı bendinin, (II) numaralı alt bendinin (3) numaralı fıkrasının sonuna, “ tapu kaydındaki takyidatların hüküm altına alınan bedele yansıtılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı ... Belediye Başkanlığından peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davalı İZSU Genel Müdürlüğünden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.