Logo

5. Hukuk Dairesi2024/950 E. 2024/6583 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Orman kadastrosu sınırları içerisinde kalan taşınmazın tapusunun iptali ve orman vasfıyla Hazine adına tescili nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, Hazine'nin sorumluluğunun olup olmadığı ve tazminat miktarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Medeni Kanun'un 1007. maddesi uyarınca tapu iptali nedeniyle oluşan gerçek zararın, taşınmazın arsa niteliğinde olduğu gözetilerek emsal satışlar üzerinden hesaplanması ve davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi gerektiği değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/279 Esas, 2022/1789 Karar

DAVA TARİHİ: 29.01.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Gebze 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/64 Esas, 2021/279 Karar

Taraflar arasındaki kesinleşen orman kadastrosu sınırları içerisinde kalan taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Medenî Kanunu'nun 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı Hazine vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 31.10.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı Hazine vekili Avukat ... gelmiş, davacılar vekili duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin murisinin...Mahallesi 3484 ve 3485 parsel sayılı taşınmazları üzerinde hiçbir şerh yokken 1960'lı yıllarda satın aldığını, Karayolları Genel Müdürlüğünün Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/219 Esas sayılı dosyasında bedel tespiti ve tescil davası açtığını, söz konusu davada kamulaştırma bedelinin depo edilmesi için süre verildiğini, davanın orman idaresine ihbar edildiğini, orman idaresinin dava konusu taşınmazların tamamının orman sınırında kaldığından bahisle tapu iptali ve tescili davası açtığını, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda taşınmazların tapularının iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, uğramış olduğu zararın faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan haksız davanın öncelikle husumetten reddine, aksi durumda davanın hak düşürücü süre ve zamanaşımı yönünden reddine, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalı Maliye Hazinesinden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyaya yapmış oldukları hak düşürücü süre, zamanaşımı ve husumet itirazlarının dikkate alınmadığını, dava konusu taşınmazların halen davacılar adına kayıtlı olup henüz ortada oluşmuş bir zarar bulunmadığını, zararın varlığı olmadan dava açılmasının mümkün olmadığından davanın reddi gerektiğini, davacılar tarafından yapılan orman kadastro çalışmalarına süresinde itiraz edilmemesinden kaynaklı hukuki sonuca dayanarak maddi tazminat talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dosyadaki bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunda hatalı emsal seçimi yapıldığını ve yanlış değerlendirme yapılarak fahiş birim fiyatı hesaplandığını, davacı vekilinin ıslah dilekçesinde talep etmiş olduğu miktarın zamanaşımına uğradığını, hüküm kurulurken tüm alacaklara 09.09.2019 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, dava dilekçesinde asıl alacak için faiz başlangıç tarihi talebi olmamasına rağmen gerekçeli kararda dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken 09.09.2019 tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılması ile davanın reddini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde ve taşınmazın tapudan terkinine karar verilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı belirtilerek davalı Hazine vekillinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz itirazında bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacılar murisinin dava konusu taşınmazı şerhsiz satın alarak 11.03.1970 tarihinde malik olduğu, Orman İşletme Müdürlüğü tarafından davacılara karşı açılan dava sonucunda, Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/300 Esas, 2018/438 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazların tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın 09.09.2019 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 20.01.2020 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Dosya içindeki bilgi ve belgeler, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yazılı gerekçeler ve dava konusu taşınmazın konumu dikkate alındığında; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun kabulü ile emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi